SOL Parti Artvin İl Örgütü, "Ormanlarımıza Sahip Çıkıyoruz" sloganıyla düzenlediği panelde, Türkiye'nin ve Artvin'in ormanları ve ormancılık politikası tartışıldı. Şavşat Dernekleri Federasyonu Avukat Halis Yıldırım, Artvin’in orman kesiminde Türkiye’de birinci sırada olduğunu ifade etti. SOL Parti Ekoloji Grubu Üyesi Mahmut Zeytinci ise "Heba edilen değerlerimize sahip çıkmalıyız. Bu konuda toplumu örgütlemek gerekiyor, olan biten konusunda uyarmak gerekiyor. Başka bir yol yok" diye konuştu.

SOL Parti'den 'Ormanlarımıza Sahip Çıkıyoruz' paneli: "Artvin, orman kesimlerinde Türkiye'de birinci sırada!"

Dilan ŞAHİNBAŞ

SOL Parti Artvin İl Örgütü, Türkiye'nin ve Artvin'in ormanları ve ormancılık politikalarının tartışıldığı bir panel düzenledi.

"Ormanlarımıza Sahip Çıkıyoruz" sloganıyla düzenlenen panele, SOL Parti Ekoloji Grubu Üyesi Mahmut Zeytinci, Şavşat Dernekleri Federasyonu Başkanı Avukat Halis Yıldırım ve Artvin Tarım Orkam-Sen'in eski Başkanı Yüksel Keleş konuşmacı olarak katıldı.

Panelin açılış konuşmasını gerçekleştiren SOL Parti İl Başkanı Mehmet Fatih Keskin, Artvin’de her geçen gün ormanlar üzerinde baskı arttığını, bunun önüne geçebilmek için bir arada mücadele edilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Ormanlar bizim için sadece ağaçlardan ibaret değil. Bugün gerçekleştirilen ağaç kesimleri ile yaban hayatları da çok etkileniyor ve bu yüzden soyları tükendi” dedi.

YÜKSEL KELEŞ: ORMANLAR BİRİLERİNE PEŞKEŞ ÇEKİLİYOR

Panelde Orkam-Sen'in eski Başkanı Yüksel Keleş, orman deyince akla ne geldiğini ve ne olduğunu, üretici varlık olarak orman ekosistemlerini, hukuksal olarak orman sayılan arazileri, orman ekosistemlerindeki değişmenin temel boyutlarını, ormancılık uğraşısının evrensel özellikleri, ormancılık politikasını ve Türkiye’de ormancılık gibi birçok konu hakkında sunum gerçekleştirdi.

“Ormanlar turizm adı altında, madencilik adı altında birilerine peşkeş çekiliyor" diyen Keleş, "Orman ekosistemi sadece ağaçlardan ibaret değil, çalılıklar da orman ekosisteminin bir yapısıdır. Çünkü orman canlı cansız tüm varlıkların oluşumudur. Orman alanlarındaki suları toplayarak HES yapıyorlar, sadece suyun ormanın ve ekolojinin insanlığın emrinde olduğunu söylüyorlar. Hayır, öyle bir şey yok! Ekoloji bir bütünlük içerisindedir. Doğanın insanlara ihtiyacı yok ama insanların doğaya ihtiyacı var. Doğanın insan eliyle bu kadar yok edildiği zamanda doğada bunun karşılığında sel olarak felaket olarak yangın olarak karşımıza çıkıyor, yaşam alanlarımızı felç ediyor” dedi.

sol-parti-den-ormanlarimiza-sahip-cikiyoruz-paneli-artvin-orman-kesimlerinde-turkiye-de-birinci-sirada-1018560-1.

HALİS YILDIRIM: BİRLEŞİK MÜCADELEYİ SAVUNUYORUZ

Keleş'in ardından Şavşat Dernekleri Federasyonu Avukat Halis Yıldırım açıklamalarda bulundu. Yıldırım, Artvin’in orman kesiminde Türkiye’de birinci sırada olduğunu belirterek, bu durumla övünen bir işletmenin olduğunu, böyle trajik bir durumla karşı karşıya olduklarını vurguladı.

Kapitalizm ile başlayan ekolojik yıkımın, uluslararası koruma anlaşmalarına ve ulusal düzeyde çıkarılan çevre yasaları ve yönetmeliklere rağmen bugün artık tam bir yıkım noktasına geldiğine dikkat çeken Yıldırım, “Kapitalizm dünya çapında sermaye alanında bir sıkıntıya girdi ve bu sıkıntıdan çıkmak için ise sermaye birikimi üretimi için doğayı ranta çevirme, ondan yararlanma noktasında bir girişimde bulundu. Öyle bir şey yapıldı ki dünya çapında; Dünya Bankası, ticaret merkezi bütün bunlar uluslararası alanda yaptıkları stratejik planlamaları ulusal düzeye yansıtarak, ülkelere yansıtarak oradaki işbirlikçileri aracılığı ile yasal düzenlemelere dönüştürerek, orada aynı zincirin halkaları üzerinde bütün dünyayı sömürmeye başladılar. Orman alanında, maden alanında, su alanında ve bütün alanlardaki sömürünün temelinde neoliberalizmin diğer adıyla emperyalizmin dünya çapındaki stratejik planlamasının sonucu olarak gündeme geldi” ifadelerini kullandı.

Av. Yıldırım sunumunu, “Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz; bu küresel çapta, küresel ölçekte bütün yaşam alanlarına saldırı demekti ve ancak küresel ölçekte bir mücadeleyle durdurulabilmesi mümkün. Bunun için biz sıkça tekrarladığımız mücadele alanlarının, yaşam alanlarının korunması noktasında tüm alanlarda mücadele edenlerin birleşik mücadelesini savunuyoruz” sözleriyle sonlandırdı.

MAHMUT ZEYTİNCİ: HEBA EDİLEN DEĞERLERİMİZE SAHİP ÇIKMALIYIZ

Panelin son sunumunu SOL Parti Ekoloji Grubu Üyesi Mahmut Zeytinci gerçekleştirdi. Zeytinci, sunumuna “Biz ne yazık ki koruma kavramının içine her şeyi sokuyoruz, her şeyi korumaktan bahsediyoruz ama kendimizin o doğanın ya da o ekolojinin bir parçası olduğumuzu unutuyoruz. Doğayı bizim de içinde bulunduğumuz bir ekosistem olarak kavramamız gerekiyor ekolojik olarak” ifadeleriyle başladı.

Kapitalizmin başlaması ile insanın doğal olmayan yollardan doğaya müdahale etmeye başladığını ve bugün tartışılması gereken en önemli konunun bu olduğunun altını çizen Zeytinci, sunumuna Artvin özelinde devam etti. “Artvin ile ilgili konuşacak olursak Artvin’in bazı kaynaklara göre 357, bazı kaynaklara göre 360 tane köyü var" diyen Zeytinci, şöyle devam etti:

"Bu 360 köyün 318 tanesi orman içi köyü olarak geçiyor. Buralarda da Artvin nüfusunun yarısı yaşıyor. Yani Artvin insanı hayatlarını ormandan sürdürüyor. Doğayı neye karşı koruyacağız, kiminle, hangi kaynaklarla koruyacağız, ormanları kime karşı koruyacağız ve niçin koruyacağız? Bugünkü modern insanın cevap vermesi gereken temel sorular bunlar. Artvin’in 318 tane orman içi köyü var, nüfusunun en son sayımına göre 67 bini bu köylerde yaşıyor. Bu gerçek değil ama, bu nüfus yalnız yaz aylarında burada yaşıyor. Kış aylarında bu nüfus 17-18 bine düşüyor. Bu duruma nasıl geldik? Bu duruma ağaçlar kesildiği için, sular kuruduğu için gelmedik. Bu duruma şikayetçi olduğumuz kapitalizmin yarattığı bir tüketim ekonomisi ile geldik, konfor alışkanlığı ile geldik."

sol-parti-den-ormanlarimiza-sahip-cikiyoruz-paneli-artvin-orman-kesimlerinde-turkiye-de-birinci-sirada-1018561-1.

Artvin’de 1950’li yıllarda yılda 400 bin metre küp ağaç kesildiğine, günümüzde ağaç kesimin bu sayıya ulaşmadığına değinen Zeytinci, “Çünkü o yaşlı ormanlar yok oldu. Bugün kesilen ağaçlar genç ve ince ağaçlar. Ama Türkiye toplamında en yüksek seviyede kesim olduğu görünüyor yine. Bunun nedeni Artvin’in Türkiye’deki en çok ormana sahip olan illerinden biri olmasıdır. Yüzde 57’si orman kabul ediliyor. 1978 yılından bugüne kadar Artvin’de ormanlık alanlar artmıştır. Orman kalitesi olarak, ağaç varlığı olarak azalmıştır ama orman alanlar artmıştır. Orman varlığı olarak en çok zarar gören ilçemiz Murgul’dur” ifadelerini kullandı.

Zeytinci, 1972 yılına kadar Eti Bakır’ın işlettiği bakır üretme tesisinden çıkan sülfürik asit yüzünden Murgul ve çevresindeki ormanların zarar gördüğünü belirtti.

Esas olarak insan eliyle yapılan doğal olmayan müdahaleye karşı çıkılması gerektiğini kaydeden Zeytinci, sunumunu şu ifadelerle sonlandırdı:

“Artvin’de orman kesiminin 50’li yıllarda tepeye çık, sonra düştü çünkü büyük çaplı ağaçlar azaldı, 76 yılından sonra tekrar yükselmeye başladı kesimler. Bu defa Orman Genel Müdürlüğü ağaç çapını düşürdü. O dönemde de Artvin’de bir direniş hareketi başladı. Bu direniş hareketinin esasında orman üretiminde bulunan insanların can güvenliği ve sigortasız çalışmasına karşı bir mücadeleydi. Bir de Artvin’de doğal olarak köylerin arkasında bulunan yasak ormanların kesilmesine karşı olan bir mücadeleydi. Böyle bir bilinç gelişmişti burada. Orman Bölge Müdürlüğü’nün resmi kesimine bile itiraz ediyordu o dönemde insanlar ve kesimi durduruyordu. Ama orman içi köylerde yaşayan insanlar azaldığı için bugün esas olarak orman üzerindeki yakacak baskısı azalmıştır. Fakat başka bir baskı ortaya çıkmıştır; bu da endüstriyel orman çalışmasına geçme çabasıdır. Orman Genel Müdürlüğü de ne yazık ki sermayenin isteklerine boyun eğerek geçmişte yakacak olarak kullanılan ağaçlar bugün kesilip yonga levha yapımı için sanayi ürünleri elde etmek için kullanılıyor. Eskiden yalnızca ağacın ana gövdesi alınırken bugün dalları yaprakları bile alınıyor.

Heba edilen değerlerimize sahip çıkmalıyız. Uyanık olmalıyız, bizi ilgilendirmeyen herhangi bir konu yok bu anlamda. Bu konuda toplumu örgütlemek gerekiyor, olan biten konusunda uyarmak gerekiyor. Başka bir yol yok. Ağacı sadece ağaç olarak, ormanı sadece kereste olarak gören anlayıştan bizim ekosistemin parçası olduğumuzu kavratabilmemiz gerekiyor insanlara..."