Akbelen’de YK Enerji tarafından zeytin ağaçlarının sökülüp tepkiler sonrasında tekrar dikilmesine karşı Prof. Dr. Ünal Akkemik uyardı: “Sökülme işlemi zeytin ağacına zarar verir çünkü işlem sırasında kökler kopuyor”

Şirket ‘ölmez ağacı’ öldürdü

Aycan KARADAĞ

Zeytinlik alanların madencilik faaliyetine açılmasını fırsat bilen Limak Holding ve IC Holding'in iştiraki YK Enerji’nin zeytin ağaçlarını söküp tekrar dikmesi zeytin ağaçlarına zarar verdi. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ünal Akkemik, zeytin ağaçlarının yaşamama ihtimalinin olduğuna dikkat çekti.


Muğla Akbelen’de 17 tane asırlık zeytin ağaçları sökerek başka bir alana taşındı. Bölge halkının tepkilerinin ardından şirket 9 zeytin ağacı eski yerlerine dikmek zorunda kaldı. Uzmanlar uygulamanın zeytinciliğe aykırı olduğunu belirtti.

Zeytin ağaçlarının taşınmasının zeytincilik kanuna aykırı olduğunu belirten Prof. Dr. Ünal Akkemik, “Ağaç taşıma işlemi aslında uygulanan bir işlem. Kent ağaçları ön hazırlıkla taşınabiliyor. Ama zeytincilikte biraz durum farklı. Üretim varsa, 3 kilometre yakınına tesis yapamazsınız. Kanun çok açık… Yani kanuna aykırı. Böyle bir ortamda zeytin ağaçları sökülüp başka bir yere götürülemez. Götürülen yerin uygunluğu çok önemli. Taşınma esnasında kurallara uyulması gerekiyor. Bunlar uygun olsa bile ağaç başka yere taşındığında yaşayamayabiliyor” dedi.

ZEYTİNLER TUTMAYABİLİR

Sökülme işlemi sonrası zeytin ağacının veriminin düşeceğini söyleyen Prof. Dr. Akkemik, “Zeytinlerin taşınan yeri uygun olsa bile her ağacının tutması yani meyve vermesi kolay değil. Sökülme işlemi zeytin ağacına zarar verir. Sökülme işleminde kökler kopuyor. Gövdesi zarar görüyor” diye konuştu.

YOK ETMEK İSTİYORLAR

Türkiye Ormancılar Derneği Marmara Şubesi de konuya ilişkin açıklama yaparak Akbelen’deki direnişçilere destek verdi. “Akbelen Ormanı’ndaki zeytin ağaçlarını, kuşları, kekik ve mantarları toplant yok etmek istiyorlar” denilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:

‘‘2014 yılında özelleştirilen ve çoktan ömrünü tamamlayan yöredeki termik santralların ve kömür madenlerinin ömrü, ÇED bile yapılmadan ve yöre halkına sorulmadan 25 yıl daha uzatılmak isteniyor. Son 3 yıldır, kömür madenini genişletmek üzere yöre halkının elinden alınmak istenen Akbelen Ormanları ile son kalan zeytinlikleri, tarım alanları, köyleri için mücadele eden yöre insanı, buralar da kömüre kurban edilirse evsiz, topraksız, işsiz kalmaya mahkûm olacak ve binlerce Muğla köylüsü gibi köylerini bırakıp kente göçmek zorunda kalacaklardır. Artık tüm dünyada olduğu gibi, Türkiye’de de kömüre dayalı; doğaya, insana, topluma ve ekonomiye zararlı bu elektrik üretim biçimine mahkûm değiliz. Artık; doğamızı, yaşam alanlarımızı kömüre feda etmek ve ömrümüzden bir 25 yıl daha vermek istemiyoruz. Kömür için İkizköy’ü de, Türkiye’yi de yakmayın.”