Yüz yüze eğitim sadece merkezi sınavlara girecek öğrenciler için devam ediyor. Öğrencilerde ‘başarılıysan değerlisin’ algısı oluşturulduğunu aktaran Eğitim Sen’li Gezici “Tek amaçları çocukları yarıştırmak” diyor.

Sınav sağlıktan daha mı önemli?

Kardelen Tatar

Milli Eğitim Bakanlığı sınav odaklı eğitimde ısrar ediyor. Geçen yıl başlayan pandemide uzaktan eğitim 2020-2021 eğitim-öğretim yılında zaman zaman kesintilerle hâlâ sürüyor. Fakat bakanlık bu konuda merkezi sınavlara girecek öğrencilere ‘istisna’ sağlıyor. Liselere Geçiş Sınavı’na (LGS) ve Yükseköğretim Kurumları Sınavı’na (YKS) girecek öğrenciler yüz yüze eğitime devam ediyor. Üstelik bu süreçte salgına karşı yeterli önlemler de alınmıyor. Sadece 8’inci ve 12’nci sınıfların sınavlarının devam ettiği yüz yüze eğitimin yanı sıra yine sınavlara hazırlık için destekleme kursları da sürüyor. Bu durum bakanlığın eğitimi sadece sınav odaklı olarak düşündüğünü de kanıtlıyor. Daha önce okullardaki sınavlar konusunda da ısrar eden bakanlığın LGS ve YKS konusundaki bu tutumu da eğitimciler tarafından tepki çekiyor. Eğitimciler, “Sınavlar çocukların sağlığından daha mı önemli” diye soruyor.

Aynı zamanda rehberlik öğretmeni de olan Bolu Eğitim Sen Şube Başkanı Zehra Kulalı Gezici alınan kararlarda özel okulların payına dikkat çekti: “Özel okulların bu konudaki payı önemli. Çünkü vaatleri hep buradan yapılıyor. Uzaktan eğitim sürecinde eşitsizliklerin derinleşmesi daha çok özel okulların sınav merkezli taleplerini öne çıkarıyor. Alınan kararlara baktığımızda etüt merkezleri de açık. Dolayısıyla bu durum eşitsizliği daha da çok artırıyor. Oysa çocuklarımızın sadece akademik kayıpları yok. Fakat alınan kararlarda bu kayıpları önceleyen bir durum yok. Salgının pik yaptığı dönemde bile sınav yapma ısrarı devam ediyor. Tek amaçları çocukları yarıştırmak.” Öğrencilerin duygusal ve sosyal açıdan da sınav ısrarından etkilendiklerini vurgulayan Gezici, “Duygusal ve sosyal açıdan da çok ciddi kayıpları var. Bu süreç hem YKS hem LGS öğrencileri açısından çok ciddi etkilere neden oldu. Çocukların hâlâ yarıştırılıyor olması ve akademik başarının yaşamsal ihtiyaçların önüne konulması bir anlamda öğrencileri de değersizleştiriyor. Zaten öğrencilere ‘başarılıysa değerli’ yönünde bir bakış genel olarak vardı. Kişilik algısı başarı üzerinden tarif ediliyor. Dolayısıyla çocuğun kendini diğer arkadaşlarından farklı kılan bir yarış atı olarak tanımlaması ve tarif etmesi oldukça önemli bir problem.” Velilerin de bu durumdan ciddi oranda etkilendiğini vurgulayan Gezici, şunları aktardı: “Eşitsizliklerin bu kadar derinleştiği noktada bunu yaşamak öğrencilerin yanı sıra veliler açısından da oldukça travmatik. Çünkü çocuğuna imkân sunamayan veli, kendisinde bir eksiklik hissediyor. Bu anlamada veliler açısından da oldukça yıkıcı bir dönem. Bu yoksunluk hissi başka bir şeydir veli açısından. Dolayısıyla sınav odaklı bakışın tüm toplumda travmatik bir sonucu olduğunu söylemeliyiz.”