Kilomuz “sinek sıklet”. Bıraktık dengeli beslenmeyi, aman dengesizi olsun da en azından karnımızı doyurabilelim. KHK ile OHAL ile atılmamış mıyız işlerimizden, kapı önüne koymamışlar mı bizi, çoluğumuz çocuğumuz sevdiklerimizle birlikte? Bunca yıl nice özverilerle okumamış, okullar bitirmemiş miyiz? Boğaz tokluğuna öğretmen, yazar, gazeteci, sanatçı, akademisyen olarak çalışmamış mıyız? Şu aşağıda kimi alıntılarla göz atacağımız(Sanat Meclisi, Sanatta Hak İhlaleri, 2017 Mayıs ayı) incelem(rapor) içinde geçen şu birilerinden biri değil miyiz?

sivrisinegin-sikayeti-301212-1.

“Mayıs ayı ülke çapında bir yasaklamalar, engellemeler ve baskınlar zinciri şeklinde geçti. Her yıl düzenlenen Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesinin yıl sonu sanat festivali bu yıl yapılamadı, OHAL gerekçesiyle yasaklandı...

İzmir’de Roboski katliamının birinci yılında yapılan sokak anmasına oyun sergilemek için katılan Yenikapı Tiyatrosu sanatçısı Abdulhakim Bağış’ı yargılayan mahkeme, 16 ay hapis cezası verdi...

40 yıldır yayın hayatına devam eden ve Ragıp Zarakolu ile Ayşenur Zarakolu’nun kurduğu Belge Yayınları polis tarafından basıldı, 2 bin kitabı polisler, toplatma kararı olmadığı halde alıp götürdü...

Sinop Tanıtım Günleri iptal edildi. Sanatçı Onur Akın, iptal kararının kendisiyle ilgili olduğunu söyledi: “Konserimde sevgiyi, aşkı, dostluğu ve kardeşliği anlatan şarkılar söyleyecektim. Bunlardan mı korkuyorsunuz?”...

Siverek’te Şivan Perwer’in elinde bağlama bulunan heykeli, gece kimliği belirsiz kişi ya da kişilerce tahrip edildi.

Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Selman Ada, yıl sonuna kadar yeni eser konulmaması, yeni turne yapılmaması talimatını verdi… Ada, 8. Uluslararası İstanbul Opera Festivali’nde ‘La Boheme’ ve ‘Aida’ adlı eserlerin programdan çıkarıldığını duyururken, bale dersi vermek üzere personel görevlendirilmemesi uyarısında da bulundu...

Nûpelda Tiyatro Grubunun her türlü izinleri alınmış Kürtçe oyunu hakkında; her hangi bir soruşturma olmasa da “Oyun hakkında soruşturma açılmış, Salon için dilekçe geç verilmiş” gibi uyduruk gerekçeler gösterildi ve Van Devlet Tiyatrosu yönetimi salonu vermedi...

Kurtlar ve Çakallar filminin çekimlerinde, yaklaşık 100 set işçisine ücretleri ödenmedi. Han Film tarafından çekilen, filmin yapımcılığını ve yönetmenliğini üstlenen Bilgehan Karaca ‘Ben ülkücü reisiyim, kimsenin parası bende kalmaz’ dedi. Çalışanlar da ‘Önce insan olun, hakkımızı verin’ dedi. 100 insanın hakkını hâlâ vermediler...

Akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça’nın tutuklanmasının ardından günlük 500 bin kişinin kullandığı sokakları kapatan valilik, şimdi de güneş battıktan sonra ateş yakılmasını ve türkü söylenmesini yasakladı...

Sivas Madımak Oteli’nde 2 Temmuz 1993’te 35 kişinin katledilmesine ilişkin davanın görülmesine 26 Mayıs Cuma günü Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesinde devam edildi. Önceki duruşmada mahkemenin iki sanık hakkında yeniden iade talebinde bulunulması isteğinin Adalet Bakanlığı’na bağlı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü’nce reddedildiği ve Bakanlığa bağlı bu birimin idari birim yetkisini aşarak “zaman aşımını değerlendirin, bu kişiler hakkında davayı düşürün” şeklinde skandal bir uyarıda bulunduğu ortaya çıktı...

İstanbul İdil Kültür Merkezi 30 Mayıs 2017 günü polisler tarafından basıldı. Müzik entrümanlarından bilgisayarlara, dergilerden şarkı sözlerine kadar her şeyi parçalayan polisler, merkezin kapılarını ve camlarını da kırdılar. Kültür merkezinde, içlerinde Grup Yorum üyelerinin olduğu 11 kişi gözaltına alındı...”

Haziran 2017 neler getirecek? Mayısı anımsayalım dedik. Her gazetede bulamazsın bu bilgileri. Çoğunda ıvır zıvırlar; usuma ilk gelenlerden, İspanya’da top koşturan bir ayaktopçu haberleri. Neredeyse abartısız her gün nasıl boy gösterebiliyor bir topçu her bir yerde? Onlar buluyor neden(ler); örneğin bu ünlendirilen topçunun “idmanda burnuna sinek kondu” gibi bir uçuk konu bile haber olabilir hani. Suya sabuna dokunmayan basın yandaşları, şu yukardakileri de arada bir haber yapın, ayda yılda bir de olsa, razıyız valla. Ama bakıyorum da dediklerim sinek vızıltısı... Sinek deyip geçme; üzerine çok konuşulacak şey varsa da, bitirelim Cahit Sıtkı Tarancı’yla:

Yalnız kendi başın mı dertli sanırsın,
Gölgesi yeryüzünde avare insan?
Taş da istemezdi yosun tuttuğunu;
Solmakta her çiçek kokusu uçunca.
Tasadır ağaca rüzgârda yaprağı;
Her kuş yanar az çok ölen yavrusuna;
Sivrisinek de halinden memnun değil;
Vızıltısı şikâyet makamındadır.