Eski bir NASA çalışanı Fizikçi Ferzan Akalın Jaeger, bilim dünyasında kadınların uğradığı ayrımcılığı anlattı: “Bir kadının ya birinin eşi ya torpili ya arkadaşı sıfatı olmadan, tek başına başardığı şeyler yazılmıyor”

Sistem baştan aşağı erkek

Ömür Şahin Keyif - Washington

Covid-19’a karşı aşıyı geliştiren BioNTech firmasının kurucuları Özlem Türeci ve Uğur Şahin dünyayı bu illetten kurtaracak bilim insanları olarak medyanın odağında. Ancak pek çok medya kuruluşu bu önemli gelişmeyi duyururken BioNTech Tıp Şefi Dr. Özlem Türeci’yi ismini dahi anmadan, şirketin CEO’su Prof. Dr. Uğur Şahin’in eşi diye tanıttı. Yaşanan bir kez daha bilim dünyasında kadınların uğradığı ayrımcılığı gün yüzüne çıkardı.

Eski bir NASA (Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi) çalışanı Fizikçi Ferzan Akalın Jaeger, kariyeri boyunca yaşadıklarını BirGün’e anlattı. Akalın Jaeger, 2010-2018 yılları arasında çalıştığı NASA’da, içlerinde Mars’a gönderilen Curiosity aracı da olmak üzere pek çok önemli projede yönetici olarak çalıştı.

>> Bazı haberlerde Dr. Türeci’nin isminin dahi geçmemesi ve yalnızca ‘eş’ olarak anılması sizi şaşırttı mı?

Şaşırtmadı. Bilim alanındaki kadınlarla ilgili genel görüş bu. Bir kadının ya birinin eşi ya torpili ya arkadaşı sıfatı olmadan, tek başına başardığı şeyleri genelde yazmıyor kimse.

>> Siz kariyerinizde nasıl ayrımcılıklarla karşılaştınız?

NASA’dan ayrılmadan önce proje müdürlüğü yapıyordum. Erkek proje müdürlerinin altında yardımcı proje müdürlüğü de yaptım. O erkeklere toplantılarda verilen cevaplarla, bana verilen cevaplar birbirinden farklı. Elini masaya vurup, bağıran çağıran proje müdürlerine ‘işini çok seviyor, çok tutkulu’ denirken, benzer bir toplantıda ben, uyumlu çalışamadığımız gerekçesiyle altımdaki bir finans müdürünün değiştirilmesini istediğimde, ‘görüyorum ki sen bu konuda çok duygusalsın’ cevabını aldım.

Her sabah toplantı yapardık, yapılacaklar listesini dağıtırdım. Toplantı sonrası bir erkek teknisyen, bana bir şey soracağını, söyleyince, diğer erkek teknisyen diyor ki ‘Bugün Ferzan çok sinirli herhalde regl, bugün sorma.’ O gün sinirli miydim hatırlamıyorum, ama bana verilen mesaj, ‘işinizi yapamıyorsunuz’ diye sinirli olamam da ancak regl olursam sinirli olabilirim.

Altımda çalışan bir ekibin yanına gittim, bir işin iki saate yetişmesi lazımdı, ‘Her şey yolunda mı benim yapabileceğim bir şey var mı’ diye sordum. Adam dedi ki git bize kahve getir.

Hiçkimse sen kadınsın bilmezsin demiyor, ama hep altında yatan imalar var. Her gün onlara maruz kalıyorsun. Her gün, her saat birilerinin senin hakkında o işte yeterli misin, o işi kıvırabiliyor musun, kadın olduğun için bir azınlık yüzdesini doldurmak için mi seni o pozisyona koydular gibi sorgulamalarına maruz kalıyorsun.

sistem-bastan-asagi-erkek-804785-1.
Fotoğraf: NASA

ÇOCUĞUN VAR, GELEMEZSİN

>> Ne hissettiriliyor kadınlara?

Bu tavırların sonucunda kadınlara erkeklerden birkaç adım geride olduğu hissettiriliyor. Onlar kadar çok çalışamazsın. Özellikle de çocuğun olduğu zaman. Oğlum yeni doğduğunda, proje için Almanya ve İtalya’ya gidilecekti, bana senin zaten yeni doğmuş bebeğin var, gelemezsin, bu toplantıya biz gidiyoruz, dediler. Gitmek için ısrarcı olsan sanki çocuğunu bırakmaya meraklı bir kadın durumuna düşeceğini hissettiriyorlar.

Ama çok iki yüzlü bir şekilde, doğumdan sonra izin de yok. Sekiz hafta sonra işe döndüm. Bunun yanında çocuğundan ayrı olduğunun üzüntüsünü de belli etmeyeceksin, çünkü o zaman diyecekler ki ‘Kariyeriyle evinin arasında gidip geliyor, terfi ettirirsek bu işin hakkını veremez…’

>> Kadınların erkeklerden daha mı çok çalışması gerekiyor terfi için?

Evet. Bir kere, kadın oranı çok daha az. NASA’nın en tepesindeki direktör grubunda, 15 erkek varsa, kadın sayısı üç, dörttür. Kadın sırf işinde iyi diye yükseltilmiyor. Azimli, hırslı olman, sistemin neresinden tutman gerektiğini bilmen lazım.

ERKEĞİN HATASI ÖRTBAS EDİLİR

>> Hata karşısında da tavırlar farklı mı?

Erkek hata yaptığında örtbas ediliyor. Bu adam kaç yıldır burada, çok hizmet verdi, artık yaşlandı, bu hata olabilir…’ Bir vefa borcu gibi ya da duygusal yere çekip hatalar meşrulaştırılıyor. Kadın hata yaptığında ise ‘zaten biliyorduk’ denir. Yani o işi sana ‘bahşettikleri’ için ne zaman bir hata yapacaksın diye gözler üzerindedir.

>> Dış görünüş konusunda da bir ayrımcılık var mı?

Hiçbir toplantıda, ‘erkek şöyle giyinmiş, ay haline bak’ diye bir şey dendiğini duymadım. Ama kadınlar için “Bu ne şimdi, böyle mi gelinir”… NASA’nın direktör grubundaki kadınlar erkeklerden bin kat daha güzel giyiniyordu çünkü zorundasın, o saç makyaj her gün yapılı olmak zorunda. Bir erkek yanında çalışan kadının çekici bakımlı güzel olmasını istiyor. Bu da verdikleri kararlara yansıyor. Sistem baştan aşağı erkek hegemonyası üzerine kurulu.

ALIŞIN, GİTMİYORUZ!

>> İnsan bütün bunları yaşadıktan sonra ne diyor?

Birincisi, belki de gerçekten haklılar, ben başarılı değilim. İkincisi de haklı değillerse bile canları cehenneme, ömür boyu bununla mı uğraşacağım… İşe giderken başlardım düşünmeye, şu adamı ne zaman göreceğim, hadi bir nefes al… Her gün işe savaşa gider gibi gidilir mi?

>> Bırakmanızda bu yaşadıklarınızın etkisi oldu mu?

Yaptığım işte çok iyi olduğumu düşünüyorum, çok hızlı yükseldim, ama insan beziyor… Başarılıydım ama o işe aşık değildim, bu nedenle yaşadıklarım bırakmamda bir etken oldu. Değmez diye düşündüm… Kendi işimi kurdum, kadınları işe alıyorum.

Biz buradayız, hiçbir yere gitmiyoruz. İstenmediğimiz ortamlardan gün gelip ayrılsak da kendi yolumuzu çiziyoruz.

BİLİNÇLENDİKÇE FARKINA VARIYORSUN

Yüksek lisans yaparken bilim alanındaki kadın erkek ayrımcılığının çok farkında değildim. Öyle bir büyütülüyoruz ki bu sanki DNA’mıza işliyor, kadın olduğun için böyle bir fırsatın sana verilmesi inanılmaz bir lütuf gibi hissediyorsun, öyle hissettiğin için de bana ayrımcılık yapıyorlar, diyemiyor insan. Sonra bilinçlendikçe, geriye dönüp baktığında aslında bu ayrımcılıkmış diyorsun…

(…) MBA yaparken, Gezegen Bilimi bölümünde işe girmiştim, iki de genç erkek mühendis işe alınmıştı. Bir konferansta, önce mühendis çocuklardan birini tanıttılar, şöyle zeki böyle zeki, önünde çok güzel yıllar var… Ben Yardımcı Proje Müdürüydüm. Beni tanıttıkları slaytta ‘Ferzan Jaeger, (sekreter anlamına gelen) Müdür Yardımcısı Asistanı’ dediler.”

KADIN 'ÇOK HASSAS' OLUR

“Bir erkek teknisyen, durup dururken ekibimizden bir çok kişiye benim ağzımdan bir hikaye uydurmuş. Ben de ikimizin de müdürü olan kişiye gittim ve bu durumun çok tehlikeli olduğunu söyledim. Müdürün bana verdiği cevap, “Dememiş olabilirsin ama hissettirmişsin” oldu. Ama kadının asla o ‘hissetme’ hakkı yoktur. Çünkü bir kadın bir şey ‘hissederse’ o zaman 'çok hassas’ olur.”