750 milyon dolar gömüzlendi Ankara’da… Ne için? Dinozorlu ortam için. Niye? O dönemin fıskiye sevdalısı belediye reyizi seviyor diye… Şimdi ne oldu? Gitti, bitti, kül oldu. Fısss diye… 750 milyon dolar ya. Kaç doz korona aşısı alınırdı acaba? FATİH projesi gibi kayboldu gitti vallahi. UFO’lar aldı götürdü neredeyse.

Neyse ki kafası kopmuş dinozorlara, kimsenin ilgilenmediği hayalet tema parkında bu paralar gitti. Fıssss kıye.

Sorumlusu kim? Yok. Bu para hepimizin, bu para hepimizin cebinden çıktı gitti. Gidenlerdeeeen bir tek dinozoru bekledim, bir tek dinozoru düşledim gidenlerden…

Yüksek İstişare Komitesi’nde çalışan bireylerin hiçbir şekilde hiçkimsenin görüş ve fikirlerini yansıtmadığını da öğrendik ya Allah razı olsun. Peki o komiteye yerleştirilmiş bireylerin fikirlerini, sözlerinin, açıklamalarının hiçkimseyi bağlamadığı bir ortamda o komiteye ne gerek var? Alınan maaşlar, ödenekler filan da bizim cepten çıkıyor. Bizi de temsil etmiyor komite, adını taşıdığı makamı da temsil etmiyor. Peki neyi temsil ediyor o zaman?

Bir Barınç ağlıyor bak gözleri yaşlı. Twitter, Instagram, Tiktok, Snepçet ya da YouTube üzerinden değil. Telefon hattından. Neyse ki makamlar kimseyi temsil etmiyormuş. Peki kim kimi temsil ediyor? Birisi bizimle eğleniyor mudur nedir? Peki eğlenenlerin makamları da o makamları temsil etmiyor mudur acaba? Müdür müdür müdür gibi bir ortam.

Daha iki gün önce ya, yine demokrasi, hak, hukuk rüzgarı yapıldı. Ertesi gün hemen geri vitese takıldı. Ne şanzıman kaldı, ne dişli. Döne döne vallahi de Hadron çarpıştırısında dönen atom altı parçacıklar gibi olduk. Ne nerede olduğumuz bellli, ne nereye gittiğimiz… Hayzenberg’in demokrasisi gibi bir şey. Ya vardır, ya yoktur ama nerededir, bak işte onu bilemeyiz. Çok güzel kafa vallahi, bravo canım. Ey Nobel, gör bizi gör.

Geldi iki gözümün Paris’te sokya yemeyi bilemeyeni. Geldi püskevit admin, geldi klasik araba koleksiyoneri her şeyi uç uca ekleyip kırh yapan memleket sevdalısı… Püskevit admin diyor ki: Cumhur İttifakı; cukka ittifakı değildir, curcuna ittifakı değildir, çukur ittifakı değildir, çuval ittifakı değildir, çuvallamış bir ittifak hiç değildir… dedi… Ya vallahi de dedi. Laf oyunlu cin açıklamalar zamanı geldiyse, o açıklamalarla her şey yoluna giriyorsa tamam aşkım, tamam bi tanem…. Kesinlikle cukka yok. Cukka kesinlikle yok ya. O beş tane malum şirket alın teri ve geçiş garantisiyle kazanıyor. Cukka yokkkk, vallahi yok. Varsa şu ateşe kör bakalım. Cucurna yokkkk. Kesinlikle yok. Kimse curcuna yapmıyor. Kimse açıktan gelen ölüm tehditlerine, kazığa oturtma önerilerine filan laf etmiyor. Karambol yok, tertemiziz. Sorun sizde değil, bizde vallahi de. Bu illeti bizim başımıza biz getirdik. Sizin tavrını belliydi zaten. O yüzden gerçekten de size suç bulamayız. Aynı hatayı sürekli yapıp farklı sonuçlara ulaşmaya çalışan da biziz biz. Her seferinde oradan buradan ve hatta naaa şuralardan kandırıldıktan sonra size yine güvenen, her dediğinizi gerçek kabul edip gözümüzün önündekileri göremeyen de biziz. Sizin tarzınız, tavrınız belliydi aşko.

Çuval ittifakı da değildir, çuval sadece bizim askerlerimizin başına geçirirlirdi zamanında Amerikalılar tarafından hem de. Bizim başımıza çuval geçmedi, biz çuvalları gördük ama size güvenmeye devam ettik. Suç sizde değil bizde.

Kaç çocuktan, hangi internet sitesine gireceğimize, nerede ne zaman duracağımıza, durmayacağımıza, nereye ne kadar yol yapılacağına filan hep siz karar verdiniz, ormanları, dağları ona buna paketlediniz, köylüyü köyünde, çiftçiyi tarlasından ettiniz. Her şeyin ne olacağına siz karar verdiniz ama hiçbir şeyin de sorumluluğunu kabul etmediniz. Horolop şorolop diyen, daha iki lafı bir araya getiremeyen, neredeyse adını yazamayan, sahte kullanıcı açıp kendisini öven bireyleri filan hep siz gözümüze soktunuz. Biz de bunlara trene bakar gibi baktık.

Sorun sizde değil bizde vallahi.