Google Play Store
App Store

SOL Parti Sözcüsü Önder İşleyen, silah bırakma ve örgütü feshetme çağrısıyla devam eden sürece ilişkin konuştu. İşleyen, "Büyük Orta Doğu Projesi'ne bağlı olarak kurulmuş, Cumhuriyet’in ilerici birikimlerini yok ederek bir siyasal İslamcı doğrultuda kurulmuş bir rejimi şimdi kalıcı hale getirmek istiyorlar. Bir hilafet, saltanat rejimine doğru tırmandırmak istiyorlar. Bu şekilde kalıcı hale getirmek istiyorlar. Bu yüzden çok önemli, çok kritik bir aşamadayız; ülkenin kaderinin söz konusu olduğu bir aşamadayız” dedi.

Kaynak: Haber Merkezi
SOL Parti Sözcüsü İşleyen: Rejimi kalıcılaştırmak, hilafet ve saltanat rejimi kurmak istiyorlar

SOL Parti Sözcüsü Önder İşleyen, Abdullah Öcalan’ın silah bırakma ve örgütü feshetme çağrısıyla devam eden sürece ilişkin konuştu.

Cumhuriyet TV'de canlı yayına katılan İşleyen, "Büyük Orta Doğu Projesi'ne bağlı olarak kurulmuş, Cumhuriyet’in ilerici birikimlerini yok ederek bir siyasal İslamcı doğrultuda kurulmuş bir rejimi şimdi kalıcı hale getirmek istiyorlar. Bir hilafet, saltanat rejimine doğru tırmandırmak istiyorlar. Bu şekilde kalıcı hale getirmek istiyorlar. Bu yüzden çok önemli, çok kritik bir aşamadayız; ülkenin kaderinin söz konusu olduğu bir aşamadayız” dedi.

"SOLA 'BARIŞ KARŞITI' DEMEK SAÇMALIK"

Solun Kürt sorununda demokratik çözümden yana olduğunu vurgulayan İşleyen, süreçle ilgili kaygıların “barış karşıtlığı” olarak kodlanmasını eleştirdi. İşleyen, “Bütün bir solun, bizim hareketimiz bakımından da mücadele tarihi, Kürt sorunun demokratik çözümünden yana, birlikte yaşamdan yana olmuştur. Herkesin, bütün halkların ayrımsız, eşit ve özgür yaşadığı bir ülke kurma mücadelesi içerisinde geçmiştir. Çeşitli kaygılar var. Bu kaygılar dile getirildiği zaman barıştan yana değil misiniz, gibi bir şeyle karşı karşıya kalınıyor. Hatta biraz sola da haksızlık ederek kimileri işte solun barış yanlısı olmadığı yönünde eleştiriler getiriyor. Bu saçmalık” dedi.

Silahların bırakılmasını olumlu karşıladıklarını ifade eden İşleyen, “Bu konuda hiç tereddüdü olmayacak kesim soldur. Bunu bir kere açık ifade etmek gerekir. Dolayısıyla da ifade edilen kaygıların, ‘barış karşıtı’ söylemi altında ezilmesine izin verilmemesi gerekir” ifadelerini kullandı.

"HİLAFET, SALTANAT REJİMİ İNŞA ETMEYE ÇALIŞIYORLAR"

Ne tür kaygılar duyulduğuna açıklık getiren İşleyen, iktidar mensuplarının ve egemen sınıfların Erdoğan’ın yeniden seçilmesi gerektiğine yönelik ifadeleri ile AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Hak vaki olunca gideceğiz” sözlerini hatırlattı ve “Bir hilafet, saltanat rejimine doğru tırmandırmak istiyorlar. Bu şekilde kalıcı hale getirmek istiyorlar” dedi.

"BU YAŞANANLARI 2010 REFERANDUMU SÜRECİNDE GÖRDÜK"

Toplumun Kürt’üyle, Türk’üyle rejimden bunaldığını, insanların kurtuluş arayışında olduğunu ifade eden İşleyen, “Evet barış olsun, evet silahlar sussun ama bu bir iktidar için bir fırsata dönüştürülmesin diye bir çizgi ortaya konuluyor” dedi. 2010 Referandumu sürecini anımsatan SOL Parti Sözcüsü İşleyen, “Çok haklı ve doğru bir çizgidir. Biz bunları yaşadık. ‘Yetmez ama evet’ ve Kürt hareketinin o dönem boykotla bu sürece destek verdiği bir durum olmasaydı o eşikleri aşamayacaktı iktidar. Siyasal İslamcı rejimin kurulmasının çok önemli eşiklerinde -2010 gibi- muhalefetin bir kesiminden destek aldılar” dedi.

İktidarın desteğini alamadığı durumlarda muhalefet yönelik baskılarına işaret eden İşleyen
“Bu rejimin toplumun geniş kesimlerini ikna edebilme kabiliyeti ortadan kalktı. Bunu nasıl engelleyecekler? Erdoğan'ın bir daha seçilmesinin hem yasal, hukuki hem de siyasi zemini ortadan kalktı. Bunu yeniden oluşturulmaya çalışıyorlar” dedi.

Siyasi operasyonlara, kayyum atamalarına, diploma tartışmalarına değinen SOL Parti Sözcüsü, “Bütün bunlar neyi gösteriyor aslında? Bütün baskıyı artırarak kendi iktidarlarını sürdürebilecekleri bir koşul oluşturuyorlar. Bu da yetmiyor. Muhalefetin bir kesimini de yanlarına almaya çalışıyorlar. Bu özellikle Kürt dinamiklerini kendi etraflarında tarafsızlaştırmaya ve kendi alanlarını açmaya çalışıyorlar” dedi.

"BÜYÜK ORTA DOĞU PROJESİ'NE BAĞLI BİR REJİMİ KALICI HALE GETİRME ÇABASI"

Bütün bu çabanın altında yatan sebeplerle ilgili değerlendirmede bulunan İşleyen, “Bunu neden yapıyorlar? Çünkü Erdoğan'ın ömür boyu başkanlığı demek Türkiye'de artık siyasal İslamcı rejimin, bunu da hep söyledik, Büyük Orta Doğu Projesi'ne bağlı olarak kurulmuş, Cumhuriyet’in ilerici birikimlerini yok ederek bir siyasal İslamcı doğrultuda kurulmuş bir rejimi şimdi kalıcı hale getirmek istiyorlar. Bir hilafet, saltanat rejimine doğru tırmandırmak istiyorlar. Bu şekilde kalıcı hale getirmek istiyorlar. Bu yüzden çok önemli, çok kritik bir aşamadayız; ülkenin kaderinin söz konusu olduğu bir aşamadayız” dedi.

"BİR KESİME FAŞİZM BİR KESİME DEMOKRASİ VAAT EDİLEMEZ"

“Toplumun bir kesimine faşizm bir kesimine demokrasi vaat edilemeyeceğini” vurgulayan İşleyen,  “Erdoğan ana muhalefet partisinin başkanına dedi ki, ‘Ayağını denk al. Yoksa biz senin ayağını denk aldırmasını bildiririz’. Aynı günlerde bir de Türkiye’ye demokrasi geliyor diye konuşuluyor. Aynı günlerde bir taraftan ana muhalefet partisine böyle bir tehditte bulunacaksınız, her sabah operasyon yapacaksınız ama bir yandan da demokrasi geldiğine inanmamızı bekleyeceksiniz” diye konuştu.

"MUHALEFET TUZAĞA DÜŞMEMELİ"

AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin ülkenin demokrasi sorununu, Kürt sorununu çözeceğine inanmanın gerçek dışı olduğunu ifade eden İşleyen, “Dolayısıyla önümüzde bir mücadele süreci var. Bu mücadele sürecinin önceliği Türkiye'yi tek adam rejiminden kurtarmak olmalıdır” dedi.

Erdoğan’a adaylık yolu açacak formüllerden, yeni bir anayasa girişiminden muhalefetin uzak durup bu tür tuzaklara düşmemesi gerektiğini belirten İşleyen, “Bu rejime herhangi şekilde can verebilecek, onun yolunu açabilecek her şeyden tüm muhalefet uzak durup onu yenmek için birlikte mücadelenin yollarını bulmalı” dedi.

“Türkiye'de eğer demokrasi savunulacaksa, özgürlüklerin geliştirilmesi savunulacaksa, gerçekten Kürt sorununda bir çözüm yolları savunulacaksa, bu siyasal İslamcı faşizme karşı mücadele içerisinde olur ancak” ifadelerini kullanan İşleyen, “Kimse bize böyle bir rejimin demokratik gelişmelere sahne açabileceğini, kimse bize Bahçeli gibi, MHP gibi bir parti eliyle Türkiye'nin demokratikleşeceği müjdelerini vermesin. Bu büyük bir yalan, büyük bir kandırmaca” diye konuştu.

İşleyen, birlikte mücadeleye vurgu yaptı ve “Devrimci hareketimizin 50 yıllık sloganıdır. Bu günlerde de popüler hale geldi. Hakikaten ‘Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz.’ Bu noktada birleşmeliyiz” dedi.