Bir akademisyen kuantumla ilgili bilim dışı bir çalışmaya imza attı. Dr. Kaan Öztürk “Gündelik olayları açıklamak için kuantum kullanılamaz” dedi.

Şirketlerde kuantum varmış!

MUSTAFA KÖMÜŞ

İstanbul’da bulunan Nişantaşı Üniversitesi İşletme Bölüm Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Gözde Mert’in yaptığı bir çalışma akademideki durumu gözler önüne serdi. Mert’in Bülent Gündoğmuş ile birlikte hazırladığı ‘Örgüt çalışanlarında kuantum organizasyon algısının araştırılması’ adlı bilimdışı çalışma üniversitenin sitesinden de duyuruldu. Yapılan çalışmada kurumlarda kuantum algısı olduğu iddia edildi.

‘Kuantumun, kurumlarda var olduğu ölçülerek, ispatlandı’ başlığıyla yayımlanan açıklamada şu ifadeler kullanıldı: “Üniversitemizin öğretim üyelerinden Sayın Dr. Öğr. Üye. Gözde Mert; Sn. Bülent Gündoğmuş ile yayınlanan makalesi ile yönetim literatürüne ‘Kuantum Organizasyon Algısı’ kavramını kazandırmıştır. Yayınladıkları makalede, organizasyon çalışanlarında kuantum organizasyon algısı olduğunu ve bunun ölçülebileceğini ispatlamışlardır.”

SAHTE BİLİM

Fizik Doktoru Kaan Öztürk ile hem bu çalışmayı hem de akademide buna izin verilmesini BirGün’e değerlendirdi. Çalışmanın herhangi bilimsel bir niteliği olmadığını vurgulayan Öztürk şunları söyledi: “Makalenin başında kuantum fiziğiyle ilgili içerikler var. Kuantumla bağlantılı herhangi bilimsel bir bağlantı göremedim. Kuantum dünyada atom seviyesindeki olayları anlatmak için üretilmiş bilimsel bir teori. Günlük hayatımızda kuantum etkilerini gözlemleyemeyiz zaten. Hele insan ilişkilerinde fiziği kullanmak sahte bilime götürüyor. Çünkü fiziğin yöntemleri daha basittir. Çekme, itme kuvvetleri gibi… Günlük hayatta herkesin haklı olduğu durumlar olabilir. O yüzden çeşitli fikirleri göz önüne almak doğru olur. Onun için herhangi bir şekilde fiziğe bağlamak sahte bilime giriyor tam olarak. Bu, bilimden fizikten kimyadan destek aramaya giriyor. İnsanlar arası olayları açıklamak için kuantum kullanılıyorsa bu sahte bilimdir.”

YAYIN YAPMA YARIŞI

Bir üniversitenin bunu duyurmasının sorumsuzca olduğunu söyleyen Öztürk, “Bu tür makaleler çok çıktı. Özellikle kenarda köşede kalmış üniversiteler biraz kendilerini öne çıkarmak için bazı ufak tefek şeyleri abartıyorlar. Dünyada ve Türkiye’de yükselmek için bir yayın yapma yarışı var. O yüzden de sayılar şişiyor. Sayılar şişince de iyi bir şey yaptıklarını zannediyorlar” dedi.