Uluslararası Af Örgütü, İsrail’in Filistinlilere yönelik politikalarını “apartheid” olarak niteledi. Sistematik ayrımcılık anlamına gelen apartheid’ın uluslararası hukukta “insanlığa karşı bir suç” olduğu belirtildi.

Sistematik ayrım insanlık suçudur

DIŞ HABERLER SERVİSİ

İsrail yönetiminin Filistinlilere yönelik politikaları Uluslararası Af Örgütü’nün raporunda ‘apartheid’ olarak nitelendirildi. Londra merkezli örgüt tarafından yayımlanan 211 sayfalık kapsamlı raporda Tel Aviv’in Filistinlilere baskı uygulama ve boyun eğdirmeye yönelik bir sistem dayattığı belirtildi.


İsrail’i Filistinlilere karşı sistematik ayrımcılık, mülksüzleştirme ve dışlama politikası uygulamakla suçlayan raporda sistematik ayrımcılık anlamına gelen ‘apartheid’ın uluslararası hukukta “insanlığa karşı bir suç” olduğu belirtildi.

Filistin halkına yönelik ayrımcı uygulamaların ayrıntılarına yer verilen kapsamlı raporda değinilen suçlar arasında Filistinlilerin topraklarına ve mülklerine el koyma, zorla yerinden etme, hukuka aykırı öldürme vakaları, dolaşım kısıtlamaları ve Filistinlileri vatandaşlık hakkından yoksun bırakma uygulamaları yer aldı. Örgüt, İsrail’e geniş kapsamlı bir silah ambargosu uygulanması çağrısında da bulundu.

ANTİ-SEMİTİZM TEPKİSİ

Tel Aviv yönetimi ise rapora sert tepki gösterdi, bir yıl içerisinde ikinci kez benzer bir raporun hazırlanmasını, nefret gruplarının yalanlarının pekiştirilmesi ve antisemitizmi körüklemek girişimi olarak değerlendirdi. Dışişleri Bakanlığı, iddiaların tümüyle reddedildiğini belirterek raporun İsrail devletinin var olma hakkını tanımadığı ve anti-Semitist bir dil kullandığı belirtildi.

Dışişleri Bakanı Yair Lapid de, “İsrail bir Yahudi devleti olmasaydı Af Örgütü’nde kimse böyle bir argümana başvurmaya cesaret edemezdi” diye konuştu.

FİLİSTİNLİLER MEMNUN

Filistin’se raporu memnuniyetle karşıladığını açıkladı. Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Yönetim Komitesi Üyesi Bassam El-Salhe yaptığı açıklamada raporun İsrail ve Filistin arasında yaşanan gerçek durumu ortaya koyduğu değerlendirmesini yaptı.

EL KOYUYORLAR

10 milyona yakın İsrail nüfusunun yüzde 20’den fazlası Filistinli, ayrıca 3 milyona yakın Filistinli de işgal altındaki topraklarda yaşıyor.

İsrail’in işgal altında tuttuğu topraklarda Filistinlilerin evlerini yıkma ve Yahudi yerleşimlerine izin verme politikası uluslararası toplumun da tepkisini çekiyor.

BM KARARI YOK SAYILIYOR

Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin Aralık 2016’da aldığı 2334 sayılı karar, İsrail’in işgal altındaki Filistin topraklarında tüm yerleşim faaliyetlerini derhal durdurmasını talep ediyor. Buna rağmen Tel Aviv yönetimi tepkilere rağmen yerleşim faaliyetlerini genişletiyor. BM Ortadoğu Barış Süreci Özel Koordinatörü Nickolay Mladenov, kararın kabul edildiği 2016’dan 2019’a kadar Doğu Kudüs de dahil olmak üzere Batı Şeria’da 22 binden fazla yerleşim birimine onay verildiğini kaydetmişti.

İsrail’in 1967’de işgal ettiği Batı Şeria’da 250’den fazla yasa dışı Yahudi yerleşim birimi bulunuyor. Bu yerlerde yaklaşık 500 bin yerleşimci yaşıyor.
İsrailli insan hakları kuruluşları B’Tselem ile Kerem Navot’un Mart 2021’de hazırladığı raporda da Yahudi yerleşimcilerin, Filistinlilere ait arazileri yağmalamalarının bazı İsrail makamlarınca desteklendiği vurgulanmıştı. Rapora göre, Batı Şeria’daki Yahudi yerleşimci sayısı öngörülebilir bir gelecekte 1 milyona yükselecek.

12 ÜLKE ELEŞTİRMİŞTİ

Ekim ayında Almanya, Belçika, Danimarka, Finlandiya, Fransa, İrlanda, İtalya, Hollanda, Norveç, Polonya, İsveç ve İspanya İsrail’in işgal altındaki Filistin topraklarındaki yerleşimlerini genişletme planına tepki göstermişti. Batı Şeria’da 3 bin 130 yerleşim birimi inşa etme kararından vazgeçilme çağrısı yapılmıştı.