SOL Parti Başkanlar Kurulu Üyesi İlknur Başer, tek adam rejiminin 82 milyonun hayatını belirlediğini kaydederek, "Halkın oyun kurucu olduğu bir siyaseti örgütlemek zorundayız. Karar verilen şey halkın hayatı" dedi. SOL Parti'nin pazar günü Kartal'daki mitingi için çağrı yapan Başer, "Bu iktidar karşımıza örgütlü olarak getirildi, yenmek de ancak örgütlü güçle mümkün" ifadelerini kullandı. EMEP Genel Başkanı Ercüment Akdeniz ise, "Şu an acil olan şey sosyal dinamikleri örgütlü güç olarak iktidarın karşısına çıkarmaktır" diye konuştu.

SOL Parti Başkanlar Kurulu Üyesi Başer: Halkın oyun kurucu olduğu bir siyaseti örgütlemek zorundayız

SOL Parti Başkanlar Kurulu Üyesi İlknur Başer ve EMEP Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, soL TV'deki Gündem programında Gökhan Kazbek'in gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Sol Haber'in aktardığına göre, programda öncelikle söz alan İlknur Başer, Gökhan Kazbek'in Merkez Bankası'yla faiz indirimi karararına ilişkin sorusuna yanıt verdi. Başer, "Merkez Bankası'nın bağımsızlığından bahsetmek mümkün değil. Bu düzende yoksulluk giderek artıyor. Milyonlarca insan hayatını zor sürdürüyor" dedi.

"Oyunu, kuralları kendisini belirlediği bir seçim görünüyor" diyen Başer, "Burada iş sosyalistlere düşüyor. Beklediğimiz her gün insanların ölmesi, yoksulluğun katmerleşmesi, halkın açlıkla boğuşması demek. Dolayısıyla buraya hep birlikte müdahale etmeli, halkın oyun kurucu olduğu bir siyaseti örgütlemek zorundayız. Karar verilen şey halkın hayatı. Tek adam rejimi 82 milyonun hayatını belirliyor. Halkın kendi dahil olamadığı bir siyaset var" ifadelerini kullandı.

"İKTİDARI YENMEK ANCAK ÖRGÜTLÜ GÜÇLE MÜMKÜN"

Başer, şöyle devam etti: "Bu rejim iflas etmiştir ama kendiyle birlikte bu ülkeyi uçuruma sürükleyemeyecek, müdahale edeceğiz. İnsanları, gençleri, kadınları da hep birlikte müdahale etmeye davet ediyoruz. Bu pazar saat 13.00'te de Kartal Meydanı'nda buluşacağız. Tüm halkımızı davet ediyoruz. Bu iktidar karşımıza örgütlü olarak getirildi, yenmek de ancak örgütlü güçle mümkün."

Başer, asgari ücret tartışmalarıyla ilgili soruyaysa "İktidar itibarını kaybetti. kendilerini destekleyenlerin desteğini bile kaybetti. Bir eli yağda, biri el balda, çete-mafya ilişkileri ortaya çıkıyor. Bir avuç sermayedar parasına para katıyor ve halk açlığa sürükleniyor. Ekonomimiz büyüdü diyorlar ama sermayedarlar büyüyor" yanıtını verdi.

"Asgari ücrete ne zam yapılırsa yapılsın, marketlerdeki zamma yetişemez. Bu nedenle belirlenmesinde emekçilerin örgütlü gücü belirleyici olmalı" diyen Başer, şunları söyledi:"Bir AKP'li geçtiğimiz günlerde açıklama yaptı ve Allah'a havale etti. Dini imanı para olan, halk düşmanı, uluslararası sermayeye bağlı olan bir iktidarla karşı karşıyayız. Bize bu dönem düşen görev, sol değerleri toplumda yeniden göstermek. Tam bağımsız, laik, anti-emperyalist bir ülke kurabiliriz."

Siyasette tartışmanın Cumhur İttifakı'nın gitmesi üzerine kurulduğunu hatırlatan Kazbek, "CHP ve İyi Parti de iç içe geçmiş durumda ve sermayeden kopmuş değil. Türkiye'nin geleceğine burası çare olabilir mi?" diye sordu.

"EMEKÇİLER BİR SİYASİ ÖZNE ARAYIŞI İÇERİSİNDE"

"Temel sorun yerine neyin geleceği" yanıtını veren Başer, "Evet, bugün AKP-MHP bloğundan kurtulmak önemli. Toplum çok bunaldı. Ama yerine ne geleceği de çok önemli. Bizler artık bu memlekette açlık-sefalet içinde yaşamak istemiyoruz. Her türlü güvenceye sahip olduğumuz, eşit bir ülkede yaşamak istiyoruz" şeklinde konuştu.

"Bu dünyada sosyalizm hayaleti dolaşıyor" diyen Başer, şunları kaydetti: "Pandemide kapitalistlerin maskesi düştü. Emekçiler bir siyasi özne arayışı içerisinde. Çeşitli ülkelerde çeşitli deneyimler de ortaya çıkmaya başladı. Ülkemizde de böyle bir çıkışa ihtiyaç var. Artık başka bir dünya ve ülke yok. Bu dünyaya ve toprağa, emeğimize sahip çıkmamız gereken bir süreçteyiz. İlk ve acil görevimiz doğayı sermaye tahakkümünden kurtarmak. Bu topraklar bizim ve üzerinde yaşayan canlıların. Siyaset budur. Halkın öznesi olduğu bir siyaseti örgütlememiz gerekiyor. Geleceğimizi bugünden ellerimize alalım diyoruz. Son 6 günde 8 kadının hayatı elinden alındı. 'İstanbul Sözleşmesi'ni tamamen gündemimizden çıkarttık' dedi Erdoğan. Biz bu kararları tanımıyoruz. Kararı emekçiler yazar, İstanbul Sözleşmesi bizim demeye devam edeceğiz."

"Sosyalist bloğun bir hazırlığı var mı?" sorusuna Başer, "Sosyalist odağın güçlendirilip halkın seçeneği olarak örgütlenmesine ihtiyaç var" dedi.

"Bir masa etrafında konuşup görüşüyoruz. Halkın içinde sol değerleri örgütleyemezsek süreç ağır aksak gider ve ete kemiğe bürünemez" diyen Başer, şunları ifade etti: "Bunun da bilincindeyiz. Halkın örgütlü gücü önemli. Temel meselelerden birisi de bu gücü, potansiyeli açığa çıkarmak. Bu halk siyaseti herkesten daha iyi yapar. Mesele halkın örgütlü gücünü inşa etmektir. Bu iktidardan kurtulup, yeni bir ülke görevi kurma görevimizin yanında bunu da inşa edeceğiz."

KARTAL'DAKİ MİTİNGE ÇAĞRI

Cumhurbaşkanı adayı ile ilgili soruyaysa Başer, "Seçimlere nasıl gideceğiz, bizim de onu sormamız lazım" yanıtını verdi. "Baraj ne olacak? Bugün seçime nasıl gideceğiz? Dolayısıyla bugünden adaylık sorusu afaki bir soru" diyen Başer, "İkinci tura kalırsa AKP-MHP bloğunun karşısında 'hayır'ı destekleriz" diye konuştu.

"Helalleşme" konusuna da değinen Başer, "Emekçilere, solculara, aydınlara saldıran bu düzeni değiştirmeden yol alamayız. Bizler gücümüzü emekçilerden, halktan alıyoruz. Bu ülkeyi yöentmesi gerekenler de onlar. Tüm ilericilere, aydınlara, emekçilere sesleniyoruz, bu pazar tüm halkımızı Kartal'daki mitingimize bekliyoruz" dedi.

AKDENİZ: HALKIN BEKLEYECEK DERMANI YOK

EMEP Genel Başkanı Ercüment Akdeniz de, "Enflasyon yüzde 50'lere dayandı, emekçi halk için gerçekten bir yıkım var" diye konuştu. "Akıllara ziyan bir ekonomi politikası var" diyen Akdeniz, "Faiz oranı inse de çıksa da dolar zenginleri kazanıyor" şeklinde konuştu.

Akdeniz şunları söyledi: "Mesela tek adam, Erdoğan'ın beceriksizliği değil. Bunlar memlekete dibi gösterdiler ama mesele 1980'den bu yana bir bütün olarak kapitalist ve emekçi düşmanı politikaların ülkeyi getirdiği noktadır. Bunlardan biri de Babacan'dır. 'Biz ayrılana kadar ülkeyi uçurduk' diyor. Ülkeyi asgari ücretliler ülkesi haline getirip, grevleri engellediler. Tek adam rejimi sonrasında da benzer politikaları görürüz, önemli olan halkın sırtına yıkılanlara karşı durabilmek. Halkın bekleyecek dermanı yok. Sol, sosyalist güçlerin halkın taleplerini karşılayacak şekilde meydanlara inmesi lazım. Aralık ayı tüm emekçilerin sokağa çıkacağı bir dönemi gösteriyor. Ya bunu güçlendirip, bu iktidarı göndereceği bir hareket oluştururuz ya da seçime sıkıştırırız. Şu an acil olan şey sosyal dinamikleri örgütlü güç olarak iktidarın karşısına çıkarmaktır."

"Türkiye halkları, işçi sınıfı seçeneksiz değil, ehven-i şer'e de mecbur değil. Restorasyona, sermayenin programını cilalayıp önümüze getirmesine karşı durmamız lazım. Emekçi hareketi sokakta durmayacaktır ama önlemini şimdiden almak gerekir" diyen EMEP Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, şöyle konuştu:

"7 Haziran'la ve 1 Kasım arasında ciddi çalkantılar oldu. Yeniden başarabilirler mi, göreceğiz. Uluslararası sermayeye gösterebilirlerse eski sistemde devam da edebilirler ama şu anda ibre Millet İttifakı'na doğru. Şunu sormak zorundayız: grev yasağı Anayasa'dan kalkacak mı? Lokavtı yasaklayabiliyor musun? Bu ülkeyi 'tosuncuklar' ülkesine çevirdiler. Tosuncuklarla mı helalleşeceğiz? Suruç Katliamı olduğunda, katliamcılara 'öfkeli çocuklar bunlar' diyenlerle nasıl helalleşeceğiz? YÖK'ün dokunulmazlığını kaldırabilecek misiniz? RTÜK'ü kaldırabilecek misiniz? Bu sözler verilmeden helalleşiyorum, demokratikleşiyorum olmaz.

Sosyalistler bir araya geldi ve ciddi bir emek var. Bu fırsatı kaçıramayız. Bir kez daha ayrı kulvarlara düşemeyiz. Halkın önüne bir alternatif çıkarmak zorundayız. Bugün SOL Parti, EMEP ve TKP'nin yan yana gelişinden bir beklenti var. Buradan gelecek bir beyan çok güçlü bir rüzgar yakalayacak. Kendimize güvenmemiz gerek. Halkın acil taleplerini iyi formule eden bir şekilde ortaya çıkarsak yaparız. Türkiye emekçi hareketine mütevazı ama önemli bir katkı sunmuş oluruz."

"Cumhurbaşkanı adaylığını Demirtaş söylemese de biz de konuşuyoruz" diyen Akdeniz, "Tek adamı göndermek önceliğimiz olmalı. Halka karşı suçlara bulaşmayan biri kişi varsa desteklenebilir ama daha adaylar bile ortada değil. İkinci tura kalırsa ki, bunları belirleyemiyoruz, o zaman sosyalistler aday çıkarabilir. Adayın profiline göre tutum değişir. Sorun helalleşme değil yüzleşme sorunudur. 10 Ekim, Suruç ve diğer katliamlarda 'bir konuşursam neler olur' diyenler konuşmadı. Bunlar aday olursa tabi ki destekleyemeyiz" ifadesini kullandı.

Akdeniz, "Biz emekçi halkın ittifakını kuracağız. Sosyalistler kendi birliğini kurmuyor kimse yanlış anlamasın. En geniş halk ittifakını örgütlemek için yola çıktık" dedi.