Şili solu anayasa hazırlığında etkili
Şili’de yeni anayasa yazım sürecinde solun desteğiyle yerli haklar, iklim krizi ve cinsiyet eşitliği birincil başlıklar. Siyaset Bilimci Ignacio Gonzalez, “Solu başarılı kılan değişimin temsilcisi olabilmesi” görüşünde.
Zilan AKAY
Şili’nin başkenti Santiago’da metro biletine yapılan zamma karşı 6 Ekim 2019’da başlayan halk ayaklanmasının ardından Şili solu yeniden güçleniyor. Ülkede geçen yıl yapılan yerel seçimlerde sol ittifaklar önemli kazanımlar elde ederken yeni anayasayı hazırlayan Kurucu Meclis’in (Anayasa Konvansiyonu) seçimlerinde de sol ağırlığını koyacak.
Şili’de cunta yönetiminin faşist lideri Augusto Pinochet döneminde ülkenin anayasası yıkıma uğradı. Neoliberal politikalara karşı sosyal adaleti gözeterek oluşturulacak yeni anayasa için Kurucu Meclis’in çalışmaları devam ediyor. Halk ayaklanmasında büyük bir kitleyi oluşturan kadınlar, feminizmin taleplerini siyasal bir hedefe dönüştürerek anayasa sürecinde aktif olarak bulunuyor.
Yerli halkın haklarına önem veren yeni anayasada sömürgecilik karşıtı yerli mirasa sahip çıkan hükümlerin yer alması üzerinde duruluyor. Aynı zamanda Şili’de devlet başkanlığı seçimleri de bu kasım ayında gerçekleşecek. Adayı belirlemek için yapılan ön seçimlerde sol cephe Apruebo Dignidad’ın başkan adayı, 2011 öğrenci hareketlerinin liderlerinden 35 yaşındaki Gabriel Boric oldu.
2019 EYLEMLERİ YENİ BİR DÖNEM BAŞLATTI
Şili Merkez Üniversitesi (Universidad Central de Chile) Siyaset Bilimcisi Ignacio Andres Gonzalez Becerra’yla Şili’deki seçim gündemini ve anayasanın hazırlanma sürecini konuştuk. Becerra, 2019’daki halk ayaklanmasının Şili için yeni bir bölünme yaşattığını belirtti. Gonzalez, “Bir yandan ‘ülkenin sosyo-politik gerçekliğinin değiştirilmesi’ fikri tesis edilirken, diğer yandan ‘Şili’nin son 30 yıldır sahip olduğu statükoyu sürdürme’ fikri hâlâ devam etmektedir. Ancak, sol kesimlerin Anayasa Konvansiyonu’nda sahip oldukları önemli temsilin başarısı, son 30 yılın aynı rejimini sürdürmekten değil, fikir ve konumlarının değişime uygun olmasından kaynaklanmaktadır” diye konuştu.
1980 anayasasının “sosyal hakları metalaştıran bir bakış açısı” içerdiğini ve değiştirilmesi gerektiğini ifade eden Becerra, “Su kıtlığı, yerli yalkların anayasal olarak tanınması, toplumsal cinsiyet eşitliği gibi mevcut bağlamda belirli kritik konuların yeniden ele alınmasından yana olmak gerekiyor” ifadelerini kullandı.
ANAYASA SÜRECİNE YURTTAŞLAR DAHİL
Şili’de vatandaşların şimdiye kadar karar alma süreçlerine aktif katılımının olmadığını ancak Anayasa Konvansiyonu ile bu durumun değişikliğe uğradığına dikkat çeken Gonzalez, yaşanan süreci şöyle anlattı: “Anayasa Konvansiyonu, önümüzdeki birkaç hafta içinde yeni Anayasa’yı oluşturacak maddelerin her birinin tartışılmasına ve taslağının hazırlanmasına başlamak için, usul kurallarının tasarımını tamamlıyor. Bu noktaya kadar süreci olumlu bir şekilde değerlendirebiliriz, ana eksen kamuya açık oturumları öne çıkararak yurttaş katılımını teşvik etmek. Ayrıca sosyal kuruluşlar, genel olarak vatandaşlar, kamu, özel ve akademik kuruluşlara çalışma kuralları ile ilgili teklifler sunmaktır. Genel olarak, yeni Anayasa’nın Şili için yeni bir kalkınma modeli, sosyal hakları metalaştırmayı durduran, çevre ve doğal kaynaklar gibi hayati meselelerle ilgilenen bir model önerebilmek olacağına inanıyorum.”
Siyaset Bilimci Gonzalez, Şili solunun ise ülkedeki değişim arayışını doğru temsil edebildiği için başarılı olduğu görüşünde. “Sol kesimlerin geliştirdiği siyasal iletişim, Anayasa Konvansiyonu’nda sandalye elde etmek için seçim kampanyalarında daha başarılı olmalarını sağladı. Toplumsal dokunun yorgunluğunu anlamalarına ve kendilerini değişimin temsilcisi olarak konumlandırmalarına olanak tanıdığına inanıyorum” diyen Gonzalez, Anayasa Konvansiyonu ile bağlantılı içeriği yaymak için sosyal medyanın iyi kullanılmasının da etkili olduğunu belirtti.
CİNSİYET EŞİTLİĞİ VE EKOLOJİ GÜNDEMDE
21 Kasım seçimlerinde solun önemli bir kesiminin desteklediği Apruebo Dignidad cephesinin adayı Gabriel Boric ise seçim anketlerinde favori aday. 2011 öğrenci hareketinin liderlerinden 35 yaşındaki Boric, seçimleri kazanması halinde ülke tarihinin en genç cumhurbaşkanı olacak. Şili için 21 Kasım seçimlerinin büyük önem taşıdığını belirten Gonzalez, “Çünkü bunlar Covid-19 pandemisinin devam ettiği bir bağlamda gerçekleşiyor ve ekonomik yeniden canlanma olasılıklarını görmek acil hale geliyor. Bir sonraki hükümet, Anayasa Konvansiyonu’nun yürütmekte olduğu kurucu süreç ve Şili siyasi sisteminde yapacağı değişiklikler ile birlikte çalışmak zorunda kalacak” diye konuştu.
Sol ittifak Apruebo Dignidad’ın hükümet önerilerini değerlendiren Gonzalez, “Gabriel Boric’in siyasi paktı, kadınların çalışmasını ve yeşil kamu yatırımlarını teşvik eden, toplumsal cinsiyet ve çevresel odaklı bir ekonomik yeniden canlandırmayı değerlendiriyor. Bununla birlikte, sosyal medyanın kendilerini bu bağlamda analiz etmek için ilginç bir alan olarak konumlandırdığını söyleyebiliriz. Özellikle, cumhurbaşkanlığı seçim süreci en fazla dijital etkileşimi yakalayan güncel konu olduğunu gösteriyor” ifadelerini kullandı.
BÜYÜK SU KRİZİNE MÜDAHALE EDİLMELİ
Gonzalez, Şili’de on yıldır süren su sorununun da yeni anayasa için önemli bir gündem olduğunu kaydetti. Şili’nin dünyada devletin suyun özel kullanımını düzenlemediği tek ülke olduğunu belirten Siyaset Bilimci Gonzalez, “Bu çok hassas ve acil bir konudur. Bugün Şili’de suyun bir kâr amacı olduğunu ve insan tüketimi için değil, madencilik endüstrisi için bir kaynak olarak önceliklendirildiğini söyleyebiliriz” diye konuştu.
Gonzalez, şöyle devam etti: “Yeni Anayasa’nın bu konuda devletin rolünü güçlendirme ve su kaynaklarının özel mülkiyet hakkını ortadan kaldırma fikrini yürürlüğe koyması en önemli konulardan biridir. Bununla birlikte, bir grup Kurucu’nun ‘Ekolojik Anayasa’ olarak adlandırdığı anayasaya doğru ilerlemek ve su sorununun sadece su krizine özel bir dikkatle değil, aynı zamanda iklim kriziyle yüzleşerek daha geniş bir bakış açısıyla çözmek önemlidir.”