SOL Parti Zonguldak İl Örgütü'den Soma anması: Fıtrat değil, iş cinayeti
SOL Parti Zonguldak İl Örgütü, Soma Katliamı'nın 10'uncu yıl dönümünde, ölen madencileri andı. Zonguldak'ta düzenlenen yürüyüş ve anmanın ardından yapılan basın açıklamasında "Tüm iş cinayetlerinde binlerce işçi arkadaşımız aramızdan ayrıldı. Soma başta olmak üzere kaybettiğimiz tüm emekçileri saygı ile anıyoruz" denildi.
SOL Parti Zonguldak İl Örgütü, Soma Katliamı'nın 10'uncu yıl dönümünde, ölen madencileri andı. Zonguldak'ta düzenlenen yürüyüş ve anmanın ardından yapılan basın açıklamasında "Tüm iş cinayetlerinde binlerce işçi arkadaşımız aramızdan ayrıldı. Soma başta olmak üzere kaybettiğimiz tüm emekçileri saygı ile anıyoruz" denildi.
Açıklamada, "Soma davası avukatları Can Atalay'ı, Selçuk Kozağaçlı'yı cezaevine atan, 301 canımızın ölümüne neden olan, sorumlu olan hiç kimsenin ceza almaması bu ülkeyi yönetenlerin ayıbıdır" ifadelerine yer verildi.
SOL Parti Zonguldak İl Örgütü'nün basın açıklaması şöyle:
"KATLİAMLARIN ÖNLENMESİ İÇİN LİYAKAT VE İŞ GÜVENLİĞİ ÖNCELİKLİ ŞARTLAR GEREKİYOR"
"Bugün Soma’da 13 Mayıs 2014 tarihinde kaybettiğimiz 301 madenci canımızın ölümlerinin 10.yılı. Soma katliamından önce Ermenek, Küre, Mustafa Kemal Paşa, Dursunbey, Karadon, Kozlu’yu yaşadık. Somadan sonra Ermenek ve Siirt. Son olarak Amasra’da 43, İliç’te 9 canımızı kaybettik. Tüm iş cinayetlerinde binlerce işçi arkadaşımız aramızdan ayrıldı. Soma başta olmak üzere kaybettiğimiz tüm emekçileri saygı ile anıyoruz.
Kömür madenciliği emek yoğun bir sektördür ve riski yüksektir. Uzmanlık ve birikim gerektirir. Kamusal çıkarlar doğrultusunda kamu eliyle işletilmelidir. Liyakatli kadrolarla, bilim ve tekniğin gereklerine uygun, gerekli yatırımlar yapılarak, işçi sağlığı ve güvenliği öncelikli, insan onuruna yakışan çalışma koşullarında işletilmesi yaşanan bu katliamların önlenmesinde gerekli şartlardır.
"SORUMLULAR CEZALANDIRILMADI, AVUKATLAR HAPİSTE"
Oysa Soma'da da olduğu gibi kamunun asıl işi olan kömür çıkarma işleri taşeron firmalar eliyle yürütülmektedir. Önceliği kar olan bu işletmeler İşçi sağlığı ve güvenliğini geri plana bırakan sömürü anlayışı katliamların asıl nedenidir. Buna bir de AKP-MHP iktidarının yaşamı değil siyasi ikbali önceleyen anlayışı, ülkeyi ticari şirket gibi yönetme zihniyeti eklenince katliamlar kaçınılmaz oluyor. Bilim, deneyim, tecrübe, liyakati yok sayıp yandaş atamalarla tüm kurumları işlevsiz hale getiren etkin ve yetkin denetlemeyi de göz ardı eden anlayış tüm cinayetlerin asıl sorumlusudur. İşçiyi tekmeleyen bürokratı Frankfurt’a ticari ataşe olarak atayan, Soma davası avukatları Can ATALAY’ı, Selçuk KOZAĞAÇLI’yı cezaevine atan, 301 canımızın ölümüne neden olan, sorumlu olan hiç kimsenin ceza almaması bu ülkeyi yönetenlerin ayıbıdır. Bu ülkedeki adalet sisteminin ayıbıdır. Bu ülkeyi işçi katliamlarına tepki göstermeyen, gereğini yerine getirtemeyen hepimizin ayıbıdır.
Soma davasında da gördük ki yaşanan can kayıplarının gerçek sorumluları yargılanmamakta veya ceza almamaktadır. Ya da en alt düzeyde günah keçisi seçilen birkaç çalışana verilen göstermelik cezalarla yargı süreçleri geçiştirilmektedir. Soma davasında Patronlar başta olmak üzere asıl sorumlular ceza almamış, bazıları az cezalarla kurtulmuşlardır. Oysa tüm facialarda olduğu gibi Soma faciasında kamunun yapması gereken asıl işleri taşeronlara devreden siyasi irade ile Enerji Bakanlığı ve Türkiye Kömür İşletmeleri Üst düzey yöneticileri, denetim görevleri olan Maden ve Petrol İşleri Genel müdürlüğü ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yetkilileri sorumlulardır. Ancak hiçbir davada üst düzey yetkililere bilir kişiler suç vermemekte, verilse bile yargılanma izni verilmemektedir. Gelinen son aşamada bazı Çalışma Bakanlığı İş müfettişleri, Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü elemanları ile kimi alt düzey Müdürler davaya sanık olarak eklenmiştir. Olumlu olmasına rağmen yeterli değildir. Özelleştirme yetkisini kullanan Bakanlık ve TKİ üst düzey yöneticiler ile ilgili Bakanlıkların üst düzey yetkilileri davaya dahil edilmelidir. Asıl sorumlular yargılanmadığı gibi en insani sorumluluk olan vicdan gereği istifa eden hiçbir yetkiliye de bugüne kadar rastlamadık.
"FITRAT, KADER DEĞİL İŞ CİNAYETİ"
Sonuçta adalet yerini bulmamaktadır. Soma resmiyette ve kamuoyunda unutulmaya yüz tutmuştur. Ancak bizlerin vicdanında tüm emekçi cinayetleri gibi tazeliğini korumaktadır. Lüks, şatafat, saltanat hep siyasi iktidara, yandaşlarına ve sermayeye, ölümler hep emekçi halka düşmektedir. Bu da bizlere fıtrat, kader planı diye sunulmaktadırlar. Bunlar ne fıtrattır ne kaderdir. Bu yaşananlar iş cinayetleridir. Onlar sorumsuz, pişkin, unutkan, vurdumduymaz olabilir. Bizler Soma’yı ve diğer katliamları unutmayacağız. Hesabını mutlaka soracağız. Artık yeter iş cinayetleri son bulsun.
Soma’nın hesabı sorulacak.