Sömürü düzeni lütuf gibi sunuluyor
Karesi’de yaşanan patlamada 8’i kadın 11 işçinin yaşamını yitirmesi kadınların güvencesiz işlere mahkûm edildiğini gözler önüne serdi. Dr. Ay, “Kadınlar ücretsiz emekle özdeşleştirildiği için işgücüne katıldığında asıl işi o değilmiş gibi görülerek emeği değersizleştiriliyor” dedi.

Sarya Toprak
saryatoprak@birgun.netBalıkesir Karesi’de 25 Aralık’ta yaşanan patlamada 8’i kadın 11 işçi yaşamını yitirdi. Karesi’de yaşananlar daha önce 2020’de Sakarya Hendek’teki Havai fişek fabrikasındaki yaşanan patlamayı da tekrar akıllara getirdi.
Hendek’teki patlamadan sonra kadın işçiler çalışırken yaşadıklarını şöyle anlatmıştı: “Bize değer vermiyorlardı, oradan geçer ‘Nasılsınız’ demezdiler. Beni kaşıntı sardı fabrikada, kimyasal alerji yaptı. Doktora gittim ‘Kısa kolluyla çalışmayacaksın’ dedi. Bunu söylediğimde ‘Yok, orada o işi yapacaksın’ denildi. Çünkü orayı en seri yapan bendim, istersen öl orada kaşıntıdan ama yapacaksın! Sürekli patlamalar oluyordu ama çalışmaya mecburdum. Çoluk çocuk okuyor, yaş ilerlemiş…”
Seri üretim fabrikalarında çalışan kadınlardan benzer şeyler duyuyoruz. Son zamanlarda en aşina olduklarımız ise Polonez işçisi kadınlar…
İLK KEZ DENİZ KENARINDA YÜRÜYORUM
Senelerce haftalık izin hakkı bile elinden alınarak çalıştırılmış, ‘Hayatımda ilk kez deniz kenarında yürüyorum, o da direnişim için’ diyen kadınlar… Mücadeleleri bugün tüm işçi sınıfına ve kadın mücadelesine umut oluyor.
Memlekette tüm işçilerin emeği sistematik olarak değersizleştiriliyor. Fakat kadın işçilerin emeği çok daha fazla değersiz. Kadınların ev içi emeği görünmez kılınırken aynı zamanda daha düşük ücretlerle güvencesiz çalışma koşullarına mahkûm edildiler.
BirGün TV’de Mor Gündem’e konuşan Deniz Ay, “Kadınların ev içinde, görünmeyen ve ücretlendirilmeyen bir emek süreci var. Bu emek görülmüyor ve sanki bu hayatın doğal akışıymış gibi anlatılıyor” dedi.
Kadınlar neden güvencesiz, kötü koşullarda çalışmaya mahkûm dersek ilk sormamız gereken şey ‘kadın emeği’ neden bu kadar değersiz diyen Ay, “Temelinde yeniden üretim emeğinin üretilmeden ya da değersiz biçimde piyasalaştırılması yer alıyor” ifadeleri kullandı.
Kadınlar ücretsiz emekle özdeşleştirildiği için işgücüne katıldığında asıl işi o değilmiş gibi görülerek emeğinin değersizleştirildiğini vurgulayan Ay, “Bu aynı zamanda bir maliyet azaltma stratejisi, hesaplı kitaplı bir politika” diye konuştu.
Türkiye’deki tüm sistemin kadını ücretli emeğin dışında tutarak eve hapsetmeyi amaçladığının altını çizen Ay sözlerine şöyle devam etti: “Kadınların işgücüne katılımı arttı. Feminist mücadelenin çok etkisi olsa da bu tek başına bir başarı hikayesi değil. En büyük sebeplerden biri hane içi gelirin düşmesi ve tek ücretin geçinmeye yetmemesi. Burada odaklanılması gereken konu kadınların işgücünde hangi alanlarda olduğu. Hangi koşullarda, neye rağmen, nasıl bir şiddete maruz bırakılarak çalışıyor kadınlar? Yüksek riskli işlerde, çok zor koşullarda çalışıyorlar. Çünkü kadın emeği demek ucuz emek demek. Kadın ücretli emeğe katılmaya karar veriyorsa bunun için birçok çileyi ve fedakârlığı göze alıyor. Bunu kadının asıl işini bakım ve yeniden üretim olduğunu düşünen bir sistemde yapıyor."
OK YAYDAN ÇIKTI, KADINLAR EVE DÖNMEZ
Tüm bunlara rağmen artık ok yaydan çıktı diyen Ay, “Kadını aile içine hapsetmeye yönelik birçok hamle yapılıyor. Bunun emek sürecini düzenlemeye yönelik de bir ayağı var” dedi. Refah devleti sürecinin geride kaldığını kaydeden Ay, “Artık kadını hem istihdamda tutacak hem de çocuk yapmasını kolaylaştıracak ve destekleyecek bir devlet olmadığı için eğer kadın belli bir miktarın üzerinde kazanamıyorsa, istihdamda kalması bakım maliyetlerini karşılamaya yetmeyeceği için kadın hane içine geçmiş oluyor” ifadelerini kullandı.
Ay sözlerini söyle sonlandırdı: "Geçen haftalarda belediye kreşleri çok gündeme gelmişti. Neden? Çünkü bu çok maliyetli ve büyük bir piyasa. Belediyelerin kreş açması özel işletmelerin hoşuna gitmiyor. Yani kadın meselesi aslında sınıf meselesi. Tüm bunlara karşı durmanın tek yolu da direnişi örgütlemekten geçiyor."

∗∗∗
MAKAS AÇILIYOR
Kadınlar işgücüne katılsa da istihdamda yer alamıyor. TÜİK verilerine göre, Ekim ayında kadın işsizliği oranı yüzde 23,9’a çıkarken erkeklerde 12,6 oldu.
∗∗∗
KADINLARA EVİN YOLU GÖSTERİLİYOR
Kadını sadece aile ve annelik üzerinden tanımlayan politikalar kadınları toplumsal hayatın dışına iterek evin yolunu gösteriyor. Yeni bütçede Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı için 407 milyar TL teklif edildi. Bakanlık bütçesinde öncelik kadın olmadı. “Ailenin korunması ve güçlendirilmesi” için 16,6 milyar lira, “kadının güçlendirilmesi” için 5,9 milyar lira ayrıldı. “ailenin korunması” için ayrılan bütçe “kadının güçlenmesine” ayrılan bütçenin neredeyse 3 katı.