Bir anımsatma-yinelemeler zinciri oluşturacak bu yazı; hem benden, hem daha yeni çıkanlardan. Olsun bu kez!

“İnsan” dedik, “doğa” dedik, “yaşam” dedik, “Edremit’e sapsam, ordan Çanakkale’ye dek uzanan Kaz Dağlarında, ‘nasıl bulacaksam’ falan demeden Homeros Baba’yı bir aransam...” dedik; Antik Çağ Söylencelerinin bu ulu ozanının destanlarında hemen her bölümde ‘erken doğan gül parmaklı şafak sökerken’ diye başlar günler” dedik, ne dedikse dedik on para etmedi. Bizim sözümüz ne ki? Madencilerin ortaklıkları, gücü geçer akçe... Şimdilik... Ama “şimdi” geleceğimizi yok etmeye yönelik ağır korkulu(vahim) bir durum değil mi?!

Mustafa Dermanlı, “Kazdağları’na hançer saplanıyor!” başlıklı gazetemizde çıkan yazısında özetle şöyle diyor: “Mitolojisi, tarihi, kültürü, coğrafyası, kendine özgü tarımsal kaynakları, eko sistemi, endemik bitki türleri ile oksijen deposu olan Kazdağları’nı büyük bir tehlike bekliyor. Uzun yıllardır yürütülen mücadeleler, ÇED raporlarının iptalleri ile açılan mahkemeler sonucunda madencilik faaliyetleri için açık kollayan firmalar herhangi bir girişimde bulunamamıştı. Fakat edindiğimiz bilgilere göre, geçtiğimiz günlerde Lapseki’nin Şahinli Köyü’nde yapılmak istenen maden arama faaliyetleri için Gayrı Sıhhi Müessese Ruhsatı, Çanakkale Valiliği tarafından onaylandı... Bir basın açıklaması yapan Çanakkale Çevre Platformu, ‘Çanakkale’yi ‘yeryüzü cenneti’ diye niteleyen Vali Hamza Erkal tarafından imzalanan ruhsat ile bu yeryüzü cenneti büyük yara almıştır’ dedi... Platform, bölgede halen faaliyet gösteren 10 dolayında altın-gümüş şirketi için bu kararın yol olacağı kanısında. Toplantıda, ayrıca Lapseki’de yetişen kiraz, şeftali ve elma başta olmak üzere birçok meyvenin Türkiye’nin hatta dünyanın en iyisi olduğu, bölge insanının geçim kaynağının tarım olduğu ve bu bölgede siyanürle zenginleştirilerek bir maden aramanın doğa için geri dönülmez olumsuz sonuçlar doğuracağı da belirtildi...”

Yine gazetemizdeki Doğu Eroğlu’nun yazısında “Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı verilerine göre, Artvin, Giresun, Gümüşhane, Ordu, Rize ve Trabzon’un yüzde 38,7’si madenlere ayrılmış. Ancak Bakanlık maden ruhsatlarının verildiği 303 şirketin isimlerini “ticari sır” olduğu gerekçesiyle açıklamadı” satırları yer aldı...

Homeros Baba, yani şunun şurası ne ki MÖ 7. yüzyıldan bugüne; karanlıklarda bırakma bizi, gecelerde uyuklayıp kalma, şöyle silkin artık milletle, geç bir karşı duruşa; gül parmaklı şafak görünsün diye her gün Kaz Dağları’nda...