Hayat pahalılığından yakınan yurttaşlar Keçiören’de kurulan Halk Kürsüsü’nden 'Zamlar geri alınsın' diye seslendi. Söz alan SOL Parti Başkanlar Kurulu Üyesi İşleyen ise, “Haramilerin düzenini tümden reddediyoruz” diye konuştu.

SOL Parti, Ankara'da 'Halk Kürsüsü' kurdu: Düzeni tümden reddediyoruz

Politika Servisi

Zamlara karşı ülkenin dört bir yanında imza kampanyaları düzenleyen SOL Parti, ‘Halk Kürsüleri’ kuruyor. Halkın söz aldığı kürsüde zamlar protesto edilirken yurttaşlar taleplerini dile getiriyor. Bugün Ankara’nın Keçiören ilçesinde kurulan ‘Halk Kürsüsü’nde yurttaşlar hayat pahalılığından yakındı. Emekli Naime Kaplan, “Elektrik faturam bu ay 710 lira geldi, 250’yi geçmeyen faturam üç katına çıktı. İki kişi yaşıyoruz, 750 lira elektrik, 900 lira doğalgaz faturası ödedik. Emekli maaşıyla bunu nasıl karşılayacağız, zamların geri alınmasını istiyoruz” dedi.

Esnaf emeklisi olan Döndü Tosun ise, “Emekli iki kişiyiz. Elektriğe, doğalgaza yetişemiyoruz. Asgari ücretle yaşayan insanlar, emekliler, işçiler ayakta kalmakta güçlük çekiyor” diye konuştu. Fatma Ceylan da “Ev kadınıyım, tek başıma yaşıyorum. Altı yaşında bir torunum var, evden çıkarken “baba kombiyi kapat” diyor. Buna yaşatmaya hakları yok. Bize dayatılan bu talanı reddediyoruz. Bize seçimlere kadar durun diyorlar. Seçimlere kadar durun diyenlere sesleniyorum, bizden fedakarlık beklemeyin o zaman siz bir fedakarlık yapın 600 milletvekili olarak aldığınız maaşları bekletin bakalım. Bin lira elektrik faturası, bin lira doğalgaz faturası nasıl ödeyeceğiz. Biz minnet etmeyeceğiz, beklemeyeceğiz isyan edeceğiz’ ifadelerini kullandı.

sol-parti-ankara-da-halk-kursusu-kurdu-duzeni-tumden-reddediyoruz-985555-1.

HEM ÇALIŞIP HEM OKUMAK ZORUNDAYIM

“Şahsım hükümeti her şeyi şahsileştirdi. Halka kalan yoksulluk ve açlık oldu” diyen Pir Sultan Abdal Keçiören Şube Başkanı Mustafa Yılmaz, dayanışma çağrısı yaptı. SOL Genç adına konuşan öğrenci Boran Karadeli ise konuşmasında öğrencilerin çalışmak zorunda olduğunu, barınabilecek yerleri olmadığına vurgu yaparak, “Ben hem çalışıp hem okumak zorundayım. Benim gibi on binlerce öğrenci var. Okuldan sonra bize bekleyen şeyin işsizlik olduğunu biliyoruz. Bu geleceksizliğe teslim olmamak için geleceğimizi kazanacak bir mücadeleyi örgütlüyoruz” dedi.

Kürsüde SOL Parti Başkanlar Kurulu Üyesi Önder İşleyen de söz aldı. “Türkiye’nin krizden çıkış yolu, TÜSİAD’ın gelecek planında, özelleştirme imzalarını CV’sinin en değerli parçası sayan AKP’nin eski politika yapıcısı Babacan’larda, aç gözlü şirketlerin egemenliğinde bulunamaz. Bunlar krizin çözümü değil, kaynaklarıdır” diyen İşleyen, “Haraminin birinin gidip ötekinin geldiği, parası olan saltanat sürüp parası olmayanın ezildiği bu düzeni reddediyoruz” ifadelerini kullandı.

sol-parti-ankara-da-halk-kursusu-kurdu-duzeni-tumden-reddediyoruz-985556-1.

NEDEN PAHALI KULLANIYORUZ?

Enerjinin neden pahalı olduğunu açıklayan İşleyen, “Bunun tek bir nedeni var o da özelleştirme. Enerji-Sa’nın geçen yılkı karı yüzde 110 olarak açıklandı. Bu yetmemiş olacak ki bunun üzerine yapılan yüzde 125 zam yapılarak kar oranı yüzde 200’lerin üzerine tırmandırılıyor. İşte bizim faturalara neden daha fazla ödemek zorunda kalıyoruz sorusunun yanıtı burada” dedi.

“Enerji şirketleri denetlensin” diyerek çözüm bulunmayacağına vurgu yapan İşleyen, çözüm önerilerini şöyle anlattı: “Bu şirketler kamulaştırılmadır. Şimdiye kadar halkı soyup kasalarını doldurdular, bu şirketler bedelsiz olarak geri alınmalıdır. Bakın, bugün eğer enerji kamu eliyle üretilseydi 100 TL’lik faturamız 25 TL olacaktı. Kamu adına enerji üreten EÜAŞ, dörtte bir beşte bir maliyetine enerji üretim, bu şirketlere satıyor. Bu elektrik bizim eve gelene kadar 75 TL üzerine haraç konuluyor. Bu haracı kaldırmak, soyguna son vermek için kamulaştırmadan başka yol yok.

Sadece enerji değil, 500 bin insanın üretimde tutan, yüz binlerce insanımızın istihdam edildiği TEKEL satıldı, en değerli arazilerinden birisi Sağlık Bakanı’nın hastanesine devredildi. SEKA’sı, Sümerbank’ı, Petkim’i, Tüpraş’ı tüm kamu birikimleri, yandaşların sermaye birikimi için peşkeş çekildi. AKP’nin havuzları, tarikatların havuzları da böyle böyle dolduruldu. Bunları GERİ ALMADAN şimdi işsizlikte boğulan gençlerin sorunlarına çözüm bulmak, işsizliği ve yoksulluğu ortadan kaldırmak mümkün değil. SOL Parti, halka ait olan her şeyi geri almak için var gücüyle mücadeleyi sürdürecek.”

İNSANIN DEĞERLİ OLACAĞI BİR DÜZEN

Birlikte mücadele çağrısı yapan İşleyen sözlerini şöyle tamamladı: “Sadece kamu varlıklarının satılması değil, kamu hizmetleri de bir bir ortadan kaldırıldı. Sağlık, eğitim bir hak olmaktan çıkarıldı. Parası olmayana yaşam hakkı tanınmıyor bu düzende. İnsan hayatının paradan daha değerli olduğu bir düzen kuracağız; bunun için. Bu bir haktır çünkü bunun için üretiyoruz, çalışıyoruz, vergi ödüyoruz! Vergi yükünü biz çekiyoruz, kamunun kaynakları özel hastane, özel okul patronlarına aktarılıyor. İnsan hayatının paradan daha değerli olduğu bir düzen için mücadele edelim. Bunun için ayakta kalmak için her birimizin tek tek vermek zorunda kaldığı mücadeleyi, direnişi ortaklaştırmalıyız. Bu kriz ortamında Halkın Kürsüsü aynı zamanda Halkın dayanışma meclisidir. Tek başına değil birlikte, örgütlü bir mücadele ile birbirimizin eksiğini kapatarak öreceğimiz bir dayanışma ve direniş mücadelesinde birleşelim.”

SAVAŞA ORTAK OLMAYIN

‘Halk Kürsüsü’nden Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik askeri müdahalesini reddettiklerini aktaran SOL Parti Başkanlar Kurulu Üyesi İşleyen, “Nedeni ne olursa olsun bir ülkenin egemen haklarını ihlal etmek kabul edilebilir değildir. Rusya, bu savaşa son vermelidir” dedi.

Savaşın taşlarını ABD ve NATO’nun yayılmacı politikalarının döşediğini hatırlatan İşleyen, “Emperyalizm, bugün de kendi çıkarları için bir ülkeyi gözden çıkarmış, yüz binlerce insanı büyük bir yıkımın içine sürüklemiştir. Yeryüzünün en büyük suç örgütleri olan ABD ve NATO elini Ukrayna’dan çekmelidir. AKP iktidarını da uyarıyoruz! Savaşa ortak olmayın. ABD ve NATO’nun dümen suyunda, Montrö’nün esnetilmesi dahil gündeme gelebilecek tüm savaş yanlısı tutumlardan uzak durun. Bu yönde atılacak her adımların karşısında duracak, Karadeniz’in NATO denizi olmasına Türkiye’nin Amerikan çıkarlarının parçası olmasına izin vermeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

Muhalefete de seslenen İşleyen’in konuşmasında şu ifadeler yer aldı: “NATO’yu demokrasinin güvencesi olarak gören muhalefete de sesleniyoruz, Amerikancılık, NATO’culuk yarışı bu yeni açılan soğuk savaş cephesinde Türkiye’yi bilinmez bir karanlığa mahkûm eder. Ülkede ve bölgede barış siyasetini merkeze alan bağımsız bir dış politika savunulmalı, bunun için ABD ve NATO’nun ülkemiz üzerindeki her tür etkisi, egemenliği, askeri ve siyasi varlığı reddedilmelidir. AKP ülkemizi öyle bir hale getirdi ki bu savaş Türkiye’de enerji krizini derinleştirecek, ekmek fiyatında rekor bir zamma neden olabilecek. Çünkü, anavatanı Anadolu olan buğdayı dahi üretemez hale geldik. Buğday ithalatının yüzde 85’ise Rusya’dan ve Ukrayna’dan yapılıyor.

Sadece bu bile ülkenin ne halde olduğunu ortaya koymaya yetiyor. Memleketimizi bu rejimden kurtarmak zorundayız ve birleşerek bunu başaracağımızı biliyoruz. Ama halkın sorunlarının çözümü için birlikte daha fazlasını yapmalıyız.”