"Pandemide 1 yıl - Salgın yönetimi çöktü, geriye kocaman bir yalan kaldı" başlıklı bir rapor yayınlayan SOL Parti, salgınla geçen 1 yılda 728 bin kişinin işsiz kaldığını söyledi; ekonomik eşitsizliklerin nasıl derinleştiğini, eğitimden sağlığa nasıl sorunlarla yüz yüze kalındığını özetledi.

SOL Parti’den ‘Pandemide 1 Yıl’ raporu: Son 1 yılda 718 bin kişi işini kaybetti!

Salgının 1.yılında SOL Parti bir rapor yayınladı. Türkiye’de ilk vakanın görüldüğü 11 Mart’tan bu yana salgının ekonomi, sağlık ve eğitim alanlarındaki yarattığı sorunlara odaklanan raporda, çarpıcı veriler yer alıyor. Raporda ayrıca, salgında bir başarı algısı üzerinden ilerleyerek iktidarın politikalarının salgını nasıl derinleştirdiği, bununla birlikte eğitimden sağlığa nasıl sorunlarla karşı karşıya kalındığı ve var olan ekonomik eşitsizliklerin nasıl derinleştiği anlatılıyor.

SOL Parti, ayrıca eğitim ve sağlıktaki çözüm önerilerini de kamulaştırma başlığı altında ifade ediyor.

Salgından çıkış için önümüzdeki 90 günün öneminin altı çizilirken bunun için günde en az 1.5 milyon kişinin aşılanmasını gerektiği vurgulanıyor.

Raporun tamamını buradan okuyabilirsiniz.

SOL Parti Başkanlar Kurulu Üyeleri Gizem Gül Kürekçi ve İlknur Başer ile Eğitim Politikaları Sözcüsü Esen Karaküçük rapora ilişkin değerlendirmelerde bulundular:

SALGINDA ÖLEN KİM?

Başkanlar Kurulu Üyesi Gizem Gül Kürekçi: 1 yıldır her akşam salgın tablosunda ölüm rakamları yayınlanıyor. Her gün onlarla ifade edilen rakamlarla insanlarımız hayatını kaybetmeye devam ediyor. Salgında ÖLEN Kimdi?

Koruyucu donanımı yetersiz bir sağlık emekçisi mi? 250 TL’den başlayan teste erişemediği için tedaviye geç kalan bir işçi miydi? Ağzına kadar dolu fabrikalarda dur durak bilmeden çalışmak zorunda kalan bir emekçi miydi? Evet, salgında işçiler, köylüler, emekçiler ölüyor… Sınıfsal eşitsizlikler salgında ölüm ve yaşam kadar keskinleşiyor.

Paralı hale getirilmiş sağlık sisteminin dışında kalanlar…. Sağlıklı gıdaya erişemeyenler… Salgından kendini koruyacak lüksü olmayanlar… Evde kalamayanlar… Öldüler! İstediği her an parasını verip test olabilenler, istedikleri hastenede VIP hizmet alabilenler virüs karşısında güçlü olanlardı…

Öldürücü olan virüsten çok bu eşitsiz düzen oldu. Bu eşitsiz düzeni değiştirmek için SOL Parti herkesin sağlığa, sağlıklı gıda ve barınma imkanına sahip olması için mücadele ediyor.

SALGIN YÖNETİMİ ÇÖKTÜ, GERİYE KOCA BİR YALAN KALDI

Başkanlar Kurulu Üyesi İlknur Başer: Son 1 yılda 728 bin kişi işini kaybetti. Artan işsizlik ve yoksullaşma sonucunda halk borçlandı. Her 10 kişiden 7’si borçlu. Kredi kartı borçları 296 milyon liraya, ihtiyaç kredisi borçları ise 386 milyar liraya ulaştı.

Kamunun kaynakları ise sermayeye aktarıldı. 2021 bütçesinden sermayeye tanınan teşvik ve vergi indirimleri 230 milyar lirayı buldu. Kalyon, Cengiz, Limak ve Mapa’nın İstanbul Havilimanı için ödemeleri gereken 1 milyar 45 milyon Euro kira iptal edildi. Açlığa ve yoksulluğa itilen halka kaynak ayırmayan iktidar, kamunun kaynaklarını yandaş müteahhitlere, patronlara, tarikatlara aktarıldı.

Lebalep kongreler, ayrıcalıklı cenazeler yaptılar. 1 milyon ücretsiz aşıya para verdiler. Halk test ve aşıya ulaşamazken VIP aşı ve VIP test yaptılar. Ücretsiz maske dağıtımını dahi başaramadılar. Halka her gün yalan söylediler. Patronun parasını insan hayatından daha değerli gördüler. Aşılamada bir buçuk ay geçmiş olmasına rağmen toplam nüfusun yüzde 2’sini aşılayabildiler. Bu hızlı gidersek toplumun bağışıklık kazanması için gerekli aşılama yıllar bulacak. Salgın yönetimleri çöktü, geriye KOCA bir YALAN kaldı. Bu yalancı iktidarın tümünü birden değiştirmekten başka bir çare yok! Değiştirmek için birleşelim.

6 MİLYON ÖĞRENCİ EĞİTİME ERİŞEMEDİ

Eğitim Politikaları Sözcüsü Esen Karaküçük: Salgında yaşanan sağlık krizi aynı zamanda bir eğitim krizine dönüştü. Uzaktan eğitim süreci eğitimdeki eşitsizlikleri derinleştirdi. En az 6 milyon öğrencinin uzaktan eğitime erişemediği salgın döneminde, bu eksiği gidermek üzere kamu kaynağı ayrılmadı. Bunun yerine özel okullar ve tarikatlara kaynak aktarılarak, eğitim krizi onlar için bir fırsata dönüştürüldü. Yalnızca Şubat 2021’de MEB bütçesinden Maarif Vakfı’na 1 milyar 231 milyon lira aktarıldı. Okullarla ilgili kararlar özel okulların ihtiyaçlarına göre belirlendi. Bugün öğretmenler aşılanmadan okulların açılmasıyla, yüz yüze sınav zorlamasıyla yeni bir kriz kapıda. Çözüm kamunun kaynaklarının kamusal eğitime ayrılmasıdır.


Rapordan bazı başlıklar şöyle:

YURTTAŞLAR İŞGÜCÜNÜN DIŞINA İTİLİYOR

TÜİK’in en son verilerine göre Ocak 2021 itibarıyla çalışma yaşındaki kişilerin sayısı 1 milyon 221 bin artarken, işgücüne dahil olanların sayısı 366 bin azaldı. Böylelikle işgücüne dahil olmayanların sayısı 1 milyon 588 bin daha artmış oldu. Yurttaşlarımızın artık iş aramaya cesaretleri kalmadığı için, kronik işsizlik nedeniyle geçerli becerilerini yitirdikleri için, AKP rejiminde yandaş olmayanlara kamu istihdamı kapılarının kapalı kalacağını bildikleri için, tamamen işgücü piyasasının dışına itildikleri gözleniyor.

YURTTAŞLAR BORÇ BATAĞINA SÜRÜKLENİYOR

Yurttaşlarımız gelirleri temel ihtiyaçlarını karşılayamadığı için, gündelik yaşamlarını sürdürebilmek için kredi kartlarına, ihtiyaç kredilerine yani borçlanmaya başvurmak zorunda kalıyorlar. Sosyal korumanın da yetersizliği nedeniyle her 10 kişiden 7’sinin borçlu olduğu görülüyor. En son rakamlar kredi kartı borçlarının 206 milyar liraya, ihtiyaç kredilerinin ise 386 milyar liraya ulaştığı görülüyor.

GERÇEK İŞSİZLİĞİN %29.1 OLDUĞU İTİRAF EDİLİYOR

TUİK son yayımladığı atıl işgücü oranı istatistiği ile gerçek işsizlik oranının %29.1 olduğunu kabul etmiş oldu. Son 1 yılda hizmetler sektöründe 472 bin erkek, 248 bin kadın tam 718 bin kişi işini kaybetti. Özellikle sosyal temas gerektiren otel, lokanta, kafe, perakende satış gibi işlerde çalışanlar derin bir yoksulluğa sürüklendi.

SALGINDA SEYİR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Pandeminin sonlanabilmesi için ya virüsün bulaşıcılık özelliğini yitirmesi ya da toplumsal bağışıklığın sağlanması gerekmektedir. Toplumsal bağışıklığın sağlanması ise toplumun yaklaşık yüzde 70’inin hastalığı geçirmesi ya da etkili bir aşı ile korunmasıyla mümkündür. Türkiye’de halen 10 milyona ancak ulaşan aşılama yapılabilmiş durumdadır. Bu sayının yaklaşık 2 milyonunu aşının 2.dozunu olanlar oluşturmaktadır. Türkiye sınırları için yaşayan 90 milyon insan olduğu düşünüldüğünde iyimser tahminle toplumsal bağışıklık için en az 60 milyon insanın aşılanması gerektiği açıktır. Hem virüste mutasyon gelişimine fırsat vermemek hem de hastalığın bulaşmasını kolaylaştıran mevsimsel gerekçeler nedeniyle aşılamanın en geç yaz sonuna kadar sonlandırılmasının önemi bilinmektedir. 90 günde 60 milyon kişinin çift doz aşılanmasının aritmetik karşılığı günde en az 1.5 milyon kişiye aşı yapılmasıdır. Halkın sağlık hizmetlerine ulaşmasının önündeki para engeli kaldırılmalıdır. Sağlık servet biriktirme alanı olamaz. Özel hastaneler kamulaştırılmalı, sağlık sistemi tepeden tırnağa kamusal bir anlayışla yeniden düzenlenmelidir.

KAMU KAYNAKLARI KAMUSAL EĞİTİME

Yüz yüze eğitimin sürdürülebilir olmadığı koşullarda halkın, emekçilerin çocuklarının eğitimden kopuşu hızlanıyor. “Normalleşme” kararları ile birlikte ise risk haritasında çok yüksek riskli iller kapsamına alınan illerin sayısı 26’ya yükseldi. 26 ilde yeni olgu sayısı yüz binde 100’ün, 48 ilde yüz binde 50’nin üzerinde ve 61 ilde ilk haftaya göre artış gerçekleşmiştir.

Kamusal eğitim için;

• Kararlar eğitim emekçilerine, öğrencilere, halka rağmen alınamaz.

• Bilim insanlarının uyarıları esas alınmalı acilen fiziksel hareketliliğin azaltılması, salgın yayılımının kontrol altına alınması için fiziksel hareketlilik azaltılmalı ve acil kapanma uygulanmalıdır.

• Yaratılmaya çalışılan eğitim emekçileri aşılanıyor algısının eğitim emekçilerinin yaşamında bir karşılığı yoktur. Tüm eğitim emekçileri aşılanmalıdır.

• Tüm eğitim kurumlarında düzenli ve ücretsiz test yapılmalıdır.

• Sınavlar iptal edilmelidir.

• İhtiyacı olan tüm öğrencilere düzenli maddi eğitim desteği verilmelidir.

• Uzaktan eğitime erişim için cihaz ve internet erişimi ücretsiz karşılanmalıdır.

• Eğitime ek bütçe açıklanmalıdır.

• Yeterli öğretmen ataması yapılmalıdır.

• Ebeveynlerden birine ücretli ebeveyn izni hakkı verilmelidir.

• Kapatılan köy okulları açılmalı, köy okullarında gerekli önlemler alınmalı, yüz yüze eğitime başlayan köy okullarındaki eğitim emekçilerine ücretsiz barınma hakkı sağlanmalıdır.

• Özel okullar kamulaştırılmalıdır.