Son yudum gibi bir ders

NECATİ TOSUNER

Cemal Süreya demek Üvercinka demektir.

Onun ilk kitabı olan, 1958’de Yeditepe Yayınları’ndan çıkan Üvercinka, neredeyse daha ilk kitaptan Cemal Süreya’yı özetleyen çarpıcı bir yapıttır. Bu çarpıcılık büyük bir ilgi çekmiş ve Üvercinka kısa sürede tükenerek ikinci baskı yapmıştır. Bu da o yıllarda pek rastlanılmayan bir durumdur.

Şairini özetleyen bir yapıttır dedim. Çünkü, hepimizi hayran bırakacak bir serüven, Cemal Süreya’nın daha sonra tüm yazdıklarında göreceğimiz ona özgü olan ölçülü cinsellik ve baştan sona zekâ, o kitaptan başlar.

1979’da biz Leman ile nişanlıyken Arif Damar’ın evine davetliydik. Orada Cemal Süreya ile beraber oturduk. Hatta Leman’a ısrar edip şarkı söylettiler.

“Ömrüm seni sevmekle nihayet bulacak” diye şarkıyı söyledi Leman.

Cemal Süreya da bu hangi makam diye sordu.

Hüzzam olduğudunu söyleyince…

“Ben demek ki hüzzam severmişim…” dedi.

Ben de Cemal Süreya’ya sert sert bakmışım.

Çünkü böyle gül atar gibi yaklaşma…

Biz de daha bir aylık nişanlıyız, sonra hep beraber gülüştük.

O zamanlar, vapurdan Kadıköy’de inenler dolmuşlar kalabalık diye bahane eder, oralarda bir yerlerde otururlardı.

Sonra, Hatay Lokantası’na Cemal Süreya sık gitmeye başlayınca -yazar çizer takımı da onun gittiği yerlere gitmeyi severdi- Hatay’da buluşma dönemi yaşanmaya başladı.

Bir cumartesi günü Cemal Süreya’nın aklına bir şey geldi.

Oranın sahiplerinden Mehmet Ali para verdi, Cemal Süreya oğlu Memo’yu oradaki Gençlik Kitabevi’ne gönderdi. Bir defter alındı. Bugün artık hep “Hatay Defterleri” diye anılan o birikime, öyle “Cemal Süreyavari” bir başlangıç pek yakıştı.

son-yudum-gibi-bir-ders-672695-1.

Çok yazık oldu, çok erken öldü.

Bunlar tabii insana üzünç veriyor.

Fakat şimdi onun böylesine seviliyor ve biliniyor olması da bir sevinç oluyor.

59 yaşında koskoca Darphane Müdürü ve Maliye Müfettişi öldü. O yıllardaki moda deyişle, bir dikili ağacı bile yoktu.

O şimdi bir yerlerden övünüyordur bunun için.

Cemal Süreya’yı sevmekle güzel bir sevinç yaşayabilir insan okurken. Biz tanırken o sevinci yaşadık.

Son şiirinin adı “Üstü Kalsın”. Sanki son yudumda bir ders verirmiş gibi…

“Üstü Kalsın” diye bir şiir yazarsan, çok geçmeden ölmeyi bilmek gerekir. Yok, eğer ölmez de yaşamayı sürdürürsen, madara olursun.

M. Ali Işık tarafından hazırlanan "Cemal Süreya Hasretiyle
30 Yıl" kitabından