İzmir'de meydana gelen depreme ilişkin açıklama yapan SOL Parti, "Tepeden tırnağa kadar ranta batmış bu siyasi iktidarın, kamusal bir anlayışla ülkemizi büyük bir afete hazırlayacağı düşünülemez" ifadelerini kullandı. Açıklamada, "Dayanışmayı büyütelim, kötülüğün karanlığına karşı iyiliği ve güzellikleri çoğaltalım" denildi.

SOL Parti'den İzmir depremi açıklaması: Tepeden tırnağa ranta bulaşmış iktidar sorunlarımızı çözemez

SOL Parti, İzmir'de meydana gelen 6,9 büyüklüğündeki depreme ilişkin açıklama yaptı.

İzmir depreminin önceki depremlerde olduğu gibi depreme ne kadar hazırlıksız olunduğunu gösterdiği vurgulanan açıklamada, "Bilimi ve tekniği halkın yararına kullanmaktan uzak olan iktidar, deprem için toplanan kaynakları dahi depreme harcamayarak her depremde yaşanan felakete neden oluyor" denildi.

"Halkın birbirine sahip çıktığında, omuz omuza verdiğinde neler başarabileceğini biliyoruz" denilen açıklamada, "İzmir’de bunu bir kez daha görüyoruz. Dayanışmayı büyütelim, kötülüğün karanlığına karşı iyiliği ve güzellikleri çoğaltalım" ifadeleri kullanıldı.

Açıklamada, "Yaşadığımız her şey aynı zamanda yerele yayılmış örgütlü bir toplum olmanın önemini ve gereğini de gözler önüne sermektedir. SOL Parti, bu sorumlulukla bulunduğu her yerde mücadelesini bu anlayışla, depreme hazırlık birimlerini oluşturarak sürdürecektir" denildi.

SOL Parti'den yapılan açıklamanın tamamı şöyle:

İzmir’de gerçekleşen ve tüm Ege’yi etkileyen deprem nedeniyle halkımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Kaybettiğimiz insanlarımızın ailelerine baş sağlığı dileklerimizi iletiyor, yaralılara acil şifalar dileriz.

İzmir depremi de tıpkı önceki depremlerde olduğu gibi depreme ne kadar hazırlıksız olduğumuzu gösterdi. Bilimi ve tekniği halkın yararına kullanmaktan uzak olan iktidar, deprem için toplanan kaynakları dahi depreme harcamayarak her depremde yaşanan felakete neden oluyor. Rant ve yağmaya dayalı politikalarla insan hayatını hiçe sayan imar aflarıyla yıkım kaçınılmaz hale geliyor.

Açlık, yoksulluk, karanlık... Üzerine bir felakete dönüşen salgınlar, seller, depremler... Artık hepsi ülkemizin gerçeği haline geldi. Yoksullar, emekçiler tüm felaketlerden birinci derecede etkileniyor. Hastalanan bizleriz, evleri yıkılan bizleriz, ölenler bizleriz.


Şov Yapanlar Yarın Rahat Hayatına Dönüyor Biz Derdimizle Baş Başa Kalıyoruz

Her felaket sonrasında yanımıza gelen nutuklar atanlar, şovunu yapanlar sonrasında rahat hayatlarına geri dönüyor. Bizler ise dertlerimizle baş başa kalıyoruz. Oysa şimdi de yapılması gereken şey bir birimize karşı sorumlu olmak, birbirimizin elinden tutmaktan başka bir şey değil. Yöneticiler hiçbir sorumluluğu yerine getirmediği ülkenin kaynaklarını halk yararına harcamadığı için başımıza bunlar geliyor. Bunu değiştirmek, ülkenin birikimlerinin halkın yararına kullanılacağı bir mücadeleyi birlikte örgütlemek zorundayız.

Yandaşların Cebi Doldu Halk Öldü

Deprem bir felakete dönüştü, onlarca ev yıkıldı, yüzlerce insanımız göçük altında kaldı. Deprem sonrasında toplanma alanları yetersiz olduğundan, insanlar hayati risk oluşturan noktalarda toplanmak zorunda kaldı. Deprem sonrasına hemen kullanılması gereken binalar kategorisindeki hastane binaları dahi hizmet veremez hale geldi. Kent içi ulaşımda ciddi sorunlar yaşandı, arama ve kurtarma çalışmaları büyük ölçüde aksadı.

Yapı üretim süreci, mevcut yapı stoku, kentleşme ve imar politikaları, afet sonrası planlama yaşanan her deprem sonrası ülkemizin en çok konuşulan konuları olmuş ancak siyasi iktidarın insan hayatine değer vermemesi ve her depremi kadercilikle geçiştirmesi sonucunda can kayıplarının önüne geçilememiştir.

Tepeden Tırnağa Ranta Bulaşmış İktidar Sorunlarımızı Çözemez, Bizi Koruyamaz

Biliyoruz ki deprem ve afetler çoğunlukla plansız kentleşme ve ranta dayalı yapı politikaları ile birleştiğinde büyük hasarlara neden oluyor. Tepeden tırnağa kadar ranta batmış bu siyasi iktidarın, kamusal bir anlayışla ülkemizi büyük bir afete hazırlayacağı düşünülemez. Kaldı ki depremden bir gün sonra Partisi için üye toplama çağrısı yapan bir anlayıştan bunu yapması beklenemez.

Yobaz Karanlığın Kötülüğü Yüzünü Yine Gösterdi

İzmir’de depremin hemen ardından yobaz karanlık kötü yüzünü bir kez daha gösterdi. Depremin ardından İzmir halkına saldırarak, bu felaketi hak ettiklerini yazabilecek kadar vicdan ve aklı kara insanları gördük. Onlar halkın içinde çoğalan dayanışmanın, iyiliğin ve güzelliğin karşısında bir kara nokta olarak kalacak ve mutlaka yenilecekler.

Dayanışma Noktaları İle Buradayız Kötülüğün Karanlığına Karşı İyiliği ve Güzelliği Çoğaltıyoruz

SOL Parti İzmir İl örgütü depremin hemen ardından seferber oldu. Bayraklı başta olmak üzere pek çok noktada enkaz kaldırma çalışmalarından geceyi sokakta geçiren insanlar için Dayanışma Noktaları oluşturmaya kadar elinden gelen her şeyi yaptı ve yapmaya devam ediyor. Halkın birbirine sahip çıktığında, omuz omuza verdiğinde neler başarabileceğini biliyoruz. İzmir’de bunu bir kez daha görüyoruz. Dayanışmayı büyütelim, kötülüğün karanlığına karşı iyiliği ve güzellikleri çoğaltalım.

Bu dayanışmayı ve örgütlenmeyi deprem gerçeğine karşı hayatın her alanında geliştirebiliriz. Bizler, yurttaşlar olarak deprem gerçeğini anlamalı, evimizden başlayarak apartman -sokak-mahalle bazında afete hazırlık bilinci ve afet planı edinme görevini de yarına bırakmamalıyız. Deprem anını beklemeden hazırlıklarımızı yapmalıyız. Yaşadığımız her şey aynı zamanda yerele yayılmış örgütlü bir toplum olmanın önemini ve gereğini de gözler önüne sermektedir. SOL Parti, bu sorumlulukla bulunduğu her yerde mücadelesini bu anlayışla, depreme hazırlık birimlerini oluşturarak sürdürecektir.