Havaların ısınmasıyla birlikte orman yangını tehlikesine dikkat çeken SOL Parti Ekoloji Çalışma Grubu, iktidarı önlem almaya çağırdı. “İktidarın ormancılık politikaları ve yangın önleme, geçtiğimiz yıl yaşanan yangınları söndürme çalışmalarında sınıfta kalmıştı” denilen açıklamada, “Yangın haberlerini daha şimdiden almaya başladığımız yaz aylarına girerken iktidarın geçtiğimiz yıldan bugüne yaptıklarını ve yangınlar şiddetlenmeden acilen yapılması gerekenleri bir kez daha kamuoyuyla paylaşmak isteriz” ifadelerine yer verildi.

SOL Parti Ekoloji Çalışma Grubu: Yangına ramak kalmasın
Fotoğraf: DepoPhotos

“Yangın Bölgesi İlan Edilen Akdeniz ve Ege Bölgesi’nde yanıcı Maddeler Ortadan Kaldırılmış mıdır?” sorusu yöneltilen açıklamada, “Ormanlar yanıcı maddelerden temizlenmiş midir? Kızılçam ormanlarında sıklık ve aralama bakım kesimlerinin zamanında yapılması ve özellikle yol kenarlarında yangın koruma şeritlerinin yapılması elzemdir. Bu işlemler yapılmış mıdır? Bu bölgelerde kızılçam aralarına 300-400 metre arayla yangının gelişmesini engelleyici, geniş yapraklı, yangına dayanıklı ağaç dikimleri yapılmış mıdır?” denildi.

İktidarın önlem almadığına dikkat çekilen açıklamada “Orman yangınlarının yerleşim yerlerine ulaşmasını engellemek için yerleşim yeri etrafları yanıcı maddelerden temizlenmiş midir?” diye soruldu. Açıklamada, “Yangının çıkmadan önlenmesinde ve yayılımının engellenmesinde liyakat sahibi, tecrübeli, eğitimli personel istihdamı elzemdir. Ancak görülmektedir ki AKP iktidarının, tüm kurumlarda olduğu gibi Orman Genel Müdürlüğü personel politikası da liyakatten uzak, bilgi ve tecrübeye bakılmadan, iktidarın siyasi çıkarları gözetilerek belirlenmektedir. Sözleşmeli, taşeron şirket üzerinden yapılan işler, güvencesiz istihdam ile ve sık personel değişimiyle sonuçlanmaktadır. Rotasyon sıklığı, bölgeyi tanımayan personelin önlem geliştirmesinde sorunlara yol açmaktadır. Geçtiğimiz yıldan bu yıla Orman Bakanlığı sözleşmeli işçi alımı yapmıştır. İhtiyaç dahilinde geçici işçi alımı da gerçekleştirmeyi planlayan bakanlığı; personel istihdamının güvenceli, kadrolu yapılması ve rotasyona tabi tutulmaması gerektiği konusunda uyarıyoruz” ifadelerine yer verildi.

6831 sayılı yasada yapılan değişikle özelleştirilmelerin ve rantın önü açıldığı belirtilen açıklamaa şu ifadelere yer verildi: “Orman Kanunu’nda yapılan değişikliklerle ‘orman olarak muhafazasında yarar görülmeyen yerler’ orman arazisi olmaktan çıkarılmış ve yapılaşmanın önü açılmıştır. Buna, 28 Temmuz 2021 tarihli Turizm Teşvik Yasası ile ormanlara tek adam rejimi tarafından el konulmasının yolunu açan yasa eklenmiştir. Ormanlar üzerinde yetkisi olmayan tek kurum Orman Genel Müdürlüğü haline getirilirken orman arazileri, tıpkı zeytinlikler gibi maden ve turizm şirketlerine, 5’li-10’lu çetelere altın tepsiyle sunulmaktadır. MAPEG 24 Mayıs’ta aralarında orman bölgesi de bulunan 49 ilde 148 bölgeyi ihaleyle maden şirketlerine ranta açmıştır.”

Açıklamanın sonuç kısmında ise yapılması gerekenler şöyle sıralandı:

- “Orman alanları üzerinde, yangın çıkmasında önemli payı olan yapılaşma, yol baskısı, HES’ler, elektrik hatları gibi baskılar azaltılmalıdır. Elektrik hatlarının bakımı yapılmalıdır.

- Salt ekonomik nedenlerle endüstriyel ormanlar kurulmasından vazgeçilmeli, mevcut ormanların bakımları yapılarak yangına dayanıklı hale getirilmelidir.

- Geçtiğimiz yıl elimizde uçak varken kiralama yoluna gidilerek kamu zararına sebebiyet verenler; yangını önleme görevini yerine getirmeyenler hakkında soruşma yürütülüp işlem başlatılmalıdır.

- Orman Genel Müdürlükleri ve Bakanlıkta görevli tüm çalışanları liyakat esasına göre iş güvenceli olarak istihdam edilmeli, sendikal hakkın demokratik şekilde kullanımı sağlanmalıdır.

- Yangın sonrası yangın alanları korunmalıdır. Yangın sonrası alanlara bilimsel olmayan müdahalelerden uzak durulmalıdır. Eko sisteme zarar verecek çalışmalar yürütülmemelidir.

- Yangın önleme, yangın sırasında ve sonrasında alanda uzman bilim insanlarının, derneklerin görüşleri doğrultusunda; sermaye çıkarına göre değil, halkın ve doğanın yararına davranılmalıdır.

- Mevzuatta tanımlandığı haliyle “genel hayata etkili afetler” dolayısıyla yurttaşlara yapılacak yardımlar kanunla belirlenmiştir. 7269 Sayılı Kanun ve ilgili mevzuat gereğince genel hayata etkili afet bölgelerinde meydana gelen maddi kayıplar devlet tarafından tazmin edilir. Ancak yangının üzerinden geçen bir yıla rağmen bu çalışmalar sağlıklı yürütülmemiş; evsiz kalan, geçim kaynakları yok olan halk borçlandırılmış ve yapılan evlere ne kadar para ödeyeceği henüz belirsiz bırakılmıştır. İvedilikle bu sorunlar giderilmeli, halkın barınma ihtiyaçları çözülmelidir.

- Orman köylülerinin, yöre halkının, ormanların korunması ve geliştirilmesi için gerekenler yapılmalı; köylüler, halk, demokratik kitle örgütleri ve siyasi partiler sürece dahil edilmelidir.

- 28 Temmuz 2021 de çıkarılan Turizm Teşvik Yasası derhal geri çekilmelidir.

- İklim krizi ile mücadele için kömürlü elektrik santralleri inşa etmek gibi fosil yakıt merkezli enerji politikaları acilen terk edilmelidir. Yangın, sel gibi felaketlere karşı iklim adaleti esaslı politikalar geliştirilmeli ve uygulanmalıdır. Buna dair yasal eksikler giderilmelidir.

Yangınları olmadan engellemek için kağıt üzerinde değil, pratikte karşılığı olan önlemler derhal alınsın. Doğa ve yaşam bugün ve geleceğimizdir. Yangına ramak kalmasın.”