SOL Parti Zonguldak İl Örgütü: TTK üzerine oynanan oyunları kabul etmiyoruz
SOL Parti Zonguldak İl Örgütü, Türkiye Taşkömürü Kurumu ile ilgili, "Yapılmak istenen kamuda kalan çok az kurumun da diğer kurumlar gibi yok edilmesidir. Ülkenin sanayi damarları kesilerek bütünüyle dışa bağımlı, sömürge bir ülke haline getirmektir" açıklamasını yaptı.

SOL Parti Zonguldak İl Örgütü, Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) ile ilgili yazılı açıklama yaptı.
"20 yıldır iktidarda bulunan AKP-MHP tüm kamu kurumlarında olduğu gibi TTK’yı da yok etme aşamasına gelmiştir" denilen açıklamada, "Taşkömürü demir-çeliklerin olmazsa olmazı stratejik bir kaynaktır. Enerjinin büyük bölümünün dışa bağımlı hale geldiği aşamada var olanları da yok ederek tamamen dışa bağımlı hale geleceğiz. Yerli kaynaklarımızı halkın hizmetine sunan bu kurumlar aynı zamanda istihdama da katkı sunmaktadır" denildi.
Açıklamada, "Yapılmak istenen kamuda kalan çok az kurumun da diğer kurumlar gibi yok edilmesidir. Ülkenin sanayi damarları kesilerek bütünüyle dışa bağımlı, sömürge bir ülke haline getirmektir" ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada, "Zonguldak odaları, sendikaları, demokratik kitle örgütleri, siyasi partileri ve halkıyla birleşik bir karşı duruşu örgütlemeli, geleceğine sahip çıkmalıdır. Bu mücadele de SOL Parti olarak aktif görev alacağımızı Zonguldak halkına ve kamuoyuna duyururuz" çağrısında bulunuldu.
SOL Parti Zonguldak İl Örgütü'nün açıklaması şöyle:
"20 yıldır iktidarda bulunan AKP-MHP tüm kamu kurumlarında olduğu gibi TTK’yı da yok etme aşamasına gelmiştir. 5 milyon ton kamu, 5 milyon ton rodövans şirketleri olmak üzere yıllık 10 milyon ton üretim yapacağı iddia etmişlerdi. Böylesi bir iddia, planlama, yatırım, vizyon, demokratik yönetim ve yerli kaynakları önceleyen politikalar gerektirir.
Oysa AKP iktidar olduğu ilk yıllarda beri neler yaptı. Öncelikle kurum yönetiminin her kademesine kendi yandaşı, biat eden kişileri atadı. Önceliği, AKP iktidarı ve yerel yöneticilerinin taleplerini yerine getiren basiretsiz kişilerce yönetildi. Hedeflenen üretime uygun planlama yapılmadı. Kuruma gerekli yatırımlar yapılmadı. Yeraltı işçisi başta olmak üzere yeterli personel alınmadı. Milli ve yerli naraları atıldı, üretim sürekli azaltılarak ithalata yönelindi, yandaş şirketler üzerinden sanayinin ihtiyaç duyduğu taşkömürü ithal edildi. Yönetimler demokratik olmadığı gibi her geçen gün daha daraltılarak tıpkı ülke yönetimi gibi tek kişilerin verdiği kararlar alındı. Yukarıdan aşağı tüm kademelere bilgi, birikim, deneyim, liyakatı olmayan kişiler göreve getirilerek iş barışı alabildiğine bozuldu.
Teknik bir kurumda mühendislik hizmetleri zayıflarken teknik personele değer azaldı, usta çırak ilişkisi bitirildi. İşçi güvenliği ve İş sağlığı hizmetleri ve yatırımları göstermelik olmaktan öteye gidemedi. Denetim görevleri işlevsiz hale getirildi. Kısacası Kurumun işlevsiz kılınması, üretimin azaltılması ve ekonomik kambur haline getirilmesi için yapılması gereken ne varsa yapıldı. Kurum bu haldeyken rodövans işletmelerindeki faaliyetler ve üretim de buna paralel olarak azaldı. Bugün 750 bin tonu TTK, 500 bin tonu rodövans olmak üzere yaklaşık 1,25 milyon ton civarında bir üretim söz konusu. Türkiyenin tek taşkömürü üreten havzası ancak böyle yok edilebilirdi. Bunu da mevcut iktidar, Enerji Bakanlığı ve TTK yönetimi başardı.
Ülkemizin ihtiyacı olan yaklaşık 30 milyon ton taşkömürü ithal edilerek kaynaklar yurt dışına aktarılmaktadır. 20 yıldır ülkeyi yöneten iktidar ülkeyi ekonomik iflasın eşiğine getirmiştir. Ekonomiyi düzeltmek için Mehmet ŞİMŞEK’i getirdi. İflas eden ekonominin bedelini halka ödettirmek üzere İMF programlarını uygulayan Mehmet ŞİMŞEK sermayeye dokunmazken, şatafattan tasarruf etmezken bedeli halka, emekçilere, emeklilere ödetecek uygulamalar yürütmektedir. Ücretlere zam yapmayarak tasarruf etmek, vergiyi tabana yayarak halkı yoksulluğa ve açlığa mahkum etmek, kamu kurumlarını satarak, ya da kapatarak ekonomiyi kurtarmaya çalışıyor.
Hazine ve Maliye Bakanlığı, KİT Yönetim Reformu adıyla bir çalışma yapmaktadır. Aralarında Türkiye Taşkömürü Kurumunun da bulunduğu 19 KİT ile ilgili çalışma planlanmaktadır. Henüz kamuoyuyla paylaşılmamasına rağmen taslakta neler murat ediliyor. Tüm Kuruluşlar Hazine ve Maliye Bakanlığı idaresine alınarak salt mali açıdan yönetsel yapılanmaya gidilecek. Uzmanlık gerektiren, endüstriyel görevleri ve üretimleri gerçekleştiren teknik özellikteki bu Kuruluşlar ilgili Bakanlıklardan alınarak salt Mali yönetimle yok edilecektir. Yapıları değiştirilerek ya özelleştirilecek ya da kapatılacaktır.
TKİ, ETİ Maden, PTT, MKEK bu kurumlardan bazıları. Bu Kuruluşlardan biri de Zonguldak’la özdeşleşmiş Türkiye Taşkömürü Kurumu. Taslakla TTK anonim şirketi yapılarak salt kar/zarar açısından bir ticaret şirket olarak değerlendirerek akıbeti belirlenecektir. Parçalama, satış ve kapatma dahil tüm alternatifler düşünülmektedir. Bu tür girişimleri geçmişte bazı iktidarlarda da gördük.
Buradan şu tespiti yaparak başlamak gerekiyor. Taşkömürü demir-çeliklerin olmazsa olmazı stratejik bir kaynaktır. Enerjinin büyük bölümünün dışa bağımlı hale geldiği aşamada var olanları da yok ederek tamamen dışa bağımlı hale geleceğiz. Yerli kaynaklarımızı halkın hizmetine sunan bu kurumlar aynı zamanda istihdama da katkı sunmaktadır. Yapılmak istenen kamuda kalan çok az kurumun da diğer kurumlar gibi yok edilmesidir. Ülkenin sanayi damarları kesilerek bütünüyle dışa bağımlı, sömürge bir ülke haline getirmektir.
Bu tasarı yerelimizde TTK nın sonu, Zonguldak’ın sonu anlamına gelmektedir. Millilikten, yerlilikten dem vuran bu anlayışın ülkeyi bağımlı, köle yapma anlayışıdır. Bunu kabul etmemiz mümkün değildir. Geçmişte de benzer saldırılara karşı Zonguldak emekçilerinin, halkının verdiği birleşik mücadele hafızalarımızdadır. Bu uygulamaya karşı Zonguldak odaları, sendikaları, demokratik kitle örgütleri, siyasi partileri ve halkıyla birleşik bir karşı duruşu örgütlemeli, geleceğine sahip çıkmalıdır. Bu mücadele de SOL Parti olarak aktif görev alacağımızı Zonguldak halkına ve kamuoyuna duyururuz."