Eko İklim Zirvesi’ne AKP’ye yakın şirketlerin katılımına SOL Parti Ekoloji Çalışma Grubu tepki gösterdi: “Amaç AKP sermayesinin çevresel tahribatını aklamak.”

SOL Parti Ekoloji Çalışma Grubu: İklim krizi sermaye çıkarları gözeten bir amaçla tartışılamaz

Ankara’da Eko İklim Ekonomi ve İklim Değişikliği Zirvesi düzenleniyor. Zirveye Muğla’da bulunan Akbelen Ormanları’nda yaptığı zeytinlik katliamı ile gündemde olan Limak Holding ve Kalyon Holding’in katılımcı olması tepki çekti. Zirve SOL Parti tarafından AKP’ye yakın şirketlerin doğaya verdiği tahribatların aklanması olarak değerlendirildi.

SOL Parti Ekoloji Çalışma Grubu tarafından yapılan açıklamada “Eko İklim değil, doğayı talan zirvesi” olarak nitelendirilen zirve hakkında şu ifadeler yer aldı: “‘Dünyanın İlk Ekonomi ve İklim Değişikliği Fuarı/Zirvesi’ olarak övgüyle sunulan etkinlik esasen AKP sermayesinin çevresel tahribatlarını aklamayı amaçlamaktadır. İklim krizini ekonomiye etkisi üzerinden değerlendirmeyi amaçladığı söylenen bu toplantı, katılımcılardan da görülebileceği gibi ekosistemle yakından uzaktan ilgili değildir. Yasalara uymaksızın Ankara’yı asbeste boğan, Akbelen Ormanı’nı katletmek için can atan, Atatürk Orman Çiftliği’ni konut ve ticarethane projeleriyle talan etmek isteyen Limak’la; 15 milyon ağacın katledildiği Kuzey Marmara Otoyolu ortaklarından Kalyon’la; bölge ekolojisine geri dönülmez hasarlar vereceği bilinmesine karşın Filyos Vadisi Projesi gibi çalışmaları sürdüren Tosyalı ile; kısacası aldıkları ihaleler ile ekosistemlerimizi tahrip eden; enerji santrallarına, inşaat alanlarına, maden sahalarına, taş ocaklarına, otoyollara çevirenlerle iklim krizine çare üretemezsiniz” denildi.

“İklim krizi, sermaye çıkarları gözeten bir amaçla tartışılamaz” denilen açıklamanın devamı şu şekilde: “Havamızı, suyumuzu, topraklarımızı, sağlıklı yaşam hakkımızı, demokratik haklarımızı gasp ederek gerçekleştirilen projeleri ile bilinen sermayedarlar iklim krizinin sorumlusudur. İklim krizinin sorumlusu olan sermaye ve yağma politikalarının sürdürücüsü iktidar bu toplantıları bir kamuflaj olarak kullanmanın yanında, ‘yeni teknolojiler, yeni yatırımlar’ propagandası ile yeni tahribatların, emekçilere kesilecek faturanın önünü açma planı yapmaktadır. Bu perspektiften yoksun kimselerin krizin toplumsal, iktisadi ve ekolojik sonuçlarını çözmesi mümkün olmadığı gibi derinleştirmesi de kaçınılmazdır.”