SOL Parti Mersin: Sömürü düzenini değiştirelim, açlık ve sefalet son bulsun

SOL Parti halkın acil sorunlarına sahip çıkmak, bu tek adam diktası altındaki karanlık düzeni değiştirmek için bir yürüyüş başlattı. Partinin Mersin İl Örgütü de yaptığı açıklamayla, pandemi koşullarında iktidarın halkı yoksulluğa ve sefalete mahkum ettiğini belirtti. Açıklamada ayrıca Türk Tabipleri Birliği’nin önerilerine uyulması çağrısında bulundu.

“Halkı sokakta aç bırakan, salgında, depremde öldüren bu zulme son vermek, haraminin iktidarını yenmek için birlikte yürümeye çağırıyoruz” denilen açıklamada, “Bu ülkenin gençleri, kadınları, işçileri, tüm emekçileri hayatlarından memnun değil. Bir avuç sömürücü zorba dışında kimse bu gidişattan memnun değil. Kimse bu ülkede memnun değil” ifadelerine yer verildi.

SOL Parti Mersin İl Örgütü Başkanı Gürkan Dağdeviren'in “Sömürü, Baskı Düzenini Değiştirelim; Açlık, Sefalet, Karanlık Son Bulsun” başlıklı açıklaması şöyle devam etti:

‘İKTİDAR HALKIN SORUNLARINI ÇÖZEMİYOR’

“İktidar halkın sorunlarını çözemiyor. Aksine iktidardakiler her gün derinleşen krizin kaynağı durumundalar. Zorbalıkla, baskıyla, halkı sindirerek iktidarlarını sürdürmeye çalışıyorlar. Yönetemiyorlar, çözülüyorlar, tel tel dökülüyorlar. Ekonomideki çöküş, Albayrak’ın gizemli istifası sonrası tek adamdan mucize bekleyerek, kabine değişikliği yaparak bu sorunu çözemezler. Çünkü asıl sorun bu rejimin kendisinde, asıl sorun bu ucube tek adam rejiminde, asıl sorun bu sömürü düzeninin kanlı çarklarında. Çözüm, toptan değiştirmekte

Tek adam yönetimi krizin kaynağıdır, parlamento ve seçimle sınırlı bir demokrasi de çare değildir. Demokrasi sadece seçim değildir, demokrasi Parlamentonun işlevlenmesiyle sınırlı bir şey değildir. Yıllardır bu ülkeyi, halk adına yönettiler. SOL Parti, halkın kendi kendini yöneteceği bir demokrasinin nüvelerini bugünden yaratacak bir halk demokrasisini kurmak için mücadele edecek.

sol-parti-mersin-somuru-duzenini-degistirelim-aclik-ve-sefalet-son-bulsun-815923-1.
SOL Parti Mersin İl Örgütü Başkanı Gürkan Dağdeviren

Fabrikaları, yer altı yer üstü zenginliklerini, her şeyi sattılar. Hastaneleri, okulları özelleştirdiler. Parası olanın hayatta kaldığı parası olmayanın salgında öldüğü bir düzen kurdular. Lami cimi yok; Özel hastaneleri, okulları, özelleştirilen kamu varlıklarını, vurguncu müteahhitlerin servetlerini kamulaştıracağız, kamu kaynaklarıyla beslenen tarikatların halktan aldıklarını halka geri vereceğiz.

Tarikatlar ve Siyasal İslam’ın egemenliğine son verilerek, eğitim başta olmak üzere devlet laiklik temelinde yeniden kurulmalıdır. Laiklik yoksa karanlık ve din sömürüsü vardır. Halkın dini duygularını sömüren meczupların Ortaçağ karanlığını yeneceğiz, laik bir ülke kuracağız.

Türkiye’yi, bu siyasal İslam belasından kurtarıp eşitlik, özgürlük, bağımsızlık, laiklik temelinde yeniden kuracağız. Yeniden kurucu güç halktır, halkın örgütlü gücüdür. Bunu başaracağız. Bunu birlikte başaracağız. Geleceği için mücadele eden gençler, ürettiğinin karşılığını almak isteyen köylüler, emeğinin çalınmasına hayır diyen işçiler, özgürlük için sokakları dolduran kadınlar, tüm emekçiler, yurtsever emekçi milyonlar birleşelim. Umut başka yerde, başka güçlerde değil. Tek umut halkın örgütlü gücünde. Örgütlü gücümüzle bu karanlığı, bu kötülüğün iktidarını, bu harami saltanatını yıkalım. Eşitliğin, özgürlüğün, kardeşliğin ülkesini kuralım. SOL’da birleşelim, örgütlenelim örgütlü gücümüzle DEĞİŞTİRELİM.

Tek adam rejimi, tüm bu başarısızlıklarına son dokuz ayda COVİD-19 pandemisiyle mücadeledeki başarısızlığını da eklemiş ve ülke genelinde 15 bin insanın ölmesine neden olmuştur. Alınan önlemler yeterli olmadığı gibi, önlemlerden mağdur olan, işsiz kalan emekçi halkın sorunlarına çözüm üretmeye yönelik hiçbir adım atılmamıştır. Bu başarısızlık yakın bir zamanda ülkemizde başlaması muhtemel aşı programına halkın güvenmesini de önlemektedir.

Bu nedenlerle AKP hükümetini önlemleri bilim insanlarının önerileri doğrultusunda almaya, emekçilere gerekli ekonomik ve sosyal destekleri sağlamaya, halkımızı da özellikle aşılama konusunda bilim insanlarının ve TTB’nin çağrılarına uymaya çağırıyoruz.”