SOL Parti Almanya Örgütü'nden tepki: AfD faşizm dönemi uygulamalarını hayata geçiriyor
Irkçı parti AfD’nin Almanya’daki saldırılarına tepki gösteren SOL Parti Almanya Örgütü mücadele çağrısı yaptı. Açıklamada, “Faşizm döneminde insanların toplama kamplarına ve sürgüne gönderilmesi için kullanılan bu biletlerin benzerlerini daha önce NPD adlı ırkçı parti, bugün ise AFD adlı suç örgütü kullanmaktadır. Bu saldırı karşısında korkup sineceğimiz beklentisi boşunadır” denildi.

BERLİN
Irkçı parti AfD’nin Almanya’da sahte sınır dışı biletlerinin göçmenlerin postalarına bırakılmasına tepkiler sürüyor.
SOL Parti Almanya, yaptığı açıklamada, AfD’nin girişimlerini Almanya’daki bir arada yaşama saldırı olarak nitelendirdi.
Mücadele çağrısı yapan SOL Parti Almanya Örgütü'nün açıklamasında, “Son birkaç gündür toplumun geniş bir kesimi tarafından ilgiyle izlenen ırkçı partinin girişimi ne ilk ne de son olacaktır. Faşizm döneminde insanların toplama kamplarına ve sürgüne gönderilmesi için kullanılan bu biletlerin benzerlerini daha önce NPD adlı ırkçı parti, bugün ise AFD adlı suç örgütü kullanmaktadır. Sahte de olsa sınır dışı biletlerinin posta kutularına atılması eylemi sadece göçmenlere ve mültecilere karşı değil, bu aynı zamanda Almanya’daki bir arada huzur ve barış içinde yaşama çabalarına yapılmış bir saldırı olarak görülmelidir. Bu saldırı karşısında korkup sineceğimiz beklentisi boşunadır. Irkçılık ve faşist gelişme karşısında bugüne kadar olduğu gibi tüm demokratik kurum ve kuruluşlarla birlikte her alanda mücadelemizi sürdüreceğiz. Mücadelemiz sadece bu ve benzeri ırkçı partileri hedef alarak değil, bu ırkçı partilerin ortaya çıkmasını ve gelişmesini sağlayan koşulların değiştirilmesine dönük olacaktır” ifadeleri yer aldı.
"IRKÇI VE FAŞİST GELİŞMELERİN ÖNÜNE GEÇMEK MÜMKÜN OLMAYACAK"
23 Şubat’ta Almanya’da yapılacak seçimler öncesinde ırkçı partinin kamuoyu yoklamalarında ikinci sıraya kadar yükselmesinin tesadüf olmadığı belirtilen açıklamada, “Yıllar öncesinden başlayan ve kitleleri derinden etkileyen sosyal kısıtlamalar, küreselleşmenin ve pandeminin getirdiği yükler, savaşa ödenen milyarlar büyük bir hayat pahalılığı ve alım gücünün giderek yok olmasını beraberinde getirmektedir. İnsanların hayatını kısıtlayan, insanca yaşamanın giderek zorlaştığı koşullar ırkçı partilerin gelişmesini beraberinde getiriyor. Irkçı ve faşist partiler kitleleri derinden etkileyen bu sorunları çözme iddiasıyla demagojik ve provokatif çıkışlarla ve çok güçlü bir medya desteğiyle toplumu etkileyebiliyorlar. Demokrasi ve özgürlükleri savunma iddiasındaki siyasal partilerin, ırkçı partilere dönük karşıtlık üzerinden yürütmüş oldukları politikalar toplumda bir karşılık görmediği gibi, ırkçı partilerin daha da gündemde kalmasını sağlayabiliyor. Aynı tutumu sürdürdükleri sürece ırkçı ve faşist gelişmelerin önüne geçmek mümkün olmayacaktır. Demokrasi güçleri, yaşanan bu vahim tablo karşısında, yarın çok geç olmadan acilen çözüm odaklı politikalar oluşturmak durumundadır” denildi.
Kurumsal ırkçılığa karşı bir arada yaşam çağrısı yapılan açıklamanın devamında şu ifadeler yer aldı:
"Büyük bir yıkıma neden olan, kökeni ne olursa olsun insanlar başta olmak üzere, canlıların ve doğanın tahribatına neden olan Ukrayna üzerinden yürütülen NATO-Rusya savaşı ve diğer savaşlara karşı amasız, fakatsız olarak barış savunulmalı.
Savunma adı altında silahlanmaya ayrılan yüz milyarlarca Euro’yu bulan bütçeye karşı çıkılmalı.
Sosyal kısıtlamalara karşı insanca yaşam savunulmalı.
Hayat pahalılığının nedeni toplumu değil sermayeyi gözeten politikalardır. İşçi, emekçi ve dar gelirliler başta olmak üzere toplumun çıkarlarını önceleyen ekonomik politikalar geliştirilmeli.
Hayatın tüm alanlarında toplumun yararlarını gözeten politikalar oluşturulmalı ve geliştirilmeli.
İltica etmek uluslararası anlaşmalarla güvence altına alınmış bir haktır. İnsanların mülteci konumuna gelmesine neden olan savaşlar, savaşların yaratmış olduğu yıkım ve paramiliter çetelerin katliamlarıdır.
Mültecilerin insanca yaşam koşullarına sahip olmaları sağlanmalıdır. İnsanların ülkelerini terk etmesine yol açan gerici ve baskıcı rejimlerle girilen iş birliklerine son verilmeli, ülkelerin talan edilerek insanların açlığa mahkum edilmesine karşı politikalar geliştirilmeli.
Kendilerini inanç ve kültür kuruluşu olarak sunan, bazı toplumsal kesimleri etkileyerek ortaçağ karanlığının dinci ideolojilerine ikna eden gerici, cinsiyetçi ve baskıcı gruplara verilen maddi desteklere son verilmeli.
Binlerce konut boş tutulurken, binlerce insan konut bulmakta zorlanmaktadır. 2 milyonun üzerinde ödenebilir konut açığı öncelikli olarak ele alınmalı.
Eğitime gerekli kaynak ayrılmadığı için, eğitimde başta eğitimci ve sosyolog sorunu yaşanmaktadır. Bina, alan ve teknolojik yetersizlikler nedeniyle olması gereken düzeyin çok gerisinde olan eğitim, öncelikli konulardan biri olarak ele alınmalı.
Yıllardır ciddi bir tehlike olan, milyonlarca insanı derinden etkileyen ve yüzlerce insanın ölümüne yol açan toplumsal ve kurumsal ırkçılığın son bulması doğrultusunda politikalar geliştirilmeli.
Tüm demokrasi savunucularına, demokratik kitle örgütlerine ve siyasi partilere çağrımız, yukarıda sıraladığımız konuları ele almaları ve mücadele birlikteliklerinin zeminini oluşturmalarıdır."