Erdemli–Silifke–Taşucu Yolunun Melleç-Kaledran bölümünün ihalesi pazarlık usulüyle yapıldığı için Danıştay’a takıldı. Danıştay, pazarlık usulü yöntemine ancak acil durumlarda başvurabileceğine işaret etti.

Son dönemlerin en büyük ihalesi Danıştay’a takıldı

Karayolları Genel Müdürlüğü'nün son zamanların en büyük ihalelerinden biri olarak gösterilen Erdemli–Silifke–Taşucu Yolunun Melleç ile Kaledran Arası bölümünün ihalesi pazarlık yöntemiyle yapıldı. DW Türkçe’den Gülsen Solaker’in haberine göre ihale pazarlık yöntemiyle yapıldığı için Danıştay’a takıldı.

Son yıllarda iktidarın bazı önemli ihaleleri Kamu İhale Kanunu’nun pazarlık usulünü düzenleyen21'inci maddesinin (b) bendine göre yapması tartışma konusu.

Geçen yıl 15 Ocak’ta düzenlenen Erdemli–Silifke–Taşucu Yolunun Melleç-Kaledran arası kesiminin yapımı ihalesi için de aynı yönteme başvurulmuştu. İhale, 2 milyar 135 milyon TL bedelle Özaltın İnşaat Ortaklığı’na verilmiş ve 2 Şubat’ta da sözleşme imzalanmıştı.

Akdeniz bölgesi için önemli olan bu yola ilişkin bu kadar yüksek meblağdaki bir ihalenin pazarlık usulüyle yapılması o dönemde de eleştiri konusu olmuştu.

Ancak Kamu İhale Kanunu'nun pazarlık usulünü düzenleyen 21'inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi hükmüne göre, "Doğal afetler, salgın hastalıklar, can veya mal kaybı tehlikesi gibi ani ve beklenmeyen veya yapım tekniği açısından özellik arz eden veya yapı veya can ve mal güvenliğinin sağlanması açısından ivedilikle yapılması gerekliliği idarece belirlenen hallerde veyahut idare tarafından önceden öngörülemeyen olayların ortaya çıkması üzerine ihalenin ivedi olarak yapılmasının zorunlu olması” halinde pazarlık usulüne gidilebiliyor.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu geçen günlerde 21/b yöntemiyle yapılan ihaleleri de gündeme getirmişti. Muhalefet, 21/b yöntemi ile kamunun zarara uğratıldığını savunuyor.

DANIŞTAY NE DEDİ?

DW Türkçe'nin edindiği bilgilere göre, Danıştay’ın 13. Dairesi’nin 22 Aralık 2021 tarihli kararında ihalenin iptaline karar verildi. Kararda iptal kararının yanı sıra, iktidarın sık sık başvurduğu pazarlık usulüne ilişkin dikkat çekici ifadeler yer aldı.

Danıştay, ihaleyi veren Karayolları Genel Müdürlüğü'nün "yolun yapılmasının ivedilikle bitirilmesi gerektiğini ve bu nedenle bu yönteme başvurulduğunu” söylediğini belirtirken, şu çelişkiye dikkat çekti:

"Dava konusu işin bitirilme süresinin 900 gün olarak belirlenmesinin ivedilik şartı ile bağdaşmadığı, niteliği gereği kısa sürede tamamlanması gerektiği ileri sürülen yapım işinin 900 gün gibi uzun bir sürece yayıldığı anlaşılmaktadır.”

Danıştay, ayrıca Karayolları Genel Müdürlüğü'nün iddiasının aksine yaşanabilecek trafik kazalarının trafik, can ve mal kaybı tehlikesi oluşturmasının ‘ani ve beklenmeyen olaylar’ olarak değerlendirilemeyeceğini belirtti.

Kararda pazarlık usulüyle ilgili şu ifadelere de yer verildi:

“Pazarlık usulü ile ulaşılmak istenen amaç kesintiye uğrayan idari faaliyetlerin ve kamu hizmetlerinin devamlılığının bir an önce sağlanmasıdır. Zira idare pazarlık usulünde, temel ihale usulünden ayrılarak; ani, beklenmeyen, yapım tekniği açısından özellik arz eden, can ve mal güvenliğinin sağlanması açısından ivedi olarak yapılması zorunlu olan bir işi hızlıca tamamlama ya da ivedi ihtiyaç duyduğu mal veya hizmeti alma yetkisini kullanabilmektedir.”

Kararda bu gibi nedenlerle ihalenin pazarlık usulü ile gerçekleştirilmesinde hukuka uygunluk bulunmadığına dikkat çekildi.