Google Play Store
App Store

İktidar içerisindeki çatışmayı gözler önüne seren Ayhan Bora Kaplan davasının 10’uncu duruşması görüldü. Şikâyetçilerin dinlendiği davada AKP’lilerin bağlantısı ortaya serilirken, Kaplan tarafından işkenceye uğradığını söyleyen Erkan Doğan ‘‘siyasi konjonktür arkalarında’’ dedi. CHP, eski Bakan Süleyman Soylu’nun hesap vermesini istedi.

Siyasi konjonktür suçluların arkasında
Fotoğraf: DHA

Haber Merkezi

Ayhan Bora Kaplan suç örgütüne ilişkin davanın 10’uncu duruşması dün Sincan Cezaevi’nde görüldü. Dün gerçekleşen duruşmada ‘‘Ü5W1G8K6L3’’ kod adlı gizli tanık, ifadelerini geri çekti. Gizli tanık, Bora Kaplan için çalışan kişilerin isimlerini tek tek vermiş, işlenen bazı suçlara katıldığını belirterek Kaplan’ın bu suçları bizzat azmettirdiğini söylemişti.

Mahkeme heyeti, Bora Kaplan tarafından işkenceye uğradığını söyleyen Erkan Doğan’ı dinledi. Eski patronu Barış Kurt’la yaşadığı anlaşmazlıktan sonra Bora Kaplan’ın kendisini iki gün alıkoyduğunu ve dişlerini söktüğünü anlatan Doğan, ‘‘Ayhan Bora Kaplan, siyasetçi olduğu için Barış Kurt’a yaranmak için bana bunları yaptı’’ dedi. Barış Kurt ise AKP Ankara İl Başkan Yardımcılığı yapmıştı.

Doğan kendisine işkence uygulayanlar arasında Muhammed Kaplan’ın da olduğunu söyledi. Muhammed Kaplan, Doğan’a bağırdı ve salonda gülüşmeler oldu. Alıkonulduğu yerden kaçarak kurtulduğunu aktaran Doğan, ‘siyasi konjonktürü’ arkalarına aldıklarını belirterek başvurduğu polislerin kendisini tehdit ettiğini, savcınınsa anlattıklarını kayda geçirmediğini söyledi. Doğan, ‘‘Kaplan’ı şikâyet ettiği süreçte polise ve yargıya inancının kalmadığını’’ ifade ederek, “Yeni emniyet kadrosuna, yeni İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’ya güvendim ve o yüzden buradayım’’ dedi.

Muhammed Kaplan, Erkan Doğan’a ‘‘Organize Şube polisleri size en son ne zaman ulaştı, bu 2-3 gün içerisinde ulaştılar mı?’’ diye sordu. Doğan, ‘‘Resul Aydoğdu isimli polis memuru ulaştı’’ dedi. Bunun üzerine Muhammed Kaplan, ‘‘Yönlendiriyorlar Erkan Doğan’ı’’ iddiasında bulundu.

Erkan Doğan, açıklamalarının sonunda Barış Kurt’un yakınlarının, televizyonlara çıkmaması için aradığını ve dün akşama kadar kendisine bazı meblağlar sunulduğunu öne sürdü. Doğan, istendiğinde bunları mahkemeye sunabileceğini de belirtti.

ESKİ BAKAN SOYLU HESAP VERMELİ

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Parti Sözcüsü Deniz Yücel, Ayhan Bora Kaplan soruşturmasıyla ilgili yaşanan gelişmelerle ilgili değerlendirmesinde “Bu olayların en kilit isimlerinden biri de bizim ‘suç işleri bakanı’ olarak nitelediğimiz Süleyman Soylu’dur. Soylu’nun derhal dokunulmazlığının kaldırılarak yargılama sürecine dahil edilmesi gerekmektedir” dedi.

Samsun’da toplanan MYK sürerken açıklamalarda bulunan Yücel, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Ayhan Bora Kaplan soruşturmasıyla ilgili konuşan Yücel, eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun hesap vermesi gerektiğini belirtti. "Emniyet teşkilatı mensuplarıyla çetelerin ve üst düzey bürokratların da adının karıştığı bir darbe yapılanması"ndan bahsedildiğini belirten Yücel, "Emniyet Teşkilatı’na yıllarca FETÖ’den referans almadan polis almazsanız, liyakati değil, çeşitli tarikatları ve FETÖ referansını dikkate alırsanız netice böyle olur. Ne yaparsanız yapın dikiş tutmaz, korkarız ki daha kötü günler bizi bekliyor" dedi.

Yücel, Soylu’nun bu olayların kilit isimlerinden biri olduğunu belirterek, "Yargıya, adalet mekanizmasına ve devlete hak ettiği itibar ve güven yeniden kazandırılmak isteniyorsa Süleyman Soylu’nun derhal dokunulmazlığının kaldırılarak yargılama sürecine dâhil edilmesi gerekmektedir" diye konuştu.

BU NASIL YARGI PAKETİ!

Gündemdeki ‘9. Yargı Paketi’ne ilişkin eleştirileri de sıralayan Yücel, “Erdoğan 30 Mayıs’ta Yargı Reformu Strateji belgesini açıkladı. Şatafatlı sözlerle süsleyip anlattığı bu strateji belgesinden hemen sonra adı yargı reform paketi olan ama içeriğinde reformun R’si dahi olmayan kanun teklifleri Meclis’e geldi. 2019’dan bugüne kadar tam 8 reformu paketini Meclis’e getirdiler. Hiçbiri gerçek anlamda yargı reformu değildi. Çünkü AKP’nin amacı aslında yargı reformu yapmak değil, yargıyı ele geçirmek. Ya ülkücü, AKP’li, tarikat dalgası yüzünden 36 tur boyunca Yargıtay Başkanı’nı seçemedi” ifadelerini kullandı.

İktidarın tasarruf paketini de eleştiren Yücel, "Uçak sayıları, makam araçları azalmayacak ama emekçi servise binmeyecek, kamuda gençlere yer açılmayacak. Bunun adı tasarruf değil. Bunun adı seçim intikamı şatafatın faturası yine emekçiye çıkarıldı” ifadelerini kullandı.

NE OLMUŞTU?

Kaplan ve ekibi 7 Eylül’de Ankara Esenboğa Havalimanı’nda yurtdışına kaçmak üzereyken gözaltına alındı. Gözaltına alınan Kaplan, 12 Eylül’de çıkarıldığı Ankara Sulh Ceza Hakimliği’nce tutuklandı. Operasyonda gözaltına alınan diğer 28 kişiden 13’ü tutuklanırken, 15 şüpheli hakkındaysa adli kontrol kararı verildi. Genişletilen soruşturma kapsamında gözaltına alınan Emniyet Müdürü N.A.Ç de adli kontrolle serbest bırakıldı. Soruşturma kapsamında Yargıtay Üyesi Yüksel Kocaman’ın da adı çok konuşuldu. Kaplan’ın, Kocaman’a lüks bir villa ile otomobil hediye ettiği iddia edildi. Kocaman, Kaplan’la görüştüğünü doğruladı ama hediyeleri yalanladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın soruşturmayla ilgili MİT’ten özel rapor istediği de kulislere yansıdı. Erdoğan’ın, Kaplan ile görüştüğü ortaya çıkan Yargıtay Üyesi Yüksel Kocaman’a da randevu vermediği söylendi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Ayhan Bora Kaplan suç örgütüne yönelik soruşturmayı tamamladı. 28’i tutuklu 61 şüphelinin yargılandığı davanın sanıklarını, Kaplan ve ona bağlı çalışan adamları oluşturdu.

Kaplan hakkında, iki cinayet suçundan ağırlaştırılmış müebbet ile 169 yıl 6 aya kadar hapis cezası istendi. Kaplan, tüm suçlamaları reddetti. Duruşmalar sonucunda 8 şüpheli tahliye edildi. İçişleri Bakanlığı, idari soruşturmayı tamamlayarak polisler hakkında son kararı verecek. Diğer yandan soruşturmada gözaltına alınan 7 kişi tutuklandı. Tutuklananlar arasında Kaplan’ı yurt dışına kaçarken Esenboğa Havalimanı’nda gözaltına alan Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Çelik, yardımcısı Şevket Demircan ve Komiser Ufuk Gültekin de buluyor.