Sol Parti’de değişim rüzgârları: Wagenknecht dönemi sona erdi
Özgür ÇOBAN oocoban@gmail.com
Almanya’da Die Linke (Sol Parti) yeni parlamento grup eşbaşkanlarını belirledi. Dietmar Bartsch görevine devam ederken, Sahra Wagenknecht’in yerine Mısır kökenli politikacı Amira Mohamed Ali seçildi.
Aynı zamanda Aufstehen Hareketi’nin (Ayağa Kalk) Lideri olan Sahra Wagenknecht’in görevi devretmesi parti içerisinde tartışmalara neden oldu. Esasında Wagenknecht, bir süre önce yaptığı açıklamada, aktif politikadan biraz uzaklaşmak istediğini açıklamıştı. Uzmanlar, parti yönetiminde görev almak istemeyen Wagenknecht’in bu kararında, yakalandığı “tükenmişlik sendromu”nun da etkisi olduğunu belirtiyorlar.
Wagenknecht’in Sol Parti açısından öneminin anlaşılabilmesi için biraz daha detaya inilmesi gerekiyor. Sol Parti içerisinde süregiden tartışmalar iki ana eksen etrafında şekilleniyor. Bunları enternasyonalist ve etatist bakış açıları olarak gruplayabiliriz. Her iki gruba üye partilileri ayrıştıran temel tartışma konuları ise mülteci ve göç ile ilgili. Partinin politik stratejisi bu iki düşünce grubu tarafından şekillendiriliyor.
Enternasyonalist yaklaşım işçi hareketi içerisinde oldukça önemli bir yeri olan uluslararası dayanışma geleneğinin devam ettirilmesini yani ilkesel anlamda –pratikte mümkün olmadığını bilseler de- Almanya’ya sınırsız bir emek göçünün mümkün kılınması gerektiğini savunurken, etatistler ise cumhuriyetçi bir ide etrafında siyasetin merkezine ulus-devleti koyarak, sınırsız emek göçü savunusunu reddeder bir pozisyon alıyor. İşte bu etatist kanadın parti içindeki lideri Sahra Wagenknecht. Enternasyonalistlere ise Katja Kipping önderlik ediyor.
Wagenknecht işte bu yüzden Sol Parti için önemli bir siyasi kişilik. Üretken, çalışkan ve aynı zamanda partinin medya yüzü konumunda. Neredeyse önemli politik talkshowların tümünde onu görebilirsiniz. Kendisi aynı zamanda Alman sol hareketinin önemli ismi Oskar Lafontaine’in de eşi.
Ana sorun partinin Kipping ve Wagenknecht etrafında hiziplere bölünmüş olması. Partililer arasında, Wagenknecht’in bu devletçi yaklaşımı nedeniyle neofaşist parti AfD’nin değirmenine su taşıdığını iddia edenler bile bulunuyor. Bu suçlamalar öyle bir hâl aldı ki Wagenknecht’e parti toplantılarında, “ırkçı” ve “milliyetçi” diye bağıranlar bile oldu. Esasında neofaşist partinin göçmen ve yabancı iş gücü konusundaki politikalarının başarılı olmasının ardından, partinin buna kafa yormaya başlamasıyla birlikte Wagenknecht ve ekibinin parti içerisindeki ağırlığını arttığını söylemek yanlış olmaz. Ancak yine de Wagenknecht’in partinin ahengini bozduğunu savunanların da bir hayli fazla olduğunu ifade etmek gerekiyor.
Aktif olmaya devam edecek
Bütün bunlara rağmen, son yıllarda antikapitalist duruşunu bir hayli yumuşatmakla da suçlanan Wagenknecht’in siyaset sahnesini terk etmeyeceği görülüyor. Zira kendisi politik talkshow programlarının vazgeçilmez konuğu olmaya devam ediyor. Wagenknecht, parlamento grup başkanlığından çekilme hamlesiyle aslında sahneden inmedi, sadece birkaç adım geriye gitti. Birçok siyaset uzmanı, parti içinde uyumu bozmakla itham ettikleri Wagenknecht’in gidişinin Sol Parti için büyük bir kayıp olmadığı konusunda hemfikir. Bana göre, gözden kaçırdıkları nokta, Wagenknecht’in partinin iki ayağından biri olan etatistlerin lideri konumunda olması. Wagenknecht, hizip liderliği görevinden ayrılmadı henüz. Ben o alanı domine etmeye devam edeceğini ve bu yolla parti politikalarında etkili olmayı sürdüreceğini düşünüyorum.
Sonuç olarak, seçimlerde saplanıp kaldığı yüzde 9-10 oy skalasından yukarıya bir türlü çıkamayan Sol Parti’nin değişim sancıları çektiği görülüyor. Daha önce BirGün’e bu konuda konuşan Parlamento Grup Eşbaşkanı Dietmar Bartsch da, “partinin yenilenmeye ve tartışmaların geliştirilmesine ihtiyacı olduğunu” söylemişti. Wagenknecht’in parti içindeki aktif yöneticilik pozisyonunu terk etmesinin -eğer başladıysa- yenilenme çalışmalarını nasıl etkileyeceğini zaman gösterecek. Tabii ki Wagenknecht’in bundan sonraki süreçte sergileyeceği performans da önemli. Görünen o ki Sol Parti soğuk kış günlerini oldukça sıcak tartışmalar gölgesinde geçirecek.
