Sınıftan ve Amazonlar’dan taviz yok
Fotoğraf: AA

Güney Amerika ülkesi Brezilya’da başkanlık seçiminin kazananı İşçi Partisi’nin adayı Luiz Inacio Lula da Silva oldu. Solcu lider seçimin ikinci turunda yüzde 50,83 oy alırken, rakibi mevcut başkan Jair Bolsonaro ise yüzde 49,17’de kaldı.

Latin Amerika Uzmanı Doç. Dr. Aylin Topal, Lula’nın seçim zaferini değerlendirdi:

"Brezilya’da başkanlık yarışında oldukça dar bir marjinle Lula galip geldi. 2 Ekim’de yapılan ilk tur seçimlerde iki aday arasında yüzde 5’lik bir fark vardı. Ancak pazar günü yapılan ikinci tur seçimlerde fark yüzde 2’nin altına düştü. Bolsonaro’nun iki seçim arasındaki bir ayda oy oranını bu denli arttırması iki şeyi gösteriyor:

BOLSONARO’NUN SIRRI

Birincisi, Bolsonaro daha fazla seçmenin ikinci tercihi. Başka bir ifadeyle Lula karşıtlığı, Bolsonaro karşıtlığından daha güçlü;

İkincisi, Bolsonaro’nun son bir aydır sosyal yardımlara ve konut yardımına ilişkin vaadleri seçmenlerden destek bulmuş. Ancak yine de bu sonuçlarla Bolsonaro Brezilya tarihinde bir ilk oldu: 1997’de ikinci kez seçimlere aday olmanın mümkün kılındığı tarihten beri ilk kez görevdeki bir başkan ikinci kez seçilememiş oldu. O Bolsonaro için önemli bir yenilgi ve Lula için de önemli bir galibiyet.

Latin Amerika bölgesi liberal demokrasinin krizinin net bir biçimde ifşa olduğu bir coğrafya. Sömürge döneminden beri Batı demokrasinin küresel güneydeki işleyişinin, kurumsallaşmasının ne denli eşitsiz, dışlayıcı ve yoksunlaştırıcı bir sistem olduğu çok güçlü bir şekilde ifşa olageldi. Güçlü mücadeleler tarihine rağmen, kırılgan bir demokratik gelenek olduğu söylenebilir. Siyasetin dışlayıcılığı, marjinalleştiricileştirici, katılımı kısıtlayıcı niteliği bu coğrafyada sık sık kendini toplumsal hareketler, direnişler olarak gösterir. Demokratik kurumların işlemediği bu koşullarda sokaklar, meydanlar siyasallaşır. Ve bu da piyasaların ve hakim sınıfların istikrarı tesis etmek için orduları ve otoriter sivil rejimleri desteklemeleriyle sonuçlanır.

Doç. Dr. Aylin TopalDoç. Dr. Aylin Topal

KOALİSYON HANDİKAPI

Politik istikrarın çoğunlukçu kurumsal bir yapı ile korunmaya çalışıldığı başkanlık sistemlerinde seçim öncesinde kurulan koalisyonlar çok merkezi. Yüzde 50’nin üzerinde oy oranına ulaşma amacını güden siyasetin merkezine, kişilerin karizması, yöneticilik vasıfları, uzlaşma-çatışma hattında benimsedikleri tutum belirleyici oluyor. Parti programı, doktrini, ideolojisi gibi çerçeveler konuşulmaz oluyor. Koalisyonlar her seçim ölçeğinde farklı partiler arasında olabiliyor. Seçimlerin sonrasında dağılabiliyor. Bu nedenle seçim sürecinde taraflar yalnızca diğer koalisyonların oy oranını düşür- meye odaklanıyor. Toplumsal yarılma, parçalanma giderek büyüyor. Bütün gözler başkanlık yarışına kilitlenmiş olsa da bu seçimlerde aynı zamanda eyalet valilikleri ve kongrenin iki kanadının (Senato’nun 2/3 koltuğu) seçimleri yapıldı. Tüm bu seçimlerin sonucuna baktığımızda Lula’nın işinin hiç kolay olmadığı görünüyor. Kongre’de Lula’nın tarafında olacaklar %25 oranında kalıyor. Yasama süreçlerinde Lula kendi politika önceliklerinden önemli tavizler verecek gibi görünüyor.

Ancak, iki politika önceliğinde Lula’nın geri adım atmayacağını öngörebiliriz: “Sınıf Açlık Kam- panyası” ve Amazon ormanları- nın ve yerlilerinin korunmasına dair politikalar."