SOL Parti, Tarım Çalıştayı’nın sonuç bildirgesi yayımlandı. "Emperyalist tekellerin üretimdeki hâkimiyetini sağlayan ve serbest piyasa mantığına dayanan uluslararası ve ikili anlaşmalar reddedilmelidir" diyen SOL Parti, "Tarımı şirketlere peşkeş çeken bu yağma düzenini yıkacağız! Haklarımızı geri alacağız" ifadelerine yer verdi.

SOL Parti: Tarımı peşkeş çeken düzeni yıkacağız

EKONOMİ SERVİSİ

SOL Parti tarafından 23-24 Ekim tarihleri arasında gerçekleştirilen tarım alanına ilişkin politika ve örgütlenmelerin ele alındığı Tarım Çalıştayı’nın sonuç bildirgesi yayımlandı. Ankara’da Genel Merkez binasında gerçekleştirilen çalıştayın sonuç bildirgesinde SOL Parti'nin tarıma dair gıda egemenliği temelli mücadele perspektifi ifade edildi.

AKP iktidarının acil çözüm bekleyen tarım sorunlarına yanıt üretemediğine dikkat çekilen bildirgede “Toplum yoksulluk, açlık, yetersiz ve sağlıksız beslenme tehdidi altında yaşam mücadelesi vermektedir. Üretime devam edemez hale getirilen küçük çiftçiler, topraklarını terk ederek kentlerdeki yoksullar kervanına katılmakta ya da 3’üncü Gıda Rejimi’nin en önemli belirleyenlerinden olan sözleşmeli üretim dayatmasıyla üretim araçları ile birlikte ailelerinin emeğini de kiraya vererek proleterleşmektedirler” ifadelerine yer verildi.

Partinin internet sitesinde yayımlanan bildirgede tarımdaki neoliberal tahribatın ancak halkın gıda sistemi olan gıda egemenliği ile onarılabileceği vurgulandı.

AKP’nin tarımdaki neoliberal saldırıları karşısında kırsal alandaki üretici ve emekçilerin örgütlenmesi ve seslerini yükseltmesi amacıyla parti tarafından önümüzdeki günlerde çeşitli bölgelerde ‘Üretici Buluşmaları’ gerçekleştireceği açıklandı. Parti, tarım reformunu da gerçekleştirecek olan devrimci demokratik cumhuriyete çağırısında şu talepleri sıraladı:

►Emperyalist tekellerin üretimdeki hâkimiyetini sağlayan ve serbest piyasa mantığına dayanan uluslararası ve ikili anlaşmalar reddedilmelidir.
►Gıda sistemini şirketlere ve küresel sermayeye bağımlı kılan; toprağın karbon emici özelliğini ortadan kaldıran, endüstriyel tarım modeli terk edilmeli, ekolojik köylü tarımı yaygınlaştırılmalı ve desteklenmelidir.
►Çiftçileri tekil üreticiler olarak muhatap alan ve şirketler karşısında yalnızlaştırarak güvencesizleştiren sözleşmeli üretim modeli terk edilmelidir. Şirketlere, market zincirlerine ve emperyalist tekellere verilen imtiyazlar son bulmalıdır.
►Çiftçi örgütlerinin kurulmasını, bağımsız örgütler olarak büyümesini kolaylaştıran, anlamlı ve etkili katılımlarını ve toplu sözleşme yapmalarını sağlayan düzenlemeler yapılmalıdır. Kooperatifler, meslek odaları gibi yapılar demokratikleştirilmeli ve devlet güdümünden çıkarılmalıdır. Mevsimlik tarım işçilerine sosyal güvence ve örgütlenme hakkı sağlanmalıdır.
►Çiftçilerin toprak, su, tohum gibi üretim araçlarına ücretsiz erişim hakkı temin edilmelidir.
►Çiftçilerin tüm borçları silinmelidir.
►Özelleştirilen kamu kuruluşları yeniden kamulaştırılmalı, çiftçiler lehine ve demokratik bir biçimde yeniden yapılandırılmalıdır.

Sonuç bildirisinin tamamını okumak için tıklayın