Sinemacılar, Kurak Günler'e verdiği finansal desteği geri isteyen Kültür Bakanlığı’nın söz konusu kararı için, “Tarihimizde kara bir leke olarak yer edecek sansür vakası” nitelendirmesi yaptı, Bakanlığı hatadan dönmeye çağırdı.

Sinemacılardan ‘Kurak Günler’ çağrısı: Kara bir leke olarak yer edecek sansür vakası; hatadan dönün

Aralarında yönetmen, yapımcı, oyuncu ve senaristlerin bulunduğu çok sayıda sinemacı, Emin Alper’in ‘Kurak Günler’ filmine verilen çekim desteğini ‘faiziyle’ geri isteyen Kültür ve Turizm Bakanlığı’na ‘hatadan dönme’ çağrısı yaptı. Bu kararın ‘sinema tarihine kara bir leke olarak geçecek sansür vakası’ olduğunu söyleyen sinemacılar kararın iptalini istedi.

Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü, Gezi davasında tutuklu bulunan Çiğdem Mater'in de yapımcılarından olduğu, yönetmen Emin Alper'in son filmi 'Kurak Günler'e verdiği finansal yapım desteğini faiziyle geri istedi. Bakanlığın kararına tepki gelirken, sinemacılar konuyla ilgili olarak açılama yaptı.

Açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:

2022 yılında, dünya galasını Cannes Film Festivalinde yaparak ülkemizi ulusal ve uluslararası festivallerde başarıyla temsil eden ve ödüller kazanan Emin Alper'in yönetmenliğini yaptığı ‘Kurak Günler’ filmine Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü tarafından verilen yapım desteğinin, Destekleme Kurulu kararı olmaksızın Bakanlık kararıyla, geri istendiğini öğrenmiş bulunuyoruz. Bu, sinema tarihimizde kara bir leke olarak yer edecek bir sansür vakasıdır. Bu kararla birlikte 2004 yılında başlayan sistematik sinema destekleri ve oluşturulan destekleme sistemi büyük bir yara almış, sinema fonunun meşruiyeti zedelenmiştir.

Satılan sinema biletlerinden elde edilen gelirlerle oluşturulan ulusal bir sinema fonunun bürokratlarının ve memurlarının uluslararası teamüllere aykırı bu kararı alma yetkisi olamaz. Son Destekleme Kurulu toplantısında ‘Kurak Günler’ ile ilgili böyle bir kararın alınamayacağının anlaşılması üzerine Sinema Genel Müdürlüğü konuyu gündemden çıkararak Destekleme Kurulu’nu tamamen devre dışı bırakmıştır.

Bakanlık tarafından verilen bu kararın öncelikle anayasamızın ifade ve düşünce özgürlüğünü güvence altına alan 26. maddesine ve sanat eserleriyle sanatçının devlet tarafından desteklenmesine dair 64. maddesine aykırı olduğunu hatırlatmak isteriz.

Bakanlığın, tamamlanmış ve başarılı olmuş bir filmden desteğini geri isteme kararı, siyasal baskılardan tümüyle bağımsız özerk bir ‘Ulusal Sinema Merkezi’nin’ kurulması ve sinema sektörü bileşenleri tarafından yönetilen bir destekleme fonunun oluşturulması konusundaki aciliyeti bir kez daha gündeme getirmiştir.

Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Sinema Genel Müdürlüğü’nün mevcut yönetimini sinema tarihimize vahim bir sansür vakasıyla geçmelerine neden olacak bu hatadan dönmeye ve verilen kararı iptal etmeye çağırıyoruz. Ayrıca tüm sektör bileşenlerini siyasetten uzak özerk bir destekleme sisteminin kurulması için göreve çağırıyoruz."