Müzisyen Haluk Çetin, şair Ataol Behramoğlu ile 25 yıldır gerçekleştirdikleri şiir-müzik dinletilerine dair anılarını, ‘Ataol Behramoğlu İle Aydınlığa Yolculuklar’ kitabında topladı. Çetin, “Ataol Behramoğlu ile yoldaş olunca şiir benim hayatımın bir parçası oldu” diyor

Şiirle müzik yoldaş oldu

KADİR İNCESU

Usta şair Ataol Behramoğlu ile birlikte 25 yıldır yurt içi ve dışında beş yüzün üzerinde, yüzbinlerce kişinin izlediği şiir-müzik dinletileri gerçekleştiren müzisyen Haluk Çetin, büyük ilgi gören etkinliklerde yaşadıklarını, duyduğu ilginç olayları Tekin Yayınevi tarafından yayımlanan “Ataol Behramoğlu İle Aydınlığa Yolculuklar” kitabında anlatıyor.

Lise yıllarında müzik hayatına mandolinle giriş yapan Çetin, üniversite eğitimi için İstanbul’a geldiğinde pek çok müzisyen gibi barlarda, lokallerde çalıp söylemeye başlar. İstanbul’da kış sezonunda, ‘İktisatçılar Lokali’nde çalarken, yaz sezonunda Sümer Tilmaç'ın Antalya da açtığı Kabare adlı kulüpte de devam eder müzik hayatına.

Cumhuriyet Halk Partisi Antalya örgütünün 1994’te düzenlediği, pek çok yazarın da davetli olduğu şenlikte bir şiir dinletisi ile yer alacak Behramoğlu’na eşlik edecek bir müzisyen arandığında akla ilk olarak Haluk Çetin gelir. Biraz da heyecanla kabul eder.

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde öğrenci olduğu günlerde arkadaşlarıyla birlikte Şan Müzikholü’nde Timur Selçuk’u dinlemeye gittikleri günü hatırlar. Selçuk, Ataol Behramoğlu’nun ‘Kızıma’ adlı şiirinden bestelediği şarkısını söylüyordur: “Bütün insanları dostun bil, kardeşin bil kızım/Sevincin ürünüdür insan, nefretin değil kızım /Zulmün önünde dimdik tut onurunu/Sevginin önünde eğil kızım.”

Sözlerden çok etkilenen Çetin heyecanlanır. Arkadaşlarıyla konuşurken, “Bunlar bizim insanlarımız. Özgürlükten, emekten yana ilerici, doğru insanlar; işte bunlar, böyle güzellikler bırakırlar dünyaya…” der. O akşam dinletideki uyumları dikkat çeker. Sanki uzun yıllardır tanışıyor ve birlikte çalışıyor gibidirler.

Müzik her şeyin önüne geçince okuldan ayrılan Çetin, yıllar sonra çıkan aftan yararlanarak okulunu bitirir, stajını yapar. İstanbul Barosu’na kaydını yaptırır ancak avukatlık yapmaz.siirle-muzik-yoldas-oldu-711508-1.

Yaşamını müzik üzerine kuran Çetin bugüne kadar ‘Şiiriçi Şarkılar’, ‘Çaresi İsyan Olmuştur’ ve ‘Yürüdüm Sana Doğru’ adlı solo albüme imza attı. Çetin albümlerinde halk ozanlarının ve çağdaş Türk şiirinin değerli isimlerinden yaptığı bestelere yer verdi. Çetin, ‘Ataol Behramoğlu Şarkıları-Aşk İki Kişiliktir’ ve ‘Cezmi Ersöz- Kendini Saklama Çiçekleri’ adlı ortak albümlerde de yer aldı.

ŞİİR HAYATIMIN PARÇASI OLDU

Çetin’in bugüne kadar yaptığı 60 bestenin 20’si Ataol Behramoğlu şiirleri için.

ARTI TV’de ‘Şiiriçi Şarkılar’ adlı bir program yapan Çetin, “Şiir ile müzik kader gibi. Ataol Behramoğlu ile yoldaş olunca şiir benim hayatımın bir parçası oldu. Ve televizyon programımın da adı oldu” diyor ve ekliyor: “İyi şairlerle yakın olunca söz yazmaya cesaret edemedim...”

Çetin, son günlerde dünyayı etkisine alan koronavirüs salgınıyla ilgili de şunları söylüyor: “İnsanlığın kendisiyle büyük bir hesaplaşma ve sorgulamaya gideceğine; bu hesapsız kârlılık, bencillik, çevre, sağlık, ekonomik eşitsizlik vs. gibi konularda uzunca düşünüp tartışarak dünyanın sol değerlere doğru hızla savrulacağı bir döneme gideceğine dair inancım tam.”

Haluk Çetin, Ataol Behramoğlu ile birlikte 25 yıldır, ilk günkü heyecanla çıkıyor sahneye. Coşkuyla dokunuyor gitarının tellerine.

SENFONİK BİR BÜTÜNSELLİK HÂKİM

Şair Ataol Behramoğlu ise bu birlikteliği şöyle anlatıyor: “Haluk Çetin’le ilk dinletimizin tarihi Ekim 1994 olduğuna göre çeyrek yüzyılı geride bırakmışız demektir. Bu dinleti eğer, yapıla geldiği üzere şiir okunurken fonda müzik siirle-muzik-yoldas-oldu-711509-1.yapılması olsaydı, kısa sürede tekdüzeleşir, sonuçta da müziğin kimi kez gereksizleşen bir süse dönüştüğü sıradan bir şiir dinletisi olurdu. Bizimki, bizde de başka bir ülkede de rastlamadığım bu şiir-müzik birlikteliğinde ise, şiir kendisini izleyecek şarkıyı hem içerik hem söze ve melodiye ilişkin öğelerle hazırlarken, şarkı da bir sonraki şiirin sözel, duygusal, ezgisel ortamını hazırlıyor.

Doğaçlamaların, şair ve müzisyenin kimi kez birbirlerine takılmalarının yanı sıra izleyiciyle söyleşmelerinde doğallık, kendiliğindenlik kazandırdığı bu dinletiler, her biri kendi özgünlüğüyle senfonik bir bütünselliğe ulaşarak ve izleyiciyle bütünleşerek duygusal ve akılsal bir doruk noktasında sona eriyor.”