Müzik, toplumsal ve siyasal bağlamda çok güçlü bir kültürel kaynak olmasa bu denli büyük ölçüde sansüre uğramaz, denetlenmez ve kısıtlamalarla karşılaşmazdı. Dünyanın her yerinde müzik bağlılık da yaratır, karşıtlığı da körükler. Sanatçıların yaşam tarzı da iktidarların ideolojisine alternatif sunabilir. Müzik gürültüden öte bir şey olduğu için aykırıdır.

Silahlar konuşurken müzik susar* mı?

PROF. DR. FEZA TANSUĞ

niversitede yıllar boyunca verdiğim dünya müziği derslerim, Kolombiya’daki vallenato müzik türünü de kapsardı. Bu dersimde, Kolombiya’nın kuzey sahil bölgelerinde yasadışı uyuşturucu ticaretinin toplumu nasıl çürütüp parçaladığını yansıtan vallenato ile ilgili “Akordiyonlar ve Pompalı Tüfekler” adlı çok çarpıcı bir belgesel de yer alırdı.** 1960’lardan sonra hızla artan marihuana ve kokain kullanımı, Kolombiya halkının uyuşturucu mafyasının hakimiyeti altına girmesine neden oldu. Toplumun iktisadi, siyasi ve sosyal hayatını şekillendirmeye başlayan temel güç giderek mafya oldu. Bölgeye büyük miktarda nakit para akarken, uyuşturucu ticareti ülkede yüksek enflasyona yol açtı, suç oranlarını, machismo’yu, erkek şiddetini ve seks işçiliğini arttırdı, Kuzey Amerika’da hızla büyüyen bir pazar yarattı. Mafyanın eline geçen vallenato yaygınlaşarak cumbia gibi diğer halk müziği türlerinin yerini aldı. Silahların konuştuğu bir dönemde müzik baskılandı, kısıtlandı ve ardından uyuşturucu mafyasının patronajlığında modern vallenato ortaya çıktı.

Türkiye’de uyuşturucu mafyasıyla ilişkilendirilebilen vallenato benzeri bir müzik türü ortaya çıkmadı ancak uyuşturucu ticareti Kolombiya’yı aratmayacak ölçüde yaygınlaştı. Uyuşturucu trafiğinin yeni rotasının Türkiye olduğu söylenirken “Türkiye Kolombiya mı oluyor?” sorusunu gündeme getirdi. Türkiye’de Afganistan’dan gelen uyuşturucuyu Avrupa’ya taşıyan hazır bir rotanın olduğu da biliniyor. 16 Haziran 2021’de Mersin Limanı’nda başlayan operasyonla Ekvator’dan gelen gemideki ithal muz dolu konteynerlerde 1,3 ton kokain yakalandı. Bundan bir hafta sonra yine Ekvator’dan gelen başka bir gemide ise 463 kg kokain ele geçirildi. Böylece bir hafta içinde Türkiye’de bir yılda yakalanandan daha fazla kokain ele geçirilmiş oldu. Kokainin rotası hep Mersin Serbest Bölge’de kesişiyor. Kokain kaçakçılarının bu serbestlikten ne zamandır yararlandığı ve bu denetimsiz koridorlardan ne kadar kokainin geçtiği ise tabii ki bilinmiyor. Benzer operasyonlara Kolombiya’da da devam ediliyor.

Gündemdeki iki önemli başlık Türkiye’nin bugün başını ağrıtmakta: Türkiye’nin coğrafi konumu nedeniyle uyuşturucu ticaretinde bir köprü olması yeni değil ancak ele geçirilen uyuşturucunun kullanıcı kitlesinin bir kısmını Türk toplumunun oluşturması çok sarsıcı. Artık, bir yanda ağlarını giderek güçlendiren mafya, diğer yanda ise gitgide “uyuşturulan” bir toplumu konuşur olduk.

Müziğe dönecek olursak, pandeminin en başından beri özellikle müzisyenlerin ve müzikle geçimini sağlayan işletmelerin durumu içler acısı. Çaresizlikten çalgılarını satan binlerce müzisyen var. Pandemi döneminde alınan önlemlerle birlikte eğlence ve konser salonları kapatıldı. Bu yerlerde çalışan herkes işsiz kaldı. Müzik sektöründeki binlerce işletme ve konser salonu iflas etti. Pandemi boyunca 100’ün üzerinde müzisyenin intihar ettiği bu kitleye yönelik iktidar doğru düzgün bir destek girişiminde bulunmadı. 1 Temmuz’dan itibaren tedbirler kaldırılmışken kısıtlamaların yalnızca müzik alanında devam etmesi yönünde karar alındı. Yaklaşık bir buçuk yıldır işsiz olan müzisyenler her gün geçim sıkıntısıyla boğuşurken böyle bir uygulamanın sanatçıları çok daha zor durumda bırakacağı ortadadır. Ayrıca, müzik kısıtlamasını kalıcı hale getirme çabası, sorunun tedbir değil de yaşam tarzına müdahale olduğu algısını yarattı.

Pandemi kısıtlamalarının büyük bölümünü kaldıran son genelgede müzik yayını yasağının 24.00’ten sonra sürmesi ülke çapında tepkilere yol açtı. İçişleri Bakanlığı’nın 28 Haziran 2021 günü yayınladığı genelgeyi Ankara Barosu yönetimi yargıya taşıyıp karara karşı Danıştay’da dava açtı. Genelgede yer alan müzikle ilgili maddelerin hukuka aykırı olduğunu savunan baro, işlemin yürütmesinin durdurulmasını ve iptalini istedi. Buna benzer tepkiler başka kuruluşlarca da dile getirildi. Kimi sanatçı sivil itaatsizlik çağrısı yaptı. Konser vererek protesto eden rap müzisyenleri de oldu, şiir okuyarak ya da müzik yaparak eylem yapanlar da. Müzisyenler, müzikologlar ve müzikle geçimini sağlayan emekçiler müziğin susturulmasını kabul etmiyor. Üstelik pandemi döneminde zaten sosyal hayatın canlılığından ve sanattan uzaklaştırılmış olan bu halkın müziğinin susturulması kabul edilemez. Müziğin iyileştiren, insanları yakınlaştıran gücüne, bir buçuk yıldır sosyal temastan uzak tutulan insanların her zamankinden daha çok ihtiyacı var.

Bugün müzisyenler niçin bu denli kısıtlamalarla karşılaştı? Müzik, toplumsal ve siyasal bağlamda çok güçlü bir kültürel kaynak olmasa bu denli büyük ölçüde sansüre uğramaz, denetlenmez ve kısıtlamalarla karşılaşmazdı. Dünyanın her yerinde müzik bağlılık da yaratır, karşıtlığı da körükler. Sanatçıların yaşam tarzı da iktidarların ideolojisine alternatif sunabilir. Müzik gürültüden öte bir şey olduğu için aykırıdır.

Müziğin mesaj iletmekten başka işlevleri de vardır. Müzisyenler, dinleyici kitlesini etkileyip eyleme geçirebilirler. Bir kalabalığı bir topluluğa dönüştürmenin yolu insanların birlikte söyleyip birlikte hareket etmelerini sağlamaktır. Müzik, dayanışma duyguları yaratabilir, belirli bir davayı savunabilir, destekçileri cesaretlendirebilir ve karşıt görüştekileri korkutabilir. Yeni ve farklı bir geleceği yaratmaya yardım ederken bugün ve geçmiş arasında bağlar yaratabilir.

Müzik, birçok farklı yolla toplumsal hareketlerin bir parçası olabilir. Günümüzün müzikleri, belirgin sessizlikten, eski müzik biçimlerinin yeniden canlandırılması yoluyla yeni türlerin kompozisyonuna, topluluk duygularını belirtmeyi ve yaratmayı, ilgi odaklarını ve özlemleri tanımlamayı, küçük topluluklar arasında bağlar kurmayı ve mesajları geniş uluslararası kitlelere iletmeyi sürdürmektedir. Sansüre ve yasaklamalara rağmen kullanılış biçimlerinin çeşitliliği sayesinde müzik, toplumsal hareketler için etkin bir kaynak, sesler ve simgeler ağının da çok önemli bir parçasıdır.

Türkiye’deki kısıtlamalar yüzünden, Kolombiya’daki vallenato örneğinde olduğu gibi, bu ‘suskun’ dönemin müzik dilinde nereye evrileceğini hep birlikte göreceğiz. Müzik Kolombiya’da da susturulamadı, Türkiye’de de susmayacak.


*Inter arma silent musae… (Toplum kutuplaştırılıp gerilim yükseldiğinde yaratıcılığın son bulacağı anlamında Romalılara ait Latince deyiş.)

**Shotguns and Accordions: Music of the Marijuana Growing Regions of Colombia.