Marmaris’te mahkemenin ‘dur’ demesine rağmen inşaatta devam eden Şinpaş’a karşı Marmaris halkı eylem düzenledi. İnşaatın bir an önce durması çağrısı yapılan açıklamada, alanının halkın kullanımına açık parka çevrilmesi talep edildi. Açıklamaların ardından grup şantiye alanına giderek inceleme yapmak istedi. Polis ise gruba izin vermedi.

Sinpaş protesto edildi: Halkın kullanımına açık parka çevrilsin!

Mehmet ERDAL

Muğla'nın Marmaris ilçesi İçmeler mevkiinde bulunan Kızılbük Koyu’nda Sinpaş GYO projesi hukuksuz bir şekilde çalışmaya devam etmesine tepki gösteren Marmaris halkı, eylem düzenledi. Cumhuriyet Meydanı’nda yapılan eyleme; siyasi partiler, yaşam savunucuları, Akbelen’de termik santrala direnen köylüler ve çok sayıda Marmarisli yurttaş katıldı. Eylemede yapılan açıklamaların ardından inşaatın devam ettiği şantiye alanına gidilerek incelemelerde bulunulmak istendi. Gruba ise polis izin vermedi.

Eylemde ortak açıklamayı okuyan Marmaris Kent Konseyi Başkanı Ufuk Beytekin, “Mahkeme kararı sonrası çalışmaya devam eden ve bunu çektiğimiz videolarla ispatladığımız Sinpaş, Aşıklar Tepesi’nden kendi parseline kadar olan milli park alanını hem işgal ediyor hem de talan etmeye devam ediyor. İşin tehlikeli ve tuhaf olanı ise, Anayasamızın 23. Maddesi kapsamında Marmarislinin seyahat özgürlüğünü engelleyen ve TCK’nın 262. Maddesi kapsamında kendini polis, orman görevlisi, jandarma gibi kamu görevlisi yerine koyma suçu işleyen işgalci Sinpaş’ın yerine biz davacıların ve çevrecilerin ‘güvenlik tehlikesi oluşturuyorsunuz’ denilerek milli park alanına sokulmamasıdır. Dünyanın neresinde kanunlar uygulansın diyenler gözaltına alınıp, güvenlik tehlikesi sayılıyor” diye konuştu.

'TURİZM DİYE DİYE DENİZE GİRİLECEK YER KALMADI'

Beytekin, “Ormanın, denizin, kıyıların yok edilmesine ve halkın kullanımına kapatılmasına turizm diye ses çıkartmayacak mıyız” diye sordu. Beytekin sözlerine şunları ekledi: “İnşaat bölgesinde kadastral yol yok, kanalizasyon, su ve elektrik altyapısı yok. Yarımadada Taşlıca’dan Hisarönü’ ne kadar hatta Aktaş’ da dahi kanalizasyon altyapısı yokken 10-15 bin hemşerimize bu imkânı sağlayamazken, Marmaris’in topladığı vergileri bir GYO’nun projesi için mi harcayacağız? Turizm diye diye Marmaris’te yaşayanların kıyıdan denize gireceği yer kalmadı. Ailesi ve dostları ile oturup sohbet edebileceği uygun fiyatlı birkaç kafe, restoran dahi tesis edilemedi.”

Mücadelelerinin bir yönü Sinpaş ise bir yönü de Marmaris Belediyesi olduğunu vurgulayan Beytekin, “En başta böylesi halkın tamamını etkileyen ve ilgilendiren projelerde halkımızın bilgilendirilmesi, eleştirileri ve taleplerinin dikkate alınması gerekiyor. Toplumsal çıkarımızın gözetilmesi gerekiyor. Sıkıntı buradan başlıyor zaten. Halka herhangi bir bilgilendirme olmayıp kelimenin tam anlamıyla yangından mal kaçırırcasına bir projeye yol veriliyor. Başta bir sürü mazeret söyleniyor. Zaten ruhsatları var, biz yeni ruhsat vermedik. Yeni ruhsat verildiği ortaya çıkınca da, biz vermesek Bakanlıktan alacaklardı deniyor. Madem bakanlıktan alabiliyorlardı neden 2009 yılından beri alamadılar diye sormazlar mı insana. Hadi her şeyi geçtik, mahkemeler ne olduğunu söyleyecek. Mahkeme ÇED kararını iptal etmiş. Artık belediyeye düşen görev ruhsatları iptal etmek ve inşaatı yasal prosedürüne uygun halde mühürlemek. Peki, Marmaris Belediyesi yetkilileri ne yaptı? Ruhsatları hala iptal etmedikleri gibi mahkemenin iptal kararının sonucunu boşa çıkartacak şekilde Danıştay hükümlerine aykırı olarak 16 ruhsat verdiği yeri usulüne aykırı biçimde tek mühür ile mühürledi” dedi.

sinpas-protesto-edildi-halkin-kullanima-acik-parka-cevrilsin-1057276-1.

'TESLİM OLMUYORUZ, İTİRAZ EDİYORUZ'

Beytekin açıklamasını şu şekilde sonlandırdı: “Topluma öğretilmiş bir çaresizlik var ya bu ülkede. Koca şirkete kafamı tutulur, onların arkası sağlamdır, mahkeme açsanız ne olacak ki, onlar bir şekilde halledip kazanır, kazandınız da ne olacak sanki onlar Danıştay’da iptal ettirir ya da ÇED’e girer ve geçerler, ruhsatlar iptal olsa ne olacak ki, bu kadar yapılmış ne yani yıkılacak mı? Neresi yıkıldı ki? Bu ülkede hep yapanın yanına kar kaldığı için, demokrasinin sadece seçmek olduğu belletildiği için bu teslimiyet yaşanıyor. Ama biz teslim olmuyoruz, itiraz ediyoruz. Öncelikle Sinpaş’ın kendi parselinin dışına çıkmadan mahkeme kararına uygun davranması, şantiye kapısının kendi sınırına konulması sağlansın ve milli park işgali sonlandırılarak milli park halkın kullanımına açılsın. Sonrasında davaları kazandığımız zaman burasının kamulaştırılıp yıkılarak, halkına sırtını dönüp onu yok sayan seçilmiş ve atanmışlara, toplumsal çıkar yerine kişisel çıkarını gözetenlere, çevreyi sadece para olarak görüp talan etmeye çalışanlara ve onların destekçilerine çevre duyarlılığının bir ispatı ve sembolü olacak şekilde bir doğa anıtına ve halkın kullanımına uygun bir parka çevrilmesini istiyoruz.”

Eylemde konuşma yapan SOL Parti Başkanlar Kurulu Üyesi İlknur Başer ise, “Marmaris Kızılbük ve Milli parkı işgal eden Sinpaş da AKP iktidarının 20 yıldır kaynak aktarımında sınır tanımadığı şirket çetelerinden. Gazeteciler, aydın, yazar, sanatçıları, en son Gülşen’i hızlı yargı kararları aldırıp tutuklatan iktidar, Sinpaş’a dur diyen yargı kararını uygulayamıyor! Sinpaş sırtını iktidara yaslamanın rahatlığıyla işgale devam etme cüretini sergiliyor. 20 yıldır bu ülkenin kıyıları, koyları, ormanları, dereleri, tarım arazileri, yer altı kaynakları emperyalistlerle işbirliği içindeki iktidar tarafından şirketlere talan ettiriliyor! Katar, Arap şeyhlerine, Avrupa, Amerika şirketlerine çocuklarımıza yaşanılacak doğa, ülke bırakmamacasına istila ettiriliyor” dedi.

sinpas-protesto-edildi-halkin-kullanima-acik-parka-cevrilsin-1057277-1.

'BU TALANI HEP BİRLİKTE DURDURACAĞIZ'

Başer, “Yerli ve milliyiz, milliyetçiyiz diyerek siyaset üreten iktidar Marmaris’te adında milli olan milli parkı Sinpaş’a talan ettiriyor” dedi ve ekledi: “Milliyetçilikleri de millilikleri de sermayenin, paranın önünde tuz-buz oluyor. İyi ki bu ülkede, Marmaris’te doğayı, yaşamı, özgürlüğü, eşitliği, laikliği savunan şirket istilasına karşı duran yurtseverler, devrimciler var. Yaşam savunucuları var. Ve çocuklarımıza güzel bir ülke, gelecek bırakmak için bu iktidarın talanına seçim beklemeden durdurmak için mücadeleyi büyütenler var! Bizler örgütlü gücümüzle bu talanı hep birlikte durduracağız! Yetmez! Talan edilen, istila edilen kıyı, koy, orman, tarım arazilerini geri alacağız sevgili dostlar. Doğa için, yaşam için, canlılar ve halk için geri alacağız.”