Almanya’da Merkel hükümetinin geleceği Hıristiyan demokratların zirvesindeki liderlik yarışına bağlı. CDU‘nun Genel Başkanı-Karrenbauer‘in görevini bırakacağını açıklaması sonrası gözler yeni adaylara çevrilirken, muhafazakâr kesimlerin desteklediği Friedrich Merz partide en güçlü aday olarak öne çıkıyor. Ülkede erken seçim de gündemde

Siyasi kriz derinleşiyor

Gürsel Köksal / Frankfurt

Almanya‘da siyasal gündem, iktidarı sosyal demokratlarla paylaşan Hıristiyan Demokrat Birlik (CDU) içindeki liderlik yarışına kilitlendi. Ülkenin doğusundaki Thüringen eyaletinde Hıristiyan demokrat ve liberallerin aşırı sağcı parti AfD‘yle (Almanya için Alternatif) işbirliği skandalının ardından kısa sürede ‘yönetilemez’ izlenimi veren CDU‘nun Genel Başkanı Annegret Kramp-Karrenbauer‘in (AKK) görevini bırakacağını açıklamasıyla başlayan yarışın adayları belli olmaya başladı.

Hiçbirinin ağzından henüz CDU’nun genel başkanlığına aday olacaklarına dair kesin bir açıklama çıkmamış olsa da, son gelişmeler iki yıl önceki kurultayda aday olup, AKK karşısında yenilgiye uğrayan partinin eski yöneticilerinden Friedrich Merz’e çevrildi. Ayrıca halen Merkel hükümetinde Federal Sağlık Bakanı olarak görev alan Jehns Spahn‘ın yeniden göreve talip olduğunu gösteriyor. Almanya‘nın en büyük eyaleti Kuzey Ren Vestfalya‘nın (NRV) Başbakanı Armin Laschet‘in ismi de potansiyel adaylar arasında. Parti genel başkanlığının yanı sıra Federal Hükümet‘te Savunma Bakanlığı‘nı yürüten AKK, önümüzdeki yılki genel seçimde şansölye (federal başbakan) adayı olmayacağını da açıklaması nedeniyle, CDU‘nun önümüzdeki günlerde seçilecek genel başkanının, büyük olasılıkla bu göreve de aday olması söz konusu. CDU‘nun kardeş partisi CSU‘nun (Hıristiyan Sosyal Birlik) Genel Başkanı ve Almanya‘nın bir diğer büyük eyaleti Bavyera‘nın Başbakanı Markus Söder önümüzdeki dönemde Münih‘te kalmak istediğini açıkladığı için CDU‘nun yeni başkanı, büyük olasılıkla 2021‘deki genel seçimde Hıristiyan birlik partilerinin ortak federal başbakan adayı olacak.

Adaylık yarışının yanı sıra, parti ve hükümet liderliğinin ayrılmasının yanlış olduğu ve yaşanan krizde bunun da rol oynadığına dair açıklamalar, en azından Merz‘in bu göreve seçilmesi halinde Merkel‘in liderliğindeki koalisyon hükümetinin sona ermesi ve erken seçime gidilmesi olasılığını güçlendiriyor. Sosyal demokrat hareketin zirvesindeki güç mücadelesinde yenik düşerek siyasete ara verip, özel sektöre geçen, ancak zaman zaman yaptığı çıkışlarla ‘ben de varım’ mesajı veren eski SPD Genel Başkanı ve Merkel‘in eski Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel de birkaç gün önce son gelişmeleri değerlendirirken, “Erken seçim geliyor“ demişti.

EN GÜÇLÜ ADAY MERZ

İki yıl önce Merkel‘in desteklediği AKK‘ye, 16 yıl önce de Merkel‘in bizzat kendisine karşı CDU liderliği yarışını kaybeden Friedrich Merz, sonunda hedefine yakınlaşmış görülüyor. Hem iş dünyasında, hem de partinin muhafazakâr kesimlerinden büyük destek alan Merz, kamuoyu araştırmalarına göre potansiyel adaylar arasında en güçlüsü. 2004 yılında parti yönetimine kızarak parti görevlerini bırakarak özel sektöre dönen Merz, iki yıl önce Merkel‘in kendisine yönelik eleştiriler üzerine genel başkanlığı bırakacağını açıklamasının ardından yeniden ortaya çıkmıştı.

Birkaç gündür verdiği demeçlerde parti liderliğiyle, federal başbakanlık görevlerinin eskiden olduğu gibi yine tek kişide olması gerektiğini savunan Merz‘in, kendisi açıkça dile getirmese de parti içindeki taraftarlarının bu yöndeki çağrıları sürüyor. Başta Bild gazetesi olmak üzere sağ ve tutucu medyadaki yayınlar da Merz‘in adaylığının desteklendiğine gösteriyor.


Genel başkanlık yarışının diğer adayı partinin genç liderlerinden, Federal Sağlık Bakanı Jens Spahn, Almanya‘da eşcinsel olduğunu belirten politikacılardan. Siyasal gözlemciler, Merkel hükümetindeki en genç bakan olan Spahn‘a Merz karşısında şans tanımıyorlar. Koranavirüs salgınıyla mücadele önlemleri nedeniyle son günlerde sık sık kamuoyu önüne çıkan Spahn‘ın cinsel tercihi, CDU içindeki yarışta Merz‘i açıkça destekleyen Bild gazetesince yeniden gündeme getirildi. Bild‘in manşetinden “CDU bir eşcinsel federal şansölye için yeterince modern mi?” başlığıyla yapılan yayında genç politikacının eşcinselliğinin yanı sıra, partisi gibi konservatif olduğu vurgulanıyor ve bu durumuna ilişkin olumsuz ifadeler yer almıyor. Haberde diğer ülkelerden başarılı eşcinsel devlet insanlarından örnekler de yer alıyor ve bu konunun Almanya‘da sorun olmayacağına dair demeçler yer alıyor.

LASCHET’İN KARARI BEKLENİYOR

Siyasal gözlemcilere göre CDU içindeki sevilen ve başarılı politikacılardan NRV Başbakanı Armin Laschet de başkanlık yarışının aktörlerinden. Kendisi bu konuda bir açıklama yapmadı, ancak aday olması halinde parti tabanındaki Merz karşıtlarının desteğini alacağına kesin gözle bakılıyor. 2005 yılında NRV eyalet hükümetinde Almanya‘nın ilk ‘entegrasyon bakanı’ olarak görev alan Laschet, Müslümanlarla diyalog arayan ve kuran, göç ve göçmenlere ilişkin insani mesajlar veren, göçmen kökenli genç politikacıların parti ve devlet içinde yer almasını teşvik eden bir politikacı olarak gündeme geldi.
Türkiye kökenli göçmenlerle yakın ilişkileri nedeniyle kendisine ‘Türk Armin’ lakabı takılan Laschet, sosyal demokrasinin kalesi olarak bilinen NRV‘de seçim kazanan bir politikacı olarak CDU içindeki ağırlığını da artırdı. Angela Merkel’in göçmenler ve sığınmacılarla ilgili politikalarını destekleyen Laschet‘in aday olması halinde CDU‘nun en güçlü eyalet teşkilatı arkasında olacağı için başarılı olma şansı var.

MERKEL’İN TAVRI BELİRSİZ

Thüringen‘de partiyi AfD‘yle biraraya getiren skandalda kesin tavrıyla devreye giren ve tüm demokratların ‘utanç’la karşıladığı işbirliğini sonlandıran Federal Başbakan Merkel‘in, parti genel başkanlığıyla ilgili gelişmelerde nasıl bir tavır alacağı bilinmiyor. İki yıl önceki kurultayda kendisinden sonraki genel başkanı ve böylece geleceğin ‘federal başbakan adayı’nı açıkça belirleyen Merkel‘in şu anki yarışa benzer bir müdahalede bulunabilir.

Söz konusu kriz yaşanmasaydı CDU‘nun olağan genel kurultayı önümüzdeki aralık ayında gerçekleştirilecek ve Hristiyan birlik partilerinin ortak federal başbakan adayı da o dönemde belli olacaktı. Şimdi ise bu konu daha önceye alınacak olağanüstü kurultayda çözülecek.

Söz konusu kurultayın tarihi belli değil, en erken iki ay sonra yapılması mümkün. Bu arada Savunma Bakanı olarak ev sahipliğini yapacağı uluslararası güvenlik konferansına katılmak üzere Münih‘e giden AKK‘nin orada CSU Genel Başkanı ve Bavyera Başbakanı Söder‘le, gelecek hafta da genel başkanlık için adı geçen diğer politikacılarla ortak bir çözüm yolu arayacağı öğrenildi.

***

Almanya’da geçen hafta gerçekleştirilen kamuoyu yoklamalarına göre, seçmen tercihlerinde SPD lehine küçük değişimler gözlemlendi. ARD’de yayımlanan ‘infratest dimap’ anketine göre, sosyal demokratların oyu bir önceki ankete göre yüzde 2 arttı.

siyasi-kriz-derinlesiyor-688858-1.