Ülkemizin en önemli sanatçısı Yıldız Kenter’le ölümünden bir zaman önce Atatürk Havaalanı’nda karşılaşmıştık. Aile dostuyduk. Eşim Serap’ın sanatçılığını çok beğendiğini söylerdi. Hep oyunlarından ve hedeflerinden bahsetmemi isterdi. Yeni bir ödül almıştı. Çok neşeli ve bir o kadarda yorgun görünüyordu. İlk sözüm, “Yıldız Hanım sizi iyi gördüm” oldu. Her zamanki nezaketiyle “Fikri Bey size bir şey anlatacağım dedi. Madam Marika Beyoğlu’ndaki Balık Pazarı’na gitmiş. Balıkçı bağırıyormuş. “Canlı canlı madam.” Marika balıkçıya dönmüş sormuş; “Taze mi? Balıkçı, “Canlı diyorum Madam” deyince, Marika “bak oğlum, ben de canlıyım ama taze değilim!” Bu hikâyeye birlikte çok gülmüştük!

***

Benim için ders olan bu anıyı niye hatırladım. Türkiye’de de insanlar canlı, ama olması gerektiği gibi yaşayamıyorlar! Zira siyasal İslamcı iktidar ne giyeceklerine ne yiyeceklerine ve hatta neyi düşüneceklerine bile karışıyor! Yaşam kalitesi yok edilmiş, mutsuzluğa mahkûm bırakılmış, baskı ve şiddetle korkutulmuş durumdalar…. Enerjileri kalmamış, yaşam sevincini yitirmiş, yorgun ve umutsuzlar…

***

Bugün bayram!
Kurban Bayramı!

Kaç kişi çocuğuna bayram hediyesi alabildi?

Kaç kişi büyüklerine bir kutu şeker götürebildi?

Kaç büyük anne ya da baba torununa bayram harçlığı verebildi?

Kaç kişi dini vecibesini yerine getirebilmek için kurban kesebildi?

Bunu sadece yaşayan bilir!!!

***

Ekonomi çöktü. İktidara olan güven gün ve gün azalıyor!

Enflasyon azdı. Alman kaynaklarına bakılırsa Türkiye iflas eden ülkeler arasına girmek üzere... Ülkede 30 milyon insan yoksulluk sınırında yaşıyor. 16 milyon insan devlet katkısı olmazsa resmen aç kalacak! 8 milyon emekli asgari ücretin dahi altında aylık alıyor. Dul ve yetim aylığı alan 2,6 milyon kişi ise aylık sadece 769 TL ile geçimini sağlamaya çalışıyor… Çöpten yiyecek toplayanların sayısı çoğaldı! Bu durumda bayramı ağız tadıyla kutlamak mümkün mü?

***

Ağız tadı derken;

“Sedat Peker’in açıklamaları göre; 15 Temmuz gecesi Süleyman Soylu AKP’li Gençlik Kolları üyelerine sandık dolusu Kalaşinkof marka silah dağıtmıştı! Sonrasında, İstanbul’da Özel Harp Dairesi’ne ait olduğu sanılan kayıt dışı silahların da AKP’lilere dağıtıldığı isim, yer, tarih ve araç plakaları verilerek iddia edildi…

Peker’in bu açıklamaları bizzat verdiği isimler aracılıyla doğrulandı.

***

Önceleri tarikatlar eliyle pompalı av tüfekleriyle donatılan siyasal İslamcılar, AKP iktidarında ağır silahlara sahip oldular! TSK’ya sızarak uçaklar, helikopterler ve tankları kullanma fırsatını buldular! Ve FETÖ’nun hain kalkışmasını,15 Temmuz’u Allah’ın lütfu olarak tanımlayıp devletin yapısını değiştirdiler! Hileli 16 Nisan referandumuyla da Türkiye’nin rejimini altüst ettiler! Tüm bunlara rağmen “Fikri iktidarlarını “oluşturamadılar!

***

Başarısız kalkışmayı bir kaos ortamına çevirdiler… Olağanüstü hâl yasasını devreye sokarak, laik demokratik hukuk devletinden kurtulma çalışmalarını hızlandırdılar…

***

Ancak; “laiklik, demokrasi, hak, hukuk, adalet, özgürlük ve barış kavramları Cumhuriyetin temel ilkelerinden çıkarılırsa, çağdaşlıktan yana olanlara baskı ve şiddet uygulanırsa, AKP’nin hedeflediği “İslami yaşam biçimi oluşur “ teorisine tutundular…

Ama o da tutmadı!

***

Çünkü; “Allah yolunda cinayet, katliam, hırsızlık, ahlaksızlık, küçük çocuklara taciz, tecavüz de dahil her şey mubahtır” diyen “Cihatçıların” gerçek yüzünü görüyor! Bu nedenle Türkiye’nin yarısından fazlası AKP’ye biat etmiyor.

***

AKP son kozunu oynamak istiyor. Cüppeli Hoca lakaplı Ahmet Mahmut Ünlü, katıldığı bir televizyon programında IŞİD’in alt yapısını oluşturan selefi yanlısı 2 bin civarında derneğin kurulduğunu ve bunların silahlandığını söyleyerek bir iç savaş hazırlığı yapıldığının sinyalini vermişti... TV’’de insanları tehdit eden, “ölüm listesinin hazır olduğunu” söyleyen, kendilerinin “donanımlı ve en az 50 kişiyi halledebilecek” kapasitede olduklarını kaydeden Sevda Noyan’ın sözleri ise unutulmadı… Sosyal Medyada sürekli eli silahlı insanlar, laikleri öldüreceklerini, kafalarını keseceklerini pervasızca söyleyebiliyorlar!

Kısaca iç savaş naraları atıyorlar!

***

Halkı kin ve düşmanlığa sevk eden ve nefret suçu işleyen bu kişileri soruşturan bir tek yargı mensubu yok! Bu sessizlik iç savaş isteyenleri azdırabilir! Ancak şu bilinmeli ki, çıkacak bir iç savaşın galibi hiçbir zaman AKP ve Cihatçılar olmayacaktır… Bu savaş aksine Türkiye’nin bölünmesine neden olacaktır… Atılacak ilk adım erken seçimdir! Dinci dikta isteyen ve toplumu ayrıştıranların karşısında, sol, çağdaş, devrimci, demokrat yurtseverler, demokrasi ittifakında bir araya gelmeli, laik demokratik hukuk devlet için meşru direnme hakkını kullanmalıdır! Başta sol partiler olmak üzere tüm yurtseverler yeniden kurtuluş mücadelesi vermeye hazırlanmalıdır. Bu yapının önderliğini, misyonuna samimi olarak sahip çıkan, gerçekten halkın partisi olan, korkmadan alanlara inebilen, güvenilir kadroları iş başına getiren CHP yapmalıdır!