Google Play Store
App Store
Sinop NGS davasında NDK’nin tutumu

Nedim Bülent Damar

28 Mart tarihinde Sinop Nükleer Santralı ÇED raporunun iptali için TMMOB ve diğer bazı sivil toplum kuruluşları ile yurttaşların açmış olduğu davanın karar duruşması yapıldı. Bu duruşma sırasında Nükleer Düzenleme Kurulu (NDK) vekili avukatların davalı Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı yanında müdahil olarak yer aldığı görüldü. Davacı avukatı bu kuruluşun müdahil olma nedeninin anlaşılmadığı ve ne sıfatla bulunduğunu sorgulamasına karşın NDK’nin müdahil olma talebinin önceden kabul edilmiş olduğu anlaşıldı.

NDK vekili avukat mütalaasında ÇED raporu lehinde beyanda bulunarak ÇED raporunun iptali için açılan davanın reddedilmesini talep etti.
Yani yargı önünde NDK Nükleer Güç Santralının yapılmasının önünü açacak olan belgeyi koruyarak taraf oldu. Yani Sinop Nükleer Santralının yapılmasına izin verilmesini uygun buldu.

Dolayısı ile yasal olarak kuruluşunun yirminci gününde tarafsızlığını kaybederek Sinop Nükleer Güç Santralının yapılması tarafında olduğunu ilan etti. Taraflı bir düzenleme kurumu olarak çalışacağını yargı önünde tescilledi. Yazık oldu.

***

Atom Enerjisi Kurumu ve benzerlerinin etkisizleştirilerek NDK’nin kurulmasının amacı bağımsız ve tarafsız özgür bir nükleer düzenleme ve denetleme yapısının oluşturulması idi. Uluslararası bir zorunluluk olarak gündeme gelmişti bu konu. Bir müddet direnildi, mevcut yapılara değişik görünümler verilerek idare edilmeye çalışıldı, başarılamadı, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile kuruldu, yürümedi, en son TBMM de yasa ile 8 Mart 2022 de kuruluşu tamamlandı.
Yasada amacı şu şekilde belirlendi:

Amaç ve kapsam

MADDE 1- (1) Bu Kanunun amacı, barışçıl kullanım ilkesi esas alınarak, nükleer enerji ve iyonlaştırıcı radyasyona ilişkin faaliyetlerin yürütülmesi sırasında çalışanların, halkın, çevrenin ve gelecek nesillerin iyonlaştırıcı radyasyonun olası zararlı etkilerinden korunmasına yönelik uygulanması gereken ilke ve esaslar ile tarafların sorumluluklarını, bu faaliyetler üzerinde düzenleyici kontrol yetkisini haiz Nükleer Düzenleme Kurumunun yetki ve sorumluluklarını ve nükleer hadiselerden kaynaklanan nükleer zararlar hakkındaki hukuki sorumluluğu belirlemektir.

(2) Nükleer enerji ve iyonlaştırıcı radyasyona ilişkin faaliyetler ve bu faaliyetlerle ilgili kişi, tesis, cihaz ve maddeler bu Kanun kapsamındadır.

NDK’nin kuruluşunu düzenleyen 95 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararnamesi Kuruluş başlıklı 3. Maddesi 1. fırkasında NDK’nin (…..kamu tüzel kişiliğine haiz, idari ve mali özerkliğe sahip ) ve 3. Fıkrasında ise (….görev ve yetkileri bağımsız olarak yerine getirir ve kullanır) bir kurum olduğu tarif edilmektedir.

Yani NDK halkın, çevrenin ve gelecek nesillerin radyasyonun zararlı etkilerinden korumakla görevli bir kuruldur ve bu korumanın sağlanması için düzenleme ve denetleme yapmakla yükümlüdür. Görevleri arasında bir nükleer güç santralının kurulmasına katkı sağlamak yoktur ve olamaz çünkü bir nükleer güç santralı potansiyel olarak radyasyon kaynağı olarak kabul edilir.

Yani bir nükleer santralın kuruluşuna katılamaz ve bir nükleer santralın kuruluş çalışmaları içerisinde yer alamaz. Nükleer santralların yapımını her evrede denetler ,iş ve işlemlerini düzenler. Dünyada yapılan tüm nükleer santralları en üst düzeyde denetlemekle yükümlü olan IAEA (Uluslararası Atom Enerjisi Komisyonu) nun da bir ülkede bir nükleer santral yapılabilmesi için ön şart olarak koyduğu hususların başında o ülkede bağımsız ve tarafsız bir nükleer düzenleme-denetleme kurumu bulunmasıdır.

***

Kuruluş yasasında bir çok olumsuz maddeler taşımasına karşın halen yapılmakta olan Akkuyu NGS üzerinde ulusal bir denetleme kuruluşu olarak görev yapabilecek olan NDK’nin Sinop NGS ÇED raporu için NGS yapımcıları arasında yer almış olması denetleyici niteliğinin olmadığını, nükleer santral yapılmasında taraf olduğunu, halkın radyasyondan korunabilmesi için birinci seçenek olan radyasyon kaynağının hiç kurulmaması ilkesine karşı olarak bir nükleer santral kurulmasına taraf olduğunu belgelemiş olması bugünkü iktidar tarafından yapılan iş ve işlemlerin ne kadar içerikten yoksun ve yalnızca yanıltmaya yönelik olduğunu göstermesi açısından ibret vericidir. Nasıl geçmişte TAEK nükleer santrallara sahip çıkmış ve taraf olmuş ve bu nedenle de varlığına son verilmek zorunda kalınmışsa, nükleer santralların uluslararası denetime tabii olması nedeni ile NDK’nin de işlevsizleşmesi de çok daha çabuk olacaktır. Çünkü foyası 20 günde ortaya çıkmıştır.

Eğer nükleer alanda iş yapacaksanız bağımsız ve tarafsız bir nükleer düzenleme kuruluşuna sahip olmanız gerekmektedir. Bu adını koymakla olmaz gerçekten bağımsız ve tarafsız olmalıdır. Nükleer ciddi bir iştir ve “nasılsa adamlar yapıyor, parada vermiyoruz, sorumlulukta onlarda, sözleşmemiz var” demekle olmaz. Hem taraf olup hem de tarafsız denetleme ve düzenleme yapılamaz. Kendi ulusal düzenleme ve denetlemenizi yapmak zorundasınız. Yoksa denetimsiz nükleer santralların ülkenin başına açabileceği çok büyük dertlerin üstesinden gelinemez.
Umarız NDK yaptığı bu yanlıştan bir an önce geri döner.


*TMMOB Nükleer Santrallar İzleme Komisyonu Üyesi