Yeni albümü ‘Sular Dar’ ile müzikseverlerle buluşan Can Güngör, sendikalaşmanın önemine dikkat çekerek “Halihazırda sistem bizi görmezden gelmeye meyilli” diyor

Sistem bizi görmezden gelmeye meyilli

IŞIL ÇALIŞKAN

Alternatif sahnenin hatrı sayılır isimlerinden Can Güngör, ilk albümü Silik Düşler ve sonrasında gelen Yalnız Ölmek, Teselli, Dışarda Kış gibi teklilerin ardından beklenen albümü 'Sular Dar' ile dinleyici karşısında. Tam 15 şarkıdan oluşan albümde yine ilk albümde olduğu gibi prodüktör/aranjör koltuğunda kendisi oturuyor. Enstrümanların büyük bir çoğunluğunu kendisi icra eden Güngör'ün albümüne, yaylı ve nefesli orkestra kullanımları, geri vokaller, çocuk korosu, arp, mellotron ve bas klarnet gibi ses yelpazeleri eşlik ediyor. Güneşsiz/Sular Dar şarkısı dışındaki tüm şarkılarda söz, beste, düzenlemede Can Güngör imzası var.

“Bu işe soyunduğumda başıma geleceklerden habersizdim” diyen Güngör şöyle devam ediyor: “Çok renkli ve görkemli bir albüm yapmak istiyordum ama tek başıma bunu yapmanın ne kadar zor olacağına dair hiçbir fikrim yoktu. Süreçte düşe kalka değişmek, dönüşmek zorunda kaldım.”

Güngörle albümünü ve müzik serüvenini konuştuk.

‘Bahçeden Çocuk Sesi Gelmiyor’ içinden geçtiğimiz şu dönemi o kadar iyi anlatıyor ki sanki bugünlere yazılmış gibi…sistem-bizi-gormezden-gelmeye-meyilli-733815-1.

Kendi çocukluğuma ithafen yazdığım bir şarkı. O döneme şimdiki ‘ben’den buruk bir bakış gibi. Sonra baktım ki aslında birçok başka çocuk için de geçerli olabilir bu sözler. Ve evet, tuhaf bir şekilde karantina döneminin aurasına da uydu.

Günleriniz nasıl geçiyor? Bir müzisyenin bakışıyla bu günleri nasıl anlatırsınız?

Bir ay önce bu soruya bambaşka bir cevap verebilirdim. Daha pozitiftim ve yeni albümümün çıkışının tek kişilik partisini yapıyor gibiydim. Şimdilerde biraz sıkılmış durumdayım. Arkadaşlarımı, rutinlerimi özlüyorum. Yavaştan bisikletime atlayıp stüdyoma gitmeye başladım. Kendime meşgale bulmaya çalışıyorum. Sevdiğim müzisyen arkadaşlarım için aranjman yapıyorum, bir yandan eski kıyıda kalmış şarkılarımı derleyip toparlayıp bir sonraki albümüm için harita oluşturmaya çalışıyorum.

Müzisyenler için henüz bir destek programı açıklanmadı. Bu anlamda sizin söylemek istediğiniz bir şey var mı?

Yalnızca müzisyenler değil, her kesim için desteğe ihtiyaç var. Evde durma şansı olmayanlar için ‘evde kal’ çağrıları haksızlık oluyor bana göre. Gündelik kazanıp harcayan hatrı sayılır bir çoğunluk var ve müzisyenlerin büyük bir kısmı da bu gruba giriyor. Sendikalaşma ve makul vergilendirmelerle kayıt dışı ekonomiden sıyrılabilmemiz gerekiyor. Halihazırda bizi görmezden gelmeye meyilli olan sistem, istatistik olarak da izimizi süremeyince durum iyice kötüleşiyor bana göre.

DÜŞE KALKA DEĞİŞMEK, DÖNÜŞMEK ZORUNDA KALDIM

Yeni albümünüz ‘Sular Dar’ın hikâyesini sizden dinleyelim…

‘Sular Dar’dan bir kendini aşma hikâyesi diye bahsetmeyi seviyorum. Bu işe soyunduğumda başıma geleceklerden habersizdim. Çok renkli ve görkemli bir albüm yapmak istiyordum ama tek başıma bunu yapmanın ne kadar zor olacağına dair hiçbir fikrim yoktu. Süreçte düşe kalka değişmek, dönüşmek zorunda kaldım. Albüme adını veren şarkıda ‘artık sular dar, gemim hiç yol almaz’ diye bir söz var. Gemim zaman zaman hakikaten durdu ve onu daha derin ve geniş sulara taşımak için daha güçlü ve dirayetli olmam gerekti ya da yardım isteme olgunluğunu göstermem. Şarkıdaki niyetim albümle beraber kendini gerçekleştirmiş oldu bir yerde. Değişiklik isterken aynı kalamazsınız.

Bu albüm her şeyiyle hâkim olduğunuz bir albüm olmuş. Söz, beste, düzenleme… Sonuçta kafanızdakini tam olarak gerçekleştirebildiniz mi?

Çok büyük oranda gerçekleştirdiğimi hissediyorum. Şimdiki vizyonumu ve zevklerimi epey yakaladığını söyleyebilirim. Daha iyi olabileceğini düşündüğüm şeyler elbette ki var ama bu işin doğasında bu var. Siz yaş alırken beğenileriniz aynı kalmıyor. Albümü bir 5 yıl sonra yapıyor olsaydım muhtemelen birçok şey farklı olurdu.

‘BU DÜNYA DURULMAZ’ BİR ÇOCUĞUN ÇIKARIMI DEĞİL

Aslanın Ağzı şarkınızda size çocuk korosu eşlik etmiş. Çocuk sesiyle şarkı arasında nasıl bir bütünsellik kurguladınız?

Şarkının ikinci nakaratında koro katılımının iyi olacağını düşünüyordum ama aslında çocuk korosu fikri aklımda yoktu. Müzisyen bir arkadaşımın önerisiyle bu fikir aklıma yerleşmiş oldu. Hatta kaydı yaptıktan sonra bir süre bunun iyi bir fikir olup olmadığından emin olamadım. Çocuk korosunun hissi referanslarının ezberine düşmekten korktum. ‘Bu dünya durulmaz’ bir çocuğun yapabileceği bir çıkarım değil aslında ve mümkünse çocuklar böyle düşünmesinler ki dünyayı değiştirebilecekleri motivasyonluyla hayata sarılsınlar. Günün sonunda vardığım yer yetişkin dilinde başka tınlayan bir şeyin, çocuk dilinde başka tınlamasıyla oluşan bütünleşmenin tezat güzelliği oldu. Kendimi buna ikna ettim ve sonucundan çok memnunum.

YALNIZ ÖLMEK ŞARKISINDAKİ BENİM

Yalnız Ölmek şarkınız çok sevildi. Hatta duvarlarda sözlerini gördüğümü hatırlıyorum. “Yalnız ölmeyeceğim değil mi?” diye yazmışlar. Bu şarkı sizinle bütünleşti. O şarkıdaki siz misiniz?

Yüzde bir milyon benim. Ama her zaman o insan değilim. O salındığım uçlarımdan bir tanesi ve beni etkisi altına alan en güçlülerinden.