Soğutma politikası bir kenti dondurdu
Sanayinin başkentlerinden Antep’te işler yolunda gitmiyor. Ekonomide daralma beklentilerinin emekçilere yansımasının acı olduğunu belirten Sendika Başkanı Türkmen, “Onlarca fabrikada işçiler maaş alamıyor” dedi.
Havva Gümüşkaya
havvagumuskaya@birgun.netÜlkenin en önemli sanayi şehirlerinden biri Antep. Başta tekstil ve dokuma ihracatının yapıldığı kentte 130 binden fazla çalışan sanayide istihdam ediliyor. Kentte nüfusun önemli bir kesiminin çalıştığı 5 adet Organize Sanayi Bölgesi (OSB) var. Sanayi kentte hayati önemde. Ülkedeki en büyük 1000 sanayi şirketi arasında Antep kökenli 57 firma bulunuyor. Ancak ekonomiyi soğutma politikaları kenti adeta dondurmuş halde. Sanayiciler dolar kurunun yüksekliği nedeniyle maliyetlerin katlandığından ve rekabet yapmakta zorlandıklarından yakınıyor. Ülke genelinde artan konkordato başvurularının kentte de yoğunlaşması sanayicileri kaygılandırıyor.
İŞÇİYE ACI YANSIYOR
Katma değeri yüksek üretim yapılamaması diğer önemli sorun olarak ortaya konuluyor. Ancak bu durumun işçilere yansıması daha sert oluyor. Ekonomide daralma beklentilerinin emekçileri daha da kötü etkilediğini belirten BİRTEK SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen, “Ucuz iş gücüne dayalı bir büyüme modeli hakim olduğu için daralmanın sonuçları işçileri daha ucuza çalıştırmak olarak karşımıza çıkıyor” diyor. Türkmen, “Dövizin uzun süredir sabit kalması ve faizlerin yükseltilmesi firmaları ciddi etkiledi. Özellikle de tekstil iş kolunu. Son bir yılda ülkede tekstilde 200 bine yakın istihdamda azalması oldu. Antep, Urfa, Malatya, Adıyaman gibi illerde bu daha yaygın. Buralarda çok sayıda işyeri kapandı, işçiler ücretsiz izne gönderildi, toplu atılmalar yaygınlaştı. On binlerce kişi işten atıldı” diye konuştu.
Türkmen, “Sanayi sektörü bir şekilde işliyor. İhracat rakamlarına baktığımızda tekstil iş kolunda büyük kriz yok. Ama bir düşüş, daralma var. Sıkıntı şu: Sektörde yaşanan krizlerde her zaman olduğu gibi hep faturayı işçiye kesen bir durum söz konusu” diyor.
ÜCRETLER AKSIYOR
Ücret ödemelerinde de ciddi sorunlar yaşandığına dikkat çeken Türkmen, “Mesela şu anda organize sanayi bölgesinde Antep'te onlarca fabrikada ücretler geç ödeniyor, maaşlarını alamıyor işçiler. İşten atmalar, ücretsiz izinler bir tarafa, işçiler çalışırken bile maaşlarını doğru dürüst alamıyorlar. Mısır'da fabrika açıyor, buna parası var. Ama burada ‘üretimi yavaşlatıyoruz. Üretimi düşürüyoruz. Küçülmeye gidiyoruz’ diye işçinin parasını vermiyor. Yani burada bir tercih söz konusu. Mehmet Şimşek programı çerçevesinde aslında bu daralmanın bütün yükünü, bütün faturasını işçilere yıkan bir politikanın açık bir şekilde güdüldüğünü ve pratikte işverenlerin de bunu işçilere çok daha acımasız yansıttığını görüyoruz” ifadelerini kullandı.
∗∗∗
SORUNLARIN VAR BİR ÇARESİ
Ekonomi turuna çıkan CHP heyetinin dört gün sürecek Antep, Maraş, Malatya programı başladı. İlk durak sanayinin merkezlerinden Antep oldu. Hazine’den sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yalçın Karatepe ve Ticaret’ten Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Volkan Demir’e CHP Antep Milletvekilleri Hasan Öztürkmen, Melih Meriç, Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun ve İl Başkanı Reis Reisoğlu eşlik etti.
Organize Sanayi Bölgesi’nde sanayi odası temsilcilerinin katıldığı toplantı ile başlayan ziyaretin ardından Antep İl Başkanlığı’nda basın toplantısı düzenlendi. Açıklamada ''Türkiye’nin ekonomi alanındaki sorunlarını görüşmek için buradayız'' diyen Karatepe, Antep’te başlayan ekonomi ziyaretlerine ilişkin konuştu. Antep’in ülke ekonomisinin nabzının attığı bir yer olduğunu belirten Karatepe, şunları söyledi: "Mevcut ekonomi programının ana kurgusu, vatandaşın yoksullaştırılmasıyla ancak enflasyonun düşeceği üzerine inşa edilmiştir. İktidar sanıyor ki, vatandaşın cebinde para olmazsa ve bunu harcayamazsa Türkiye’de enflasyon düşer. Diğer bir deyişle aslında vatandaşın o kadar çok parası var ki talebi güçlü bir şekilde oluşturduğu için fiyatlar yükseliyor. Onların harcanabilir gelirini azaltalım ki talep düşsün, ekonomide enflasyon sorunu da ortadan kalsın. Yaptıkları şey aslında bu salonda bulunan büyük kalabalığa yaptıkları gibi düşük ve alt gelir grubunda yer alacak kişilerin gelirlerini baskılamak. Emekli aylıklarına, asgari ücrete düşük artış yapmaya çalışıyorlar. Çiftçilerin para kazanmasına imkan vermeyecek politikaları hayata geçiriyorlar.”
∗∗∗
ENFLASYONUN SEBEBİ YOKSUL İNSANLAR DEĞİL
Nüfusun yüzde 70’ine yakın kesiminin olanaklarını kısıtlayarak, enflasyonla mücadele edilmesinin mümkün olmadığını belirten Karatepe, “Çünkü Türkiye’de enflasyonun sebebi, 12 bin 500 lira emekli aylığı alıp, bununla çarşıya pazara çıkan, ihtiyaçlarını zor karşılayan kesimden harcamalar değil. Eğer talep kaynaklı bir enflasyondan bahsediyorsak, bugün ülkenin en zengin grubunda yer alan, sınırsızca para harcayan ve uygulanan her ekonomi politikasından da ciddi şekilde gelir elde etmeyi bilen kesimler var. Onlarla uğraşılması gerektiğini düşünüyoruz” diye konuştu.
∗∗∗
ASGARİ ÜCRET DESTEĞİ GEREKLİ
Sanayicilerle, emek örgütleriyle, meslek örgütleriyle buluşacaklarını, sokakta yurttaşların sorunlarını dinleyeceklerini belirten Volkan Demir, “Asgari ücret 30 bin TL, bunun altında yokuz’ diyoruz” dedi. Demir, en az 30 bin TL’lik asgari ücret önerilerine ilişkin şu değerlendirmeleri yaptı: "1 ile 10 kişi arasında çalıştıran küçük işletmelere 6 bin lira asgari ücret desteği tanımlanmasını istiyoruz. 10 ile 50 arasında çalıştıran iş yerlerine üç bin lira, 50 ile 100 iki bin lira, 100’ün üzerine bin 500 lira asgari ücret desteği sağlanmasını talep ediyoruz. Bu para, kamu bütçesinde var.”
Partinin ekonomi programının hazırlandığını belirten Demir, “CHP’nin yani bir sonraki seçimde ülkeyi yönetecek partinin ekonomi programını hazırlıyoruz. Bunu da halkla birlikte yapıyoruz” diye konuştu.