Beyin Cerrahı Dr. Mustafa Turgut, 20 yıl sonra Silifke Belediye Başkanlığını CHP adayı olarak kazandı.

Yaklaşık üç buçuk yıl boyunca Silifke’de yapılmayanları yapmak üzere müthiş bir çaba gösterdi...

Ekip arkadaşlarıyla gece gündüz durmadan yeni projeler ürettiler ve bu projeleri hayata geçirmek için uğraş verdiler. Parklar, köprüler, yollar, sosyal alanlar yaptılar. Kısa zamanda Silifke’yi çağdaş bir kent haline getirdiler. Yakından gözlediğim için yazmaktan çekinmiyorum. Çok başarılı oldular!..

Yıllarca “Milliyetçi/muhafazakâr” anlayışı zorla Silifke’de yerleştirmeye çalışanlara karşı aydın Silifke halkı direnmiş, yurtsever ve ilerici olan yapısını korumaya çalışmıştı.

Aslında narenciye, çilek gibi yaş meyve ve sebze üreten, çalışkan ve çağdaş insanların yaşadığı Silifke, bir zamanların sancak beyliği yaptığı dönemden kalan köklü bir kültüre sahip olarak “Cumhuriyetimizin laik demokratik yapısına” sıkı sıkı bağlı kalmıştır!

• • •

Antik Çağ’ın önemli yerleşim bölgesi olan Selefkos’un üzerinde yaşamını sürdüren Silifke, Akdeniz’in en uzun sahil kumsalına sahiptir.

Boydan boya içinden geçen Göksu Nehri ile kent bir başka güzeldir. Ender rastlanan “Saz Horozu” adlı kuşlarının geçiş yolu üzerinde olan Göksu Deltası bir doğa harikasıdır. Tabii Silifke’nin en önemli değeri yoğurdudur!..

Silifke, Mut ve Gülnar’ın yerleştiği Taşeli Platosu’nun ayrı bir kültürü vardır. Türküleri, dansları ve giysileriyle zengin bir folklora sahip olan Taşeli’nin en görkemli örnekleri Silifke’de görülür.

• • •

Bu denli engin bir kültüre sahip olan ve çağdaşlığa yatkınlığı ile bilinen Silifke’yi gericileştirmek için 20 yıl uğraş verildi. Giyiminden, düşüncesine varıncaya kadar yaşamına karışılmak istendi… Milliyetçilik kisvesi içinde kafatasçılık bile denendi. Ama yirmi yıl sonra bu baskıdan Silifke kurtuldu.

Şimdi AKP aynı yöntemi uyguluyor! Adeta militan gibi görev yapan kaymakam, müftü ve öğretmenler Silifkelileri korkutarak değiştirmeye çalışıyorlar… Kendinden olanları koruyor, olmayanlara türlü eziyetler uyguluyorlar.

Silifke’nin okullarında taciz olayları arttı. Cinsel saldırı iddiaları çoğaldı.

Her gün bir yeni yolsuzluk, usulsüzlük haberi duyuluyor.

Kamu görevlilerinin aşırı yanlı duruşu aslında AKP’nin de zararına!.. Farkında değiller!..

• • •

Aslında bir gerçeği açıklamakta fayda var.

Silifke, Mustafa Kemal Atatürk’e her yöreden daha fazla bağlıdır. Çünkü Atatürk’ün Silifkeli olduğunu bilirler. Hemşerimiz derler!..

Babası Ali Bey’in Silifke ovasında tapulu arazileri vardır.

Mustafa Kemal, veraset yolu ile geçen bu şahsi arazilerini Silifke’de tarımın gelişmesi için kurduğu “vâkıfa” devretmiştir.

Silifkeliler Atalarının kurduğu “Laik Demokratik Cumhuriyete” ve sosyal hukuk devletine herkesten daha fazla sahip çıkarlar.

• • •

Geçen Cuma Silifke Belediyesi’nin düzenlediği “ 1. Edebiyat Festivali”ne katıldım.

Belediye Başkanımız Mustafa Turgut, kendisiyle konuşurken söylediğim, “edebiyatçılar kente büyük katkılar sunabilir” sözlerimden esinlenerek, arkadaşlarıyla birlikte müthiş bir festival organize etmiş. Kendisine ve arkadaşlarına teşekkür ederim.

• • •

1. Edebiyat Festivali 1/7 Ağustos tarihleri arasında çok görkemli bir törenle açıldı. Başkan Mustafa Turgut; “…İçinden geçtiğimiz bu umutsuz ve karanlık günlerde içimizi ısıtacak, bize yol gösterecek, can simidimiz olacak, aynı zamanda geleceğe tanıklık edecek olan tek şey edebiyat ve bu alanda rol oynayan edebiyatçılar, yazarlar olacaktır…” diyerek başladığı güzel konuşmasıyla festivali açtı.

Festivale; Özgür Mumcu, Seray Şahiner, Nedim İnce, küçük İskender, Cezmi Ersöz, Hüsnü Arkan, Eren Erdem, İhsan Eliaçık, Aytuğ Atıcı, Remzi Karabulut, Hüseyin Güner, Emrah Serbes ve ben katıldım.

Bir hafta boyunca yazarlar kitaplarını imzaladılar, edebiyatçılar söyleşiler, şairler şiirler okudular. Konserler verildi. Sohbetler edildi!.. Binlerce Silifkeli ve çevre illerden gelmiş yurttaşlar, kitaplar aldılar, sevdikleri yazarların imzalarını istediler, büyük bir heyecan ile konuşmalara katıldılar. Söyleşileri dinlediler, sohbetlerde düşündüklerini paylaştılar!.. Tam bir özgürlük alanı; yeni düşünceler, uygarca yapılan tartışmalar, aklı ve ruhu dolduran sözler… Yani dolu dolu geçen geceler!..

• • •

Silifke’de beni fazlaca sevindiren şey gençlerin tüm yazarlara ve şairlere gösterdikleri ilgiydi!..

Kentlilerinin, özellikle kadın ve gençlerin edebiyata olan düşkünlüğü geleceğimizin umut dolu olduğunun göstergesi. Malum; Türkiye “yazılı kültürünü” tamamlayamadan “görsel kültürün” bombardımanı altına girdi.

• • •

Edebiyat insanın bilgiye ulaşmasında önemli bir aşamadır. Bilgi düşünsel şekillenmesini sağlar. Yeni düşünceler, yeni taraftarlar getirir, her yeni taraftar farklı bir bakışı da beraberinde taşır. Farklılıklar bizim zenginliğimiz olur. Yenilikler değişimin temelini oluşturur. Önemli olan değişimin geriye değil, ileriye dönük olmasıdır!.. Bu nedenle yazılı kültür önem taşır!.. Yazılan unutulmaz. Ancak yazılı metinlerde toplumsal gelişim takip edilir!.. Böylece yazı bizi “geleceğe” taşır!..

• • •

Oysa bu gün alabildiğince edebiyattan, kitaptan uzak duruyoruz. Bilgiye ulaşmaktan, düşünmekten kaçıyoruz!.. Sorgulamıyoruz!.. Dolayısıyla “Gözlerimizle düşünüyor, kulaklarımızla karar veriyoruz!..” TV’ler ve radyolar bize ne yapacağımızı söylüyor!.. Kitapları açıp okusak karşımıza gelenlerin niyetini anlarız!..

Bilinç insanın yaşam biçiminin sigortasıdır! Bilgi insan onurunun varlık nedenidir!.. Bilinçlenmeden övündüğümüz onuru taşıyamayız!..

Küreselleşen yeni dünya düzeninde sorgulamayan toplum sömürülür!.. Sömürü baskıyı meşrulaştırır, korku biati körükler!..

• • •

Bugünkü kavga, yönetim egemenliği ve ülke kaynakların kimler tarafından kullanılacağı kavgasıdır!.. Güç, emekçi yurttaşlara mı? Yoksa egemen azınlığa mı verilecektir?..

16 Nisan Referandumu ülke kaynaklarının yönetimini “dinci emperyalist yayılmacılıktan” yana olan azınlığa verilmesini sağladı!.. Bu durum yeni bir “ezen yaratacağından”bilinçli toplumlar” için mücadele nedeni olmalı!.. Bu durumda ihtiyaç duyulan tek şey “toplumsal muhalefete siyasi önderlik” yapılabilmesidir!..

• • •

Bu yapıyı Anadolu’da örmeye çalışan yerel yöneticiler var!.. Silifke Belediye Başkanı Mustafa Turgut, “edebiyat festivalini” yaparak Silifke’de demokrasi adına önemli bir adım atıyor!..

Aynı anlayışta olan bildiğim iki belediyemiz daha var!.. Edremit Ve Didim… Halkla birlikte başarılı işler yapan, toplumun gelişmesi ve demokrasinin kalıcı olması adına güzel şeyler üreten CHP’li Edremit Belediye Başkanı Kamil Saka’nın düzenlediği “Edremit Kitap Fuarı” ile,

Özgürlük ve eşitlik adına mücadele eden, bilgi ve kararlıkla hizmet veren, “farklılıklar zenginliğimizdir” diyerek yeni projelerle kenti donatan Didim Belediye Başkanı Ahmet Deniz Atabay’ın yıllardırdüzenlediği “Edebiyat Festivali!..” Her iki kentte de yurttaşlarımızın kitaba yoğun ilgi gösterdiklerini biliyorum!..

Bende 10 Ağustos’ta Edremit, 12 Ağustos’ta ise Didim’de olacağım!..

• • •

Türkiye’nin “nefes aldığı” yerler haline dönüşen “edebiyat ve kitap festivallerini” tüm gücümle destekliyorum!..

2019’da yeniden demokrasiye dönmek istiyorsak hedef bellidir. Eşitlik, özgürlük, hak, hukuk, adalet ve adil bölüşümü gerçekleştirecek olan tek yol emekçilerin yönettiği parlamenter sistemdir. Tek adam rejimini değiştirmeliyiz! Bunun için mücadele etmeliyiz!.

Bilinmeli ki; bizi zafere ancak bilinçli ve kararlı bir toplum götürebilir!.. İşte bu nedenle daha çok okumalıyız!