Dijital içerikleri RTÜK’ün denetimine bağlayan yönetmeliğin yürürlüğe girmesinin ardından Netflix, Türkiye’den çekilmeyeceğini açıkladı. Ancak RTÜK denetiminin gelecekte neler getireceği hâlâ muğlaklığını sürdürüyor. Prof. Dr. Yaman Akdeniz, denetleme mekanizmasının muhalif yayın yapan kuruluşlar için ciddi bir tehdit oluşturduğunu dile getiriyor

Sıradan lisanslama değil ciddi bir kontrol mekanizması

BURAK ABATAY

İnternet üzerinden radyo, televizyon ve isteğe bağlı yayınları düzenleyen yeni yönetmelikçe denetimlerin Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’na (RTÜK) verilmesi ardından tartışmalar sürüyor. 1 Ağustos’ta Resmi Gazete’de yayımlanan ve 1 Eylül’de yürürlüğe giren yönetmeliğe göre yayıncı kuruluşlara 1 ay içerisinde lisans başvurusunda bulunmaları yükümlülüğü getirilmişti. Netflix, Blu TV, Puhu TV gibi birçok dijital yayıncının bu lisansa başvurup başvurmadığı merak konusuyken, özellikle dünya çapında kullanılan Netflix’in, Türkiye’den çekileceği de sıkça dile getirilen dedikodular arasındaydı.

İnternet Hukuku uzmanı Prof. Dr. Yaman Akdeniz, dün Twitter’dan yaptığı paylaşımda RTÜK’e lisans için başvuran 247 şirket arasında Netflix Türkiye’nin olmadığını açıkladı. RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin de sosyal medyadan paylaştığı mesajda Netflix’in yanı sıra Blu TV, Puhu TV gibi platformların da başvuru yaptığı bilgisini verdi. Şahin, 600’ün üzerinde lisans başvurusu yapıldığını aktardı.

NETFLIX: ÇEKİLMİYORUZ

Bu açıklamaların hemen üzerine ise Netflix Türkiye’den de bir açıklama geldi. Açıklamada, Netflix’in Türkiye’den çekileceği iddiaları yalanlandı ve devam kararının alındığı aktarıldı. Netflix açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “İnternet yayınlarına yönelik getirilen yeni düzenlemenin gerektirdiği üzere lisans başvuru sürecimizi başlattık. Türkiye’de sayıları gittikçe artan 1,5 milyon üyeye sahibiz. Üyelerimizin dünyanın dört bir yanından sunduğumuz zengin içerik çeşitliliğine ve Türkiye’den dünyaya taşıdığımız yerel hikâyelere değer verdiğine inanıyoruz. Bu nedenle bir yandan Türkiye’deki yatırımlarımızı artırmaya devam ediyor, diğer yandan da sunduğumuz ebeveyn kontrollerini daha da güçlendirecek adımlar atmak üzere yetkililerle görüşmelerimizi sürdürüyoruz. Hedefimiz, üyelerimizin tercih ettikleri içeriklere keyifle ulaşmalarını sağlarken çocuklarımızı yaşlarına uygun olmayan içeriklerden etkin bir şekilde koruyabilmek.”

MUHALİF YAYINLAR ODAKTA

Konuyu BirGün’e değerlendiren Yaman Akdeniz, Artı Gerçek gibi tam süreli yayın yapan yayıncı kuruluşlarla, BirGün gibi, DW Türkçe ve VoA gibi düzenli bir yayın akışı olmamasına rağmen içerik sunan isteğe bağlı yayın yapan yayıncı kuruluşlarının yönetmelikten nasıl etkileneceğinin anca uygulamada görülebileceğini ifade etti. Yönetmelikte ‘bireysel hizmetlerin’ kapsam dışı bırakıldığını ancak bunun detayıyla ifade edilmediğini belirten Akdeniz, “RTÜK, lisanslama yapmayan yayıncı kuruluşları kendi sitesinden ihtaren açıklayacağını söylüyor. Yaptırımların bunun ardında geleceği ifade ediliyor. Ama VoA, DW Türkçe, BBC Türkçe gibi SETA raporunda da adı geçen yabancı yayıncı kuruluşlarla, BirGün, Evrensel gibi yayınların, denetim kapsamına alınacağını düşünüyorum” dedi.

Öte yandan Netflix’in Türkiye’den çekilmeme kararını da yorumlayan Akdeniz, “Netflix çekilmeyeceğini açıkladı. Ancak sansüre dair nasıl tepki vereceğini bilmiyoruz. RTÜK’ün sansürünü kabul etmesi hâlinde de 1,5 milyonu aşkın abonesi buna nasıl karşılık verecek, onu da bilmiyoruz. Muhtemelen birtakım önlemleri alacaklardır ama bilmemiz gerekir ki bu yönetmelik sıradan bir lisanslama meselesi değil. Çok ciddi bir kontrol mekanizması oluşturuluyor” şeklinde konuştu.

YÖNETMELİKTE NELER VAR?

  • Netflix, BluTV ve Puhutv gibi internet televizyonları düzenleme ile beraber RTÜK'ün denetimi altına alındı.
  • Yönetmeliği hazırlayan ekibin içerisinde olduğunu belirten eski RTÜK üyesi Hamit Ersoy’un BBC Türkçe’ye verdiği bilgilere göre, YouTube üzerinden haber yayını yapan YouTube kanalları da denetime tabi olacak. İlgili düzenlemenin tamamından sorumlu tutulabilecek ve ilgili içerik linkleri yayından kaldırılabilecek, yöneticilerine dava açılabilecek. Ama yine de ilgili düzenlemede bu konuya ilişkin doğrudan bir madde yok. Denetimin YouTube hesaplarına girip girmeyeceği her türlü yoruma rağmen muğlak. Ancak Ersoy’un aktardığına göre, bu konuya kurul üyelerinin tartışmaları sonucunda karar verilecek. Ersoy, “RTÜK’ün 9 üyesinden 5’inin “Evet, süresinden bağımsız olarak yayıncılık faaliyetidir” demesi halinde yönetmelik kapsamında değerlendirilebilir” diyor.
  • Yürürlüğe giren yönetmeliğe göre yayıncı kuruluşlar artık RTÜK’ten lisans almadan bu hizmetleri veremeyecek. İnternet üzerinden radyo lisansı için 10 bin TL, internet üzerinden televizyon yayını için 100 bin TL ve internet üzerinden isteğe bağlı yayın hizmeti yayını için de 100 bin TL lisans ücreti alınacak. Alınan lisans 10 yıllık bir geçerliliğe sahip olacak.
  • İnternet ortamından yayın iletim yetkilendirme ücreti ise yıllık 100 bin TL olarak uygulanacak. Yönetmelik gereği yıllık gelirlerinin binde 5’ini de her yıl RTÜK’e verecek olan yayıncı kuruluşlar, RTÜK’ün uygun bulmadığı içerikleri de kataloglarından çıkarmak durumunda kalacak.
  • Bu yayın platformları ayrıca koruyucu sembol sistemi kullanarak izleyicileri program hizmetlerinin içeriği hakkında sesli veya yazılı olarak bilgilendirmekle de sorumlu olacak.
  • Bu Yönetmeliğe aykırı olarak internet ortamından yayın hizmetlerinin sunulduğunun Üst Kurul tarafından resen ve/veya şikâyet üzerine tespiti halinde; söz konusu yayınla ilgili olarak sulh ceza hâkiminden içeriğin yayından çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi talep edilebilecek, ilgili kurumun yöneticileri hakkında suç duyurusunda bulunabilecek ve de eğer varsa yayının lisansı iptal edilebilecek.