Samsun’daki SOL Buluşma büyük coşkuya sahne oldu. Karanlığa karşı laikliğin öneminden bahsedilen buluşmada, AKP’nin tüm bölgede kaybettiği vurgulandı. SOL Partililer, “Önceliğimiz AKP’yi yenmek” dedi.

SOL Partililer: Önceliğimiz AKP’yi yenmek

HABER MERKEZİ

AKP karanlığına karşı ‘SOL Buluşma’ etkinlikleri düzenleyen SOL Parti üyeleri, yurdun dört bir yanında bir araya gelmeye devam ediyor. Laiklik, ekonomik yıkım, bağımsızlık ve AKP iktidarının hemen her alanda ülkeyi uçuruma sürüklediğine dikkat çekilen buluşmalarda, düzen içi muhalefete hapsolmayan, meşru, demokratik, militan mücadelenin önemine vurgu yapılıyor. Öncelikli görevin “AKP karanlığını yenmek” olduğunun altı çizilen buluşmalarda SOL Parti’nin neler yapacağı da ifade ediliyor.

Samsun’da gerçekleşen SOL Buluşma’ya SOL Parti PM Üyesi Alper Taş ile BirGün Yazarı, Gazeteci Merdan Yanardağ katıldı. Toplantıda, Atakum Belediye Başkanı Cemil Deveci ve Samsun’da bulunan sol partilerin temsilcileri de söz aldı.

"LAİKLİK OLMADAN MÜCADELE OLMAZ"

Ülkenin en acil ihtiyacının demokratik bir Cumhuriyet talebi olduğuna dikkat çeken Gazeteci Merdan Yanardağ, AKP’nin tüm Ortadoğu ülkelerinde izlediği politikaların, tüm dünyada siyasal İslamcı rejimlerin bir bir çöktüğünü hatırlattı. AKP rejiminin Türkiye’de de mutlaka kaybedeceğini söyleyen Yanardağ, bunun için en büyük görevin SOL’a düştüğünü ifade etti. Tüm zayıflığına rağmen AKP iktidarının kendiliğinden gitmeyeceğine değinen Yanardağ, muhalefet içindeki “Kendiliğinden gidecekler” düşüncesinin yanlış olduğunu vurguladı. Bugünkü rejimin inşasında 2010 referandumundaki "Yetmez ama evet" diyenlerin payını hatırlatan Yanardağ, liberallerin bu tezlerine karşı ideolojik bir mücadele yürütmenin gerekliliğine de değindi. AKP iktidarının ideolojik hegemonyasını güç kaybettikçe gericilik, din ve Diyanet üzerinden kurmaya çalıştığını ifade eden Yanardağ, laikliğin bir mücadele aracı olduğunu, AKP karanlığı ile laiklik savunulmadan mücadele etmenin mümkün olmadığını vurguladı.

“LİBERAL TEZLER, TÜRKİYE’Yİ İSLAMCILIĞA TESLİM ETTİ”

Merdan Yanardağ, kapitalizme eleştiriler yöneltti. Liberal tezlerin Türkiye’yi İslamcılığa teslim ettiğini vurgulayan Yanardağ şöyle konuştu:

“İnsani gelişim için insanların kültüre, sanata, spora ayıracakları zamanı yaratmalıyız. Bunun için çalışma sürelerini azaltacak, eşitlikçi özgürlükçü bir toplum gerekli. İnsanlığı zorunluluklar dünyasından çıkartıp özgürlükler dünyasına taşıyacak bir yaşam gerekli. Fakat kapitalizmin devam ettiği koşullarda bu imkansız olduğu gibi insanlık için bir yıkıma gezegenin yok oluşuna doğru sürüklenmesine yol açıyor. Kapitalizmin kâr dinamiği gezegeni yok olmaya doğru götürüyor. Dünyada ve Türkiye'de sol üzerindeki liberal etki son derece ağır, çok büyük bedelleri oldu. Liberal tezler maalesef Türkiye'yi siyasal İslamcılığa teslim etmiş durumdadır.”


SAĞA YASLANMAK ÇÖZÜM OLMAYACAK

Öncelikli görevin AKP rejimini yenmek olduğuna vurgu yapan SOL Parti PM Üyesi Alper Taş ise “Bunun en büyük nedeni siyasal İslamcı, gerici Başkanlık Sistemi’dir. Bugünün öncelikli görevi bu rejimi yenmektir. Bu ucube, çarpık rejim mutlaka yenilecek. Gezi’de, Adalet Yürüyüşü’nde, 31 Mart Yerel Seçimleri’nde ortaya çıkan direncin bize gösterdiği çok şey var. Ancak sağa dayanmış, sağ eksenli bir restorasyonun parçası haline gelmiş, gerek rejim krizine gerekse emek sermaye çatışmasına verdiği yanıtta sol değerlerden uzak yaklaşımlar bu karanlıktan çıkış için gerçek bir çözüm sunamaz” ifadelerini kullandı. SOL Parti’nin bağımsızlık, kamucu politikalar, laiklik konusunu öncelediğini ifade eden Taş, ülkenin içinde bulunduğu karanlıktan ancak SOL ile çıkılabileceğini belirtti.

“SINIF BİTTİ DİYENLER, SÖMÜRÜYÜ GİZLEMEYE ÇALIŞIYOR”

Alper Taş, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Dünya emperyalist-kapitalist sistemi 2008'den bugüne krizin içinde. Dünyada hegemonya kavgası yaşanıyor. Alt-üst olmuş bir sürecin içindeyiz.

Sovyetler yıkıldıktan sonra tarihin sonunu ilan edenler, duvarın yıkılmasıyla övünenler bugün dünyanın her tarafına duvar örmüş durumdalar. Dünyada açlık yoksulluk artmaya devam ediyor. Pandemi de iklim krizi de bu sistemin yarattığı tahribatlardır. Sorunların temelinde kapitalist üretim ilişkileri yatıyor. İdeolojiler çağı bitti diyenler tarihin en eski ideolojilerinden biri olan dinciliği dünyanın gündemine taşıdılar.

‘Sağ sol bitti’ dediler. Dünyanın her yerinde sağın önünü açtılar. Türkiye de bu akımdan etkilendi. Kimlik mücadelesi indirgenen bir sol muhalefet çağının içinde geçtik. Sınıfın nicel ve nitel olarak arttığı, sömürünün daha yaygınlaştığı bir dönemde sınıf bitti diyenler bu sömürüyü gizlemeye çalışıyorlar. İşte bu yüzden biz Sol Partideyiz. Sınıf mücadelesi bitmedi. Sol emektir, sağ da sermayedir. Türkiye’deki yoksulları emekçileri sağın dili ve yaklaşımıyla değil solun dili ve değerleriyle kazanabiliriz. Türkiye'nin geleceği buradadır.

Anti emperyalist olmak enternasyonalist bir bakis açısıyla mümkündür. AKP'yi yıkacak güç Türkiye toplumudur. Dışardan gelecek bir müdahaleye ihtiyacımız yok. Bizler bu gerici siyasal İslamcı rejimi alt edeceğiz. Trump' , Biden'a göre hizalanmıyoruz. Biz onlara göre hizalanmayan Deniz'lerin, Mahir'lerin, İbrahim'lerin yolundan ilerliyoruz.”

“7 KASIM’DA TRABZON MİTİNGİNE ÇAĞIRIYORUZ”

Sol Parti Samsun İl Örgütü adına il başkanı Coşkun Konca ise laik, demokratik ve kamucu bir düzen talebiyle 7 Kasım’da Trabzon’da yapılacak mitinge çağrı yaparak şu ifadeleri kullandı:

“Sol buluşmanın devrimci-demokratik bir cumhuriyeti hep birlikte kurmak için halkçı, kamucu, laik, demokratik bir ülkeyi inşa etmenin yollarını konuşmak, tartışmak için bir araya geldik. Bu mücadele Mustafa Suphi’lerden, 68'de yükselen gençlik mücadelesinden, 70'lerdeki anti - faşist mücadele hattından, Fatsa'dan, Yeni-Çeltek'ten bugüne bırakılan mirasın izlerinden ilerliyor.

İktidar bloğu çözülüyor, çöküşe doğru ilerliyor. Eski olan yıkılıyor, yenisini kurmak ise bizlerin elinde. Bizler sosyalistler olarak sistemin restorasyonundan, revize edilmesinden yana değiliz, bizler yeni bir toplumsal düzen istiyoruz.

Bu köhnemiş düzen, emekçilere, halka zamdan, zulümden, baskıdan başka bir şey getirmiyor. Siyasal İslamcı, gerici rejimden sıyrılıp; laik, demokratik bağımsız eşitlikçi, kamucu bir düzen istiyoruz. Üretenlerin yönettiği, emekçilerin, köylülerin söz yetki karar sahibi olduğu, doğayla barışık ekosistemi tahrip etmeyen insanların aç yatmadığı bir yaşam istiyoruz. Bu ülkenin gericileri, yobazları konuşuyor, liberalleri konuşuyor, faşistleri konuşuyor. Bizler onlardan daha çok konuşmalıyız. Bu memleketin ilericileri, aydınları, solcuları, kadınları, gençleri, emekçileri, şimdi daha çok yan yana gelmeli örgütlenmeliyiz. SOL parti bunun için var. Şimdi bu tartışmalarımızı daha çok alana daha çok yerele taşımalıyız. SOL parti olarak yapacağımız bölge mitinglerinde bunun için uğraşacağız. 7 Kasım'da Trabzon'da yapılacak bölge mitinginde birlikte yan yana yürümeye birlikte slogan atmaya çağırıyoruz.

Şimdi çağrımız anti-emperyalist bağımsızlıkçı laik ve kamucu sol politikayı hayata geçireceğimiz bu ucube rejime karşı sadece parlamenter anlayışına sıkışmayan tabandan yerel örgütlenmelerin önünü açacak doğrudan demokrasi kanallarını inşa edecek bir mücadele hattına ihtiyaç var. Solda bağımsız sosyalist hareketi birlikte örgütleyelim.”

Üç kentte miting düzenlenecek

SOL Parti, kasım ayında 3 büyük kentte miting düzenleyecek. SOL Parti, Trabzon, İzmir ve İstanbul’da düzenlenecek mitingleri, İl Temsilcileri Toplantısı’nın geçen hafta yayımlanan sonuç bildirgesiyle duyurmuştu. “Tek adam rejiminden ülkemizi kurtarmayı acil bir görev olarak önümüze koyuyoruz” diyerek “Devrimci Demokratik Cumhuriyet” mitingler yapılacağını duyurmuştu. Bildirgede, “Sosyalist SOL’un, laikliğe sahip çıkmanın önemini görmezden gelen, anti-emperyalist bir mücadele eksinine sahip olmayan ve emekçi halkın küresel sermayeye bağımlı sömürü düzeninden kaynaklanan geçim sorunlarına çözüm içermeyen bir restorasyon programı etrafında birleşmesinin doğru olmadığı açıktır” ifadeleri kullanıldı.