“İki hekim kategorisine doğru (mu?)” başlıklı önceki yazımda, TBMM Sağlık Komisyonu’nda görüşülmekte olan “Sağlıkla İlgili Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi”nin 5. maddesinin sakıncalarını ele almıştım.

Yazıyı yazdığım sırada madde 5 üzerindeki Komisyon görüşmeleri devam ediyordu. 42 maddelik teklif, 3 gece boyunca toplam 42 saatlik görüşme ve tartışmalar sonucunda kabul edildi. Bu sürenin üçte birinden fazlası madde 5 üzerindeki tartışma ve atışmalar ile geçti. CHP-HDP ve İYİ parti gruplarının onca değişiklik önergelerine ve maddenin sakıncaları üzerinde ayrıntılı açıklamalarına karşın, 7 Kasım sabaha karşı Komisyon Başkanı, ansızın usule aykırı bir şekilde oylamaya kalkışınca olan oldu. Muhalefet üçlüsü, CHP’li vekillerin öncülüğünde yoğun sözel ve eylemsel tepki gösterdi… Komisyon Başkanı, AKP ve MHP grubuyla birlikte salondan ayrılmak zorunda kaldı.

Muhalefet grubu ise, usule aykırı oylamanın geçersiz olduğunu bir tutanakla saptadı. Bunun üzerine, saat 15.00’teki oturumda madde 5 yeniden görüşülmeye başlandı. AKP’nin çok sınırlı bir değişiklik önergesi ile birlikte madde Komisyon’da AKP ve MHP grubunun oyları ile kabul edildi. (Hemen belirtmek yerinde olur: oylamanın gizli olması halinde bu madde Komisyon’dan geçmezdi…)

Sıra Sayısı 12 no.lu Komisyon Raporu’nda muhalefet şerhleri, -özellikle Anayasa’ya aykırılık bakımından- pek hacimli.
Bu arada, madde 5’e karşı kamuoyunda ve özellikle hekim örgütlerinden ciddi tepkiler gelmeye başladı.
Genel Kurul’da 13 Kasım Salı günü başlanan görüşmelere de madde 5 damgasını vurdu. Genel Kurul’da tartışmalar devam ederken, partiler arası uzlaşma çabaları da sürdü. Bunun sonucu olarak, AK Parti temsilcilerine göre, maddenin içeriği, % 80-85 oranında iyileştirilmiş idi.

Ne var ki, öngörülen yaptırımlarda iyileştirme olsa da maddede kullanılan formülde bir değişiklik yok:
“Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilerek ilgili mevzuat çerçevesinde kamu görevinden çıkarılan veya güvenlik soruşturması sonucuna göre kamu görevine alınmayan tabipler”.

Genel Kurul’da önceki gün tanık olunan bu gelişmeler sırasında ilgili Komisyon’da bütçe görüşmeleri de devam ediyordu. Buradaki tartışmalar, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın konuya bakışıyla birlikte, AKP-MHP ittifakının yanlış nitelemesiyle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi adı verilen ucubenin neden işlemeyeceğini de teyit ediyordu:
Genel olarak madde 5’i savunan Bakan, vekillerin yoğun sorularına özetle , “özel hastanelerde bir kısıtlama söz konusu olmayacak” şeklindeki beyanının ardından, “niye dört gün kavga edildi?” sorusu karşısında, “Siz kavgayı seviyorsunuz…” yanıtı ile konuyu kapattı.

Oysa yapılan, hukuku ve liyakat ilkelerini yok sayan, akla aykırı olan bir madde taslağını, Komisyon’daki çoğunluğundan hareketle dayatan AKP-MHP blokuna karşı, CHP-HDP-İYİ Parti blokunun eylemle destekli fikri çabaları idi.

Görüşüm, madde 5’in tümüyle Teklif metninden çıkarılması gerektiği yönünde olmakla birlikte, kayda değer iyileştirme, “kavga” sayesinde sağlandı.

Bu kadarı bile, “külliye vesayeti altındaki Meclis”, AKP-MHP parti grupları gözetimindeki “Komisyon” uygulamasını gözden geçirme gereğini beraberinde getirdi.

Özetle, bütün bunlar, 6771 sayılı Kanun ile kurulan “anayasal düzen”in sürdürülemez özelliğinin bir kez daha teyidi.