Bugünlerde gülmek, eğlenmek mi istiyorsunuz, AKP yandaşlarının Topbaş’ın damadının tahliyesiyle ilgili düştükleri halleri izleyin.

Hiçbiri epilepsi, uyku apnesi ve vitamin yetersizliğinden muzdarip Kavurmacı’yı savunamıyorlar ama…

İçlerinden geçeni de dobra dobra söyleyemiyorlar.

Nasıl söylesinler ki?..

Böyle bir dönemde bir mahkemenin önde gelen bir FETÖ tutuklusunu AKP’nin en üst makamlarının, dahası Reis’in bilgi ve onayı olmadan tahliye edebilmesi mümkün görünmüyor.

Eh, en iri kıyım İslamcının bile kalkıp da ucu Reis’e dokunma ihtimali olan bir laf etmeyi aklından bile geçirmesi mümkün değil.

Tamam, 15 Temmuz gecesi sokağa çıkıp şehadete erenlere saygı, sevgi, muhabbet sonsuz da…

İçlerindeki Reis korkusu ondan da sonsuz.

Çözüm?..

Kedi kedi, miyav, dedi…

Eleştirmişim gibi çek panpa!..

•••

İki hafta önce “Kavurmacıya var da baklavacıya yok mu?” diye yazmıştım ya…

Meğerse Memleket Tabipliği’nin sıkı bir takipçisi olan yüce Türk yargısı verdiğim subliminal mesajı anında almış, baklavacı Serdar Seyitoğlu’nu serbest bırakmış!..

Öncelikle kendilerine hassaten teşekkür ediyorum.

Beni izlemeye devam etsinler!..

İkinci subliminal mesajımı da buradan açık açık veriyorum…

Madem “silahlı terör örgütü üyeliği” ve “anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçlarından tutukladıkları adamı ilk duruşmada tahliye etmişler…

Diğerlerini de etsinler…

FETÖ tutuklularının yüzde doksanı 15 Temmuz’un birinci yıldönümüne kalmaz serbest kalır!..

•••

Bu arada bir önceki kehaneti hızla gerçek çıkmış bir gazeteci yazar şişinmesiyle bir kehanette daha bulunayım…

Yazının gidişatına bakıp şaka yaptığımı sanmayın yalnız, gayet ciddiyim…

Akın Öztürk’le birlikte 15 Temmuz Darbe Girişimi’nin başında olduğu iddia edilen şu general var ya…

AKP Başkan Yardımcısı Şaban Dişli’nin kardeşi Mehmet Dişli…

Onun tahliyesinin de eli kulağındadır!..

Yok, böyle yazarken olmayan gazeteciliğimi konuşturup kulisten aldığım bilgiyi paylaştığımı sanmayın.

Ben sadece gördüğümü yazıyorum.

Siz hiç dünya siyaset tarihinde kendisini devirmeye, öldürmeye kalkışan darbecinin kardeşini Başkan Yardımcılığı görevinde tutan bir siyasi parti gördünüz, duydunuz mu?..

Ben duymadım.

•••

Şimdi, AKP, var gücüyle FETÖ’ye karşı savaştığını söylüyor ama, ortada acayip şeyler dönüyor.

Fethullahçı Terör Örgütü’nün bir zamanlarki arka bahçesi Adli Tıp Kurumu, mesela.

Kimsenin haksız yere tutuklanmasına gönlüm razı olmadığı için daha önce yazmadım ama…

Garip şeyler oluyor.

Onlarca insan suçlu suçsuz gözaltına alındı ama FETÖ döneminde Kurum’u fiili olarak yöneten Başkan Yardımcısı’na kimse dokunmadı…

Başkan, tıpkı Topbaş’ın damadı gibi, muhtemelen kayınpeder kontenjanından ilk duruşmada tahliye oldu…

Zekeriya Öz’ü kapılarda karşılayıp normalde bağımsız olması gereken bilirkişilere huzurda raporlar yazdıranlar serbest…

O raporlara imza atanlarsa içerde!..

Her zamanki gibi sırtı sağlam, ensesi kalın olanlar paçayı yırtıyor, olan garibanlara oluyor, diyebiliriz de…

Mesele ondan ibaret değil bence.

•••

Aralarındaki fark ne olursa olsun aynı bataklıkta boy atmış, serpilip büyümüş, iktidara yürümüş AKP ve FETÖ uzun yıllar süren suç ortaklığı döneminde sarmaşık gibi öyle iç içe geçmiş ki…

Birine dokunmadan diğerini ayırmak mümkün olmuyor.

•••

Yıllardır birbirine aşık iki sevgili tam nikah masasına oturmuş imzaları atacaklarken arkalardan bir ses yükselir…

Durun, siz kardeşsiniz, evlenemezsiniz!..

AKP’nin FETÖ’yle sözde mücadelesi bana Türk filmlerindeki o sahneyi hatırlatıyor.

Durun, siz kardeşsiniz, boşanamazsınız!..