Siyasal İslamcıların eseri: Güngören
1992’den beri Refah ve Fazilet Partisi ile AKP tarafından yönetilen Güngören, siyasal İslamcılar eliyle betona gömüldü. Belediye, ilçede boş arazi kalmadığını, nüfusun da kapasitenin üzerinde olduğunu itiraf etti.

İsmail Arı
ismailari@birgun.netİstanbul özellikle son 30 yılda adeta betona gömüldü. Hatta 2017 yılında AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da "Biz bu şehrin kıymetini bilmedik. Biz bu şehre ihanet ettik. Hâlâ da ediyoruz. Ben de bundan sorumluyum" diyerek itiraf niteliğinde açıklama yapmıştı. Ancak Erdoğan’ın bu itirafına rağmen kent her gün daha da fazla betona gömüldü.
1992 yılında Bakırköy’den bölünerek kurulan Güngören ilçesi de tam 32 yıldır siyasal İslamcılar tarafından yönetiliyor. Belediye başkanlığı seçimlerini 1992 ile 2004 yılları arasında Refah ve Fazilet Partisi’nin, 2004’ten itibaren de AKP’nin kazandığı Güngören Belediyesi’nin, hazırladığı resmi yazı ile ilçenin beton şehre dönüştürüldüğünü ifade etti.
YEREL SEÇİMLER | KAZANAN PARTİ | OY ORANI (%) |
1992 | Refah Partisi | 32 |
1994 | Refah Partisi | 26 |
1999 | Fazilet Partisi | 36 |
2004 | AKP | 50 |
2009 | AKP | 43 |
2014 | AKP | 50 |
2019 | AKP | 53 |
2024 | AKP | 50 |
Güngören’i ilçe olduğundan beri siyasal islamcılar yönetiyor.
BOŞ ARAZİ YOK DENECEK KADAR AZ
Güngören Belediye Başkanı AKP’li Bünyamin Demir’in imzasının yer aldığı bir imar planı değişikliği teklifi Belediye Meclisi’nin Haziran ayı oturumuna sunuldu. Ancak asıl dikkat çeken plan teklifinde yer alan itiraflar oldu. Yazıda şu çarpıcı bilgiler sıralandı:
• İlçemiz yüz ölçümü itibariyle İstanbul'un en küçük ilçesi durumunda olmasına rağmen İstanbul'un en yüksek yoğunluğa sahip ilçesi konumunda.
• İlçemizin mevcut fiili duruma bakıldığında, sosyal ve teknik altyapı donatı alanına ihtiyacı duyulduğu görülmekte. Ancak ilçe yapılaşmamış, boş parsel yok denecek kadar.
• Hatta Kamu mülkiyetindeki parseller dahi dolu. Bunların yanında ilçe birinci derece ve ikinci derece deprem bölgesi içerisinde yer alıyor.
• Konut alanlarında nüfus yoğunluğu kapasitenin üzerinde. Bazı mahallelerde sosyal altyapı ile yeşil alan ihtiyacının ön plana çıktığı tespit edilmiştir. Aktif yeşil alan, park ve dinlenme alanları düzenlemelerinin karşılanmasına yönelik çözümler üretilmesi büyük önem arz etmektedir.
1970’li yılların başında beri Güngören’de yaşayan Güngören Belediye Meclisi’nin CHP Grup Başkanvekili Ergün Edepali ise ilçede yaşanan değişimi BirGün’e anlattı.
“1970’de Güngören’de doğdum. 1992’ye kadar Güngören yer yer gecekondu ve genellikle de bahçeli evlerin olduğu bir bölgeydi” diyen Edepali sözlerine şöyle devam etti:
“1992’de, Güngören ilçesinin kurulmasıyla bölgede hızlı bir yapılaşma başladı. O dönem imarı 4 kat olan arsa için ‘camiye, derneğe para bağışla, fazla katı çık’ dendi. Bağışlardan sonra fazla imar izni verildi veya kaçak yapılar, katlar yapıldı. Sürekli plan notları yapılıyor, ancak bir türlü binalar dönüştürülemiyor. Çünkü binaların üzerinde kaçak katlar var. 1980 döneminde, Güngören’in bağlı Bakırköy Belediyesi askerlerin elindeyken Güngören bölgesi 100- 150 bin insan yaşayacak denilerek planlanmıştı. Şimdi yaklaşık 270 bin kişi yaşıyor ve gündüz nüfusu 1 milyonu buluyor. Güngören’deki yeşil alanları yok ettiler. Siyasal İslamcıları İstanbul’a verdiği zararın mikro bir örneğidir Güngören. Havadan baktığınız zaman Güngören’de toprak görünmüyor ve tamamen bir beton şehre dönüşmüş durumda. Her işe başlarken Allah utandırmasın diyorlar ya ve gerçekten de hiç utanmıyorlar.”

Güngören Belediye Meclisi’nin CHP Grup Başkanvekili
BİRÇOK BÖLGEDE NÜFUS SEYRELTMEK GEREK
Önceki dönem TMMOB Şehir Plancıları Odası (ŞPO) İstanbul Şube Başkanlığı yapan, Şehir Plancısı Prof. Dr. Pelin Pınar Giritlioğlu ise “Ne yapılmalı?” sorusunu yanıtladı. İstanbul’un ve ülkenin pek çok bölgesinde nüfusun seyreltilmesi gerektiğini belirten Giritlioğlu şunları söyledi:
“AKP döneminde yapılan plan değişiklileri ile özellik İBB Meclisi’nde onaylana plan tadilatlarının sayısı binlerceydi. Bunlar İstanbul’un üst ölçeli planı ile buna bağlı planları bölen, parçalayan uygulamalardı. Yıllar boyunca plan delme çalışmaları yapıldı. Güngören’de de nüfus ve yapı yoğunluğu olmasını gerekenin çok üzerinde. Nüfus seyreltme politikalarına ihtiyaç var. Sadece kat yükselterek, oradaki yapı stokunu sağlamlaştırmak sorunu çözmeyecek.

Şehir Plancısı, Prof. Dr
İnsanlara Anayasa’nın 56’ncı maddesi kapsamında sağlıklı, dengeli ve güvenli yerleşme alanı oluşturmak gerek. Daha üstten meseleye bakarak nüfusunu yeniden dağıtma ve seyreltme politikasına ihtiyaç var. Yurttaşların ellerinde evlerini zorla alıp ‘gidin buradan’ demekten bahsetmiyorum. Gerçekten insanların oraya bağlı kalmasını zorunlu kılmayacak şekilde farklı bölgelerde yaşam, iş ve çocuklarının eğitim koşullarını oluşturarak nüfusu dengeleme politikası uygulamak gerekiyor. Hatta bunu bir ulusal politikaya dönüştürmek gerek. Erken Cumhuriyet dönemine nasılda küçük kentlere farikalar açıldı, insanlar aş ve iş buldularsa bugün de böyle bakmak gerekiyor. Bugün insanlar İstanbul’da yaşamaya eskisi kadar meraklı değil. Başka bir yerde insanca yaşayabilecekler bir ortam tesis edildiğinde bu alanlara gitmeye gönüllü olacak çok sayıda insan var.”