Covid-19 aşılarının gecikmesiyle ilgili basın açıklaması yapan SOL Parti Eskişehir İl Örgütü, “Covid-19 pandemisini bu denli ölümcül kılan şey, sistemin adaletsiz doğası ve ülkeyi yönetenlerin izlediği politikalardır” dedi.

SOL Parti Eskişehir: Laf çok, aşı yok!

SOL Parti Eskişehir İl Örgütü, Eskişehir Sağlık Müdürlüğü önünde Covid-19 aşılarının gecikmesiyle ilgili bir basın açıklaması gerçekleştirdi. İl örgütü adına açıklamayı okuyan Hüseyin Öztürk, “Covid-19 pandemisini bu denli ölümcül kılan şey, sistemin adaletsiz doğası ve ülkeyi yönetenlerin izlediği politikalardır” diye konuştu.

“Salgının en başından bu yana yurttaşlara maske dağıtılamadı, test ve tedavi süreçlerindeki eksiklik de giderilemedi” diyen Öztürk, “Şimdi de yeterli aşı getirilemiyor. Sağlık hizmetleri herkesin ücretsiz yararlanabileceği bir şekilde organize edilmedi. O yüzden salgın bir felakete dönüştü” ifadelerini kullandı.

Basın açıklamasının devamı şu şekilde:

“Günde 150’ye yakın yurttaşımızın salgın nedeniyle hayatını kaybettiği bugünlerde, AKP iktidarı salgını algıyla yönetmeye çalışıyor. Aşı konusunda da aylar öncesinden başlayarak umut dağıtıldı. Sağlık Bakanı 11 Aralık’ta aşılama başlıyor demişti, üzerinden neredeyse 2 ay geçti; sadece 1,5 milyon civarında sağlık çalışanı ve 90 yaş üstü yurttaşlar aşılanabildi. Asıl sorun ise aşılama için tutmayan tarihler. Yeni vaatler ortalıkta dolaşırken aşı yok! Şimdiye kadar alınabilen aşı miktarı sadece 3 milyon doz. Ülkemizin aşı ihtiyacı ise 130 milyondur. Risk grubunda olup acilen aşılanması gerekenler için en az 50 milyon doza ihtiyaç vardır. 11 Aralık’ta aşı gelecek denildiğinden bugüne gelen aşı sayısı bu rakamların çok çok altındadır. Aşı ihtiyacının nasıl karşılanacağına ilişkin somut bir açıklama da yapılmıyor. Bu da ülkemizde aşılamanın yaygınlaşmasının uzun zaman alacağını gösteriyor. Aşılama yapılamadığı için her gün insanlarımız ölmeye devam ediyor

Bu kadar zaman sonra gelen az sayıda aşının uygulamasında ise VIP aşı döneminin başladığını görüyoruz. Sağlık para kazanma, servet biriktirme kapısına çevrildi. Emekçiler, yoksullar, işçiler sağlığa erişemiyor. Teste ulaşamayan milyonlar şimdi de aşı beklemeye başladı. Aşılanmaya ilişkin şimdiden Vip aşı uygulaması haberleri gelmeye başladı. Zenginlerin, yandaşların, AKP’li bürokratların özel aşı getirtilerek aşılandığı bilgileri hiç şaşırtıcı gelmiyor. Salgının en başından bu yana bu ayrıcı ve adaletsiz uygulamalarla karşı karşıya kaldık.

Sağlık kamusal bir hizmet olmaktan çıkarıldı, servet biriktirme alanına dönüştürüldü, AKP iktidarı sağlıktaki özelleştirme dalgası içinde aşı üretim merkezlerini de kapattı. Bunun sonucunda Türkiye aşıda tam anlamıyla dışa bağımlı hale geldi. Şimdi, tıpkı aşının gelip gelmeyeceği muammasına benzer biçimde yerli aşı üretiminden söz edilse de gerçek olan şu ki aşı altyapısı ortadan kaldırılarak Türkiye, bu zor koşullarda tümüyle savunmasız bırakıldı.

Aşı ve ilaç üretimden sağlık hizmetinin tüm aşamalarına kadar her kademesi, tepeden tırnağa kamulaştırılmalıdır. İlaç ve aşı tekeli şirketlerin, özel hastanelerin egemenliğine son verilmeli, sağlık herkes için ücretsiz, erişilebilir ve nitelikli olarak sunulmalıdır, Salgına karşı en kısa sürede yeterli aşı sağlanmalı ve aşılama kısa sürede tamamlanmalıdır. Her gün 150’ye yakın yurttaşımızın salgın nedeniyle ölümüne artık tahammülümüz kalmamıştır!

Gelin, bizi salgınla baş başa bırakarak ölüme terk eden bu adaletsiz düzeni hep birlikte değiştirelim!”