Geçen ay yapılan müdür yardımcılığı sınavında ter döken 54 bin 600 öğretmenden 2 bin 730'u başarılı oldu. Öğretmenlerin "döküldüğüne" ilişkin haber ve yorumlar gazeteleri sardı. Birgün, bu "dökülme" nitelemelerinden uzak durdu.

Geçen ay yapılan müdür yardımcılığı sınavında ter döken 54 bin 600 öğretmenden 2 bin 730'u başarılı oldu. Öğretmenlerin "döküldüğüne" ilişkin haber ve yorumlar gazeteleri sardı. Birgün, bu "dökülme" nitelemelerinden uzak durdu. İyi de yaptı. Öğretmenleri hemen "dökme"den önce olayı iyi süzmek gerekiyor.

 

1739 sayılı yasa öğretmenliğin bir uzmanlık mesleği olduğunu belirtiyor. Yasanın uzmanlıktan kastı, öğretmenlik mesleğinin gerektirdiği bilgi ve becerilere sahip olmak olsa gerek. Öğretmen okulundan, eğitim fakültesinden ya da fen edebiyat fakültesinden yıllar önce mezun olmuş bir öğretmene alanının dışında soru sorup, bilmediğinde de cahil ilan ederseniz büyük haksızlık yapmış olursunuz.

Sınavda öğretmenler "dökülmüş." İyi de ne sorulmuş? Açıklandı mı? Bazı öğretmenler, Bilgi Edinme Yasası'na göre sınav sorularının açıklanması için başvurdu. Tabii ki yanıt alamadılar.

Biz, okul müdürü veya müdür yardımcısı olacak bir öğretmenlere geçmiş yıllarda yöneltilen, "Aşağıdaki vergilerden hangisi belediyelerce toplanmaktadır?" ya da; "Anayasanın 120. Maddesine göre şiddet olaylarının yaygınlaşması ve kamu düzeninin ciddi şekilde bozulması nedeniyle ne kadar süreyi aşmamak üzere olağanüstü hal ilân edilebilir?" sorularını bilip bilmemesinin önemini anlamış değiliz.

 

Bakanlık, öğretmenine doğru düzgün hizmet içi eğitim vermiyor. Mesleki uygulama ve kavramların birkaç yılda bir değiştiği dünyada öğretmeni sürekli mesleki eğitimden geçirmezseniz elbette sorunuzun yanıtını alamazsınız. Öğretmenlerin mevzuatla ilgili soruları bilmemesi gayet doğal.

Öğretmenliğin kademelendirilmesiyle ilgili yönetmeliği aylardır çıkaramayan, işin içinden çıkamayan bakanlık, tutmuş, öğretmene mevzuat soruyor.

Elbette okul yöneticilerinin mevzuatı bilmesi gerekir Ama 15-20 yıl önce mezun olmuş öğretmeni her yıl farklı bir mevzuatla yönetip, sonra da mevzuatla ve yönetimle ilgili soruları bilmemekle suçlamaya kimsenin hakkı yoktur.

Bir gazete, yukarıdaki soruların yanıtını aramadan, yarı keyifli bir üslupla "öğretmenler sınavda döküldü" diyor. Bizce dökülen öğretmenler değil; onları hizmet içi eğitime almayan, oradan buraya, buradan oraya sürgün edip bir türlü yerleşik hayata geçiremeyen, ekonomik sıkıntısını çözmeyip gazeteyi kahvehanelerde okumaya mahkum eden, sık sık yönetmelik değiştirip mevzuatı içinden çıkılmaz hale getirdikten sonra bu alanlarla ilgili sorular soran Milli Eğitim Bakanlığı'dır.

 

Meraklısına not: Sokakta gördüğüm ve bu köşeye taşıdığım 11 yaşındaki Serkan Haymanalı bayramda ziyaretime geldi. Okula başlamış. Benim için gerçek bir bayram hediyesi oldu. Serkan'ı okula kazandıran duyarlı insanlara binlerce tez teşekkür ediyoruz. Darısı diğer Serkanların başına! Bakanlık çalışmaları hızlandırsın!

Daha da meraklısına not: Elbette bakanlığın yanı başında oturduğundan bahsettiğim yazım üzerine bakanlıktan bir yönetici arayıp, "Kimmiş bu çocuk, yardımcı olalım" demedi. Yukarıdaki bahsedilen duyarlı insanlar bakanlık yöneticileri değil.

En meraklısına not: Bu iş bizi hiç şaşırtmadı.