AKP ve CHP genel başkanları dün üçüncü ve son kez bir araya geldi. Görüşmelerden koalisyon kararı çıkmadı. Davutoğlu tek seçeneğin erken seçim olduğunu söyledi

Sofrayı kuran kaldırsın

AKP Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’na verilen ‘hükümeti kurma’ görevi çerçevesinde CHP ile yapılan görüşmelerden anlaşma çıkmadı. Ankara Palas’ta dün yapılan ve 1,5 saat süren görüşme ardından iki parti lideri ayrı ayrı açıklamalar yaptı. İlk açıklamayı yapan Davutoğlu, erken seçimin tek ihtimal haline geldiğini, kendisine verilen görevi iade etmeyeceğini söyledi.

'KAZANIMDIR'

Görüşme sonrasında AKP Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenleyen Başbakan Ahmet Davutoğlu, 7 Haziran’da ortaya çıkan tabloya göre üzerlerine düşen sorumluluğu yerine getirdiklerini savundu. CHP ile yürütülen koalisyon görüşmeleri için “Başlı başına bir kazanımdır” ifadesini kullanan Davutoğlu, başta Kılıçdaroğlu olmak üzere CHP heyetine teşekkür etti. Görüşmelerin açık, ilkeli ve şeffaf yürütüldüğünü vurgulayan Davutoğlu, başta dış politika ve eğitim olmak üzere iki parti arasında derin görüş ayrılıkları olduğunu savundu.

CHP 'OLUMSUZMUŞ!'

Davutoğlu, daha önce kulislere de yansıyan kısa süreli seçim hükümeti teklifiyle görüşmelere katıldıklarını açıkça söyledi. Açıklamasına göre Davutoğlu, “AKP kısa süreli, ülkeyi seçime götürecek, üzerinde mutabakata varılan reformlara yoğunlaşacak bir hükümet” istedi. CHP’nin ise buna olumsuz yanıt verdiğini belirtti.

'İADE YOK'

Davutoğlu, CHP'yle olumsuz sonuçlanan koalisyon görüşmeleri sonrasında görevi iade etmeyeceğini de açıkladı. Kendilerinin içinde olmadığı seçeneklerin zaten daha önce tüketildiğini savundu.

ERKEN SEÇİM

Davutoğlu, erken seçimi tek adres olarak gösterdiği açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “Görünen o ki, bütün bu değerlendirmeler, Bahçeli’nin erken seçim yönündeki açıklamaları göz önüne alındığında, ülkemizin bu yöntemler denendikten sonra, tekrar milli iradeye başvurma ihtimali yükselmiştir, hatta tek ihtimal haline gelmiştir de diyebiliriz.”

TBMM KARARI

Erken seçime Meclis kararıyla gidilmesi gerektiğini savunan Başbakan, “Eğer herkes görevini yaparsa ülkede olağanüstülük bir durum olmadığını herkese göstermiş oluruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın bir insiyatifi olmadan erken seçim sürecini işletebiliriz. Meşruiyet çizgisi içinde TBMM’nin kendi sorununu çözmesi daha doğru olacaktır” diye konuştu.

Tercihinin “1 hafta 10 gün içinde, erken seçime giderken diğer siyasi partilerle anlayış birliği içinde TBMM’nin aldığı kararla erken seçime gitmek” olduğunu belirten Davutoğlu “O da olmuyorsa, cumhurbaşkanımız devreye gider, onun takdir edeceği bir süreçte Türkiye hükümetsiz kalmaz” dedi.

***

‘Bize koalisyon teklifiyle gelmediler’

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AKP’yle koalisyon kurulamaması, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun koalisyon değil, seçim hükümeti teklifinden geri adım atmamasına bağladı.

Davutoğlu’nun açıklamalarının ardından Kılıçdaroğlu da kameralar karşısına geçerek görüşmelere dair detayları anlattı. Kılıçdaroğlu, gerçek anlamda bir müzakere yürütülemediğini açıkladı. Koalisyon görüşmeleri için 14 temel ilke saptadıklarını belirten Kılıçdaroğlu, “13 Temmuz’da Davutoğlu ziyaretimize geldi. O görüşmede kendisine yüksek profilli bir hükümetin kurulması gerektiğini söyledim. Reform yapabilecek ve Anayasa’yı değiştirebilecek bir hükümet olmalı. Kurulacak hükümetin dört yıllık olması gerektiğini belirttim. Son olarak kurulacak koalisyonun ortaklarının samimi ve güvenilir olması lazım dedim. Bunun üzerine koalisyon görüşmelerine başladık ve görüşmeler gayet güzel geçti” dedi.

‘İki teklif sundular’

Sonrasında başbakanlık konutundaki görüşmede Davutoğlu’na görüşmelerin bu kadar gecikmesinden rahatsız olduklarını dile getirdiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Bunun üzerine Davutoğlu, iki seçenek getirdi. Kısa süreli bir seçim hükümeti ve azınlık hükümeti. MYK’da bunları görüştük ancak ilk baştaki karar yeniden tekrarlandı” diye konuştu.

Bu görüşmeleri ‘müzakere‘ olarak değerlendiremeyen CHP lideri, “Bize şu ana kadar koalisyon teklifi gelmiş değildir. Bu teklif seçim hükümetinden ibarettir. Bu da bizim MYK’da aldığımız karara aykırıdır. Milli irade siyasal partiler arasında oy bölüşümü yapmışsa, liderlere düşen bir koalisyon oluşturmaktır. Eğer siz ben koalisyon oluşturamıyorum, seçime gideceğim derseniz nasıl milli iradeden bahsedeceksiniz. Türkiye tarihi bir fırsatı kaçırmıştır” ifadelerini kullandı.

‘Kırmızı çizgi demedik’

AKP kanadından gelen “CHP imam hatipleri kapatacak” iddialarının koalisyon görüşmelerini baltaladığı yönündeki iddialara da yanıt veren Kılıçdaroğlu, “Müzakere olmadı ki, görüşlerimizi sordular, biz de söyledik. Bizim imam hatip okullarıyla ilgili sorunumuz yoktur ama eğitim sistemiyle ilgili sorunlarımız vardır. Eğitim sisteminin geliştirilmesi için önerilerde bulunduk. Biz anlaşamayacağımız bir başlık görmedik. Kırmızı çizgimiz olduğunu söylemedik” dedi.
Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın koalisyonun kurulamamasında etkisi olup olmadığına dair soruya da, “Bunun yanıtını kamuoyu ve Davutoğlu’nun vermesi lazım” diye konuştu.

‘Yetki gaspı olur’

Görevi iadesi hakkında da konuşan Kılıçdaroğlu, Davutoğlu’nun güvenoyu alacak bir hükümet kuramadığını ve bu nedenle görevini iade etmesi gerektiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, “Aksi halde bu yetki gaspına girer” dedi. Kılıçdaroğlu, Davutoğlu’nun ‘erken seçim’ açıklamasına da, “Şu aşamada erken seçimi tek ihtimal olarak değerlendirmeyi doğru bulmuyorum” diye tepki gösterdi.

***

Bahçeli Davutoğlu’yla görüşmeye hazır

AKP-CHP koalisyonunun kurulmayacağının açıklanmasının ardından AKP ve CHP’de merkez yönetim kurulları, MHP’de ise Başkanlık Divanı toplandı. Akşam saatlerinde AKP Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu Devlet Bahçeli’den randevu talep etti. Bahçeli ise “CHP ve AKP hayalkırıklığı yarattı. Bizim şartlarımız baki, AKP ile görüşmeye hazırız” dedi.

***

Masada 3 senaryo var

AKP ve CHP’nin yaptığı koalisyon görüşmelerinin olumlu bir sonuca varmaması üzerine tarafların yaptığı açıklamalardan da anlaşılacağı üzere erken seçim tek güçlü ihtimal haline geldi. Bunun için ise masada 3 yol var: Mevcut hükümetle gitmek, azınlık hükümeti ya da seçim hükümeti kurulması.

İlk yol olan “Meclis'ten seçim kararı çıkarmak” seçeneği için AKP’nin Meclis'i olağanüstü toplantıya çağırması gerekiyor. Ancak burada MHP’nin tavrının ne olacağı henüz belirsiz. MHP destek verir, çekimser kalır ya da Meclis’teki görüşmeye girmezse AKP şu andaki hükümetle seçime gitme kararı alabilir. MHP’den yapılan açıklamalarda ise böyle bir formül söz konusu olursa her koşulda Meclis’te olacakları beyan edilmişti.

"Azınlık hükümeti kurulması" ikinci bir yol. Başbakan Davutoğlu, seçim takvimi ortaya konulmuş bir azınlık hükümeti için MHP'den destek isteyebilir. Ancak MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, "Erdoğan'ın telkin ve tavsiyesi ile Davutoğlu partimizi ziyareti planlıyorsa, bu görüşme düşüncesi cevap bulmayacak" sözleri, "MHP kapıyı kapattı" şeklinde yorumlanmıştı.

Son seçenek ise, “seçim hükümeti.” Cumhurbaşkanı Erdoğan, 45 günlük süre dolduktan sonra Meclis Başkanı İsmet Yılmaz ile görüşüp geçici seçim hükümeti kurulması için düğmeye basabilir. Eğer seçim hükümeti kurulursa, her parti temsil edildiği oranda bakanlık sahibi olacak. Ama MHP, HDP ile seçim hükümeti bile olsa aynı hükümette yer almak istemiyor. MHP seçim hükümetine katılmazsa, kontenjanı diğer partilere dağıtılacak.

***

Erken seçimin maliyeti 2 milyar lirayı aşıyor

New York Üniversitesi’nde Davranışbilim-İstatistik ve Araştırma Yöntemleri üzerine ders veren Doç.Dr. Selçuk Şirin erken seçimin maliyetinin 2 milyar lirayı aşacağı yönünde hesaplamalarda bulunduklarını aktardı. Seçim harcamalarını parti harcamaları, devletin yaptığı seçim organizasyon harcamaları ve adayların yaptığı bireysel harcamalar olarak kabaca üç kalemde toplayan Şirin şunları söylemişti:

“2014 de iki seçim olduğu için bu rakam 600-700 bini bulmuş. Tabii bu yaptığımız hesaplamanın tahmini olduğunu belirtelim, rakamlar seçim kararı alındığında daha doğru hesaplanacaktır.

Öte yandan Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfedarasyonu tarafından yapılan bir araştırmaya göre aday adayları ve adaylar bir seçim döneminde yaklaşık 1 Milyar 350 milyon lira harcıyor. Bu kalemlerin haricinde parti örgütlerinin, devlet kurumlarının ve adayların seçim sürecine ayırdıkları zamanda diğer asli işlerinden uzak kalma maliyeti ve bu süreçte kaybolan işgücünün maliyeti ise bu hesabın dışında. Bütün bu kabarık faturanın yanında ekonomik belirsizlikten kaynaklı kur ve faizlerdeki oynaklık bu maliyetleri kat be kat arttıracak nitelikte.”