Doğalgaz ve elektriğe gelen rekor zam çalışanı ve emeklisiyle toplumun çoğunluğunu oluşturan dar gelirli yurttaşta büyük endişe yarattı. Bu zamlar milyonlarca yurttaşın içinde bulunduğu şartları daha da katlanılmaz kılacak. Onlar için karakış erken başladı. Zamlar aydınlatma ve ısınma faturalarıyla sınırlı kalmayacak. Tüm kalemlere fiyat artışı yansıyacak. Emekçinin kendi ücretiyle bu zor dönemi aşması mümkün değil. Eğitim, sağlık, ulaşım, barınma kalemlerinde destek şart.

Sonbaharda gelen karakış korkuttu!

Asena TUNCA

Bir yandan tarihin en yüksek enflasyonu, diğer yandan sürekli artan işsizlik ve daha da kötüsü 21. yüzyılın en büyük gelir adaletsizliği yaşanıyor. Sermaye sürekli şiştikçe şişiyor, semirdikçe semiriyor. İktidar, kamunun tüm kaynağını “istihdam ve büyüme” gerekçesi ile zenginlerin önüne sermeye devam ediyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan halkın içinde bulunduğu bu koşullar altında dahi “dünyanın girdiği ekonomik krizi fırsata çevireceğiz” sözlerini sarf edebiliyor. Bakan Nebati “enflasyon kontrol altında, göstergeler iyi noktaya doğru ilerliyor” demeye devam ediyor. Yani milyonların yaşadığı büyük yoksulluğa kör ve sağır bir iktidarla karşı karşıyayız. Bu durumun yakın bir zaman içinde değişme durumu da yok.

Sonbaharın ilk günleri. AKP iktidarının tüm yetkililerinin ağız birliği ederek tüm ekonomik göstergeler için kurtarıcı olacak yaz bitti. Ne turizm geliri ne tarım gelirinde hedef tutmadı. Bırakın hedefi tutturmayı koca yaz boyunca yurttaş ucuz gıdaya bile ulaşamadı. Uzun yıllar sonrası ilk kez yaz aylarında meyve sebze fiyatlarında artış ivmesi yukarıya doğru yaşandı.

***

İKTİDARIN KEYFİNE MECBUR DEĞİLİZ

Kara kış kapıda. Soğuklardan önce içimizi ürperten zam haberleri geldi. Doğalgaz ve elektrik bu yıl içinde dördüncü kez zam gördü. Hem de çift rakamlı zamlardan. Ama soğuklardan önce sırada eğitim ve barınma var. 12 Eylül’de ilk ve orta öğretim için okul zili çalacak. Milyonlarca aile daha şimdiden defter, giysi ve kırtasiye masrafını düşünmeye başladı. İki çocuklu aile için en az bir asgari ücret okuldan içeri adım atarken bitti. Bunun üzerine servis ve yemek parasını eklemiyoruz bile.

Bir hanede üniversite öğrencisi varsa bu genç şehir dışında okuyorsa durum çok daha kötü. Ulaşımdan barınmaya her kalemin ince ince düşünüleceği bir yıl onları bekliyor.

Bölüşümde yaşanan büyük adaletsizlik ise iktidarın nasıl bir tercihte bulunduğunu gösteriyor. Kriz dönemlerinde bankalar dahil tüm finans kesimi büyüyorsa, parası olan zenginleşiyorsa bununla birlikte daha çok çalışan milyonlarca emekçi yoksullaşıyorsa ortada kocaman bir yanlışlık var.

Her şeyden önce kamunun âli görevi her gün daha da yoksullaşan milyonların sorunlarına odaklanmaktır. Sağlık, eğitim, ulaşım, barınma, ısınma gibi temel insan hakkı olan konularda bile kılını kıpırdatmayan iktidar söz konusu sermaye olunca aslan kesiliyor.

Yapılacak belli. En temel insan hakkı olan bu ihtiyaçların kamu tarafından karşılanması için talepleri yükseltirken daha iyi bir ücret ve çalışma koşulları için mücadele etmek acil bir görev olarak duruyor. Kimsenin keyfine bırakmadan istemek ve almak gerekiyor.

Yoksa kış ayları boyunca çok fazla hazin olay anlatır dururuz. Geç kalmadan hemen şimdi haklarımız için adım atmalıyız.

***

AKP iktidarı krizin faturasını yurttaşa yıkmakta kararlı. Tüm dünya yurttaşını krize karşı korumaya yönelik çözümler ararken Erdoğan kabinesi açığı, yurttaşın ödeyeceği zamlı doğalgaz ve elektrik faturalarıyla kapatmayı düşünüyor.

Üstelik bu zamlar sadece aydınlanma ve ısınma faturalarına yansımayacak. İğneden ipliğe her ürünün fiyatı artacak. Yurttaşın bu sürecin üstesinden sadece kendi gelirleri ile gelmesi mümkün değil. Uzmanlar, kış öncesi yapılan bu zammın zor durumda olan milyonlarca yurttaş için yıkım anlamına geleceğini söylüyor.

Gece yarısı gelen zammın ardından hükümet yetkilileri tek kelime etmedi. Muhtemeldir ki APDK tarafından yapılan açıklamada olduğu gibi zammı yurtdışı gelişmelerine bağlayacaklardır. Ama bu duru yurttaşın yaşayacağı yıkımı değiştirmiyor.

ÜCRETLER DÜŞÜYOR HARCAMA ARTIYOR

Zam kararının resmi gazetede yayınlamasıyla birlikte toplumun birçok noktasından tepki gecikmedi. Akademisyenler uygulanan ekonomik politikalardan sonra zammın kimse için sürpriz olmadığının altını çizdi.

BirGün’e konuşan Prof. Dr. Burak Arzova bu zamların yurttaş tarafından karşılamasının mümkün olmadığını ifade ederken yaşanan yüksek enflasyona ve alım gücünün her geçen gün düşmesine işaret etti. Arzova, “Sabit ücretlilerin geliri tarihi düşüşte. Toplumun büyük kesimi asgari ücret ve asgari ücrete yakın ücretlerle çalışıyor. Gelen bu zamlar en çok hane halkını ve kendini enflasyona karşı koruyamayan kesimi zorlayacaktır. Okulların açılacağı dönem yaklaştı, kış geliyor bunlar harcamaları da artıran hazırlıkları beraberinde getiriyor” diye konuştu.

Elektrik ve doğalgaz ücretlerinde özellikle sanayi alanında görülen malyet artışına dikkat çeken Arzova, “Bu kadar yüksek maliyetlerle üretim yapılması enflasyonu daha da artıracaktır. Sanayi ve hizmetten kaynaklanan tüm ihtiyaçlarda fiyat artışı göreceğiz. Zor bir kış olacak” dedi.

Ülkede çalışan kesimin temel ihtiyaçlar dışında nerdeyse her türlü tüketim alışkanlıklarından vazgeçtiğine işaret eden Burak Arzova, barınma, gıda ve ulaşım dışında giderlere para bile ayrılamadığı görüşünde. Bu koşullarda “tasarruf” kelimesinin de lugattan çıktığını söylüyor.

Evlerde tek odada oturma dönemin başlayacağını söyleyen Arzova, “Yurttaşları kartlar, krediler, ödenemeyen ve ertelenen borçlar bekliyor. En ufak bir üründen ısınmaya kadar her şeyi etkileyecek zamlardan söz ediyoruz. Yurttaşlar belki de tek odada oturmaya, ampul sayısını azaltmaya başlayacaklar” diye konuştu.

DOĞALGAZIN ETKİSİ AĞIR OLUR

Rusya ve Ukrayna arasında devam eden çatışma özellikle doğalgazın fiyatını belirsiz kılmaya devam ediyor. Türkiye bu gelişmeyi dövizde yaşanan artış nedeniyle katmerli yaşıyor. Dövizde yaşanan her artış enerji maliyetini de katlıyor.

Ekonomist Mustafa Sönmez Türk lirasının değer kaybıyla zamların daha yıkıcı bir şekilde hissedeceğini söylüyor. Sönmez, “Elektrik ve doğalgaz ithalata dayalı enerjiler. Türkiye her ay 7 milyar dolarlık enerji ithal ediyor. Dışa bağlı bir enerji sistemimiz var. Buna karşılık doların yükselmesi enerji fiyatlarındaki artışa neden oluyor. Geçtiğimiz ay alınan faiz indirme kararı sonucu doların yükselmesi ile enerji fiyatları daha da artmış oldu. Dolayısıyla Türkiye diğer ülkelerden yüzde 100 daha pahalıya enerji kullanıyor. Bu zamlar dövizin artmasıyla kaçınılmazdı, zamlar gelmeye de devam edecektir. İthalatın faturası budur” dedi.

Yurttaşın enerjide yapılan zamları sadece fatura olarak yaşamayacağına dikkat çeken Sönmez, “Enerji, halkı iki şekilde etkiliyor. Biri hane haklının doğrudan kullandığı ve eldeki bütçeyi doğrudan götüren ısınma ve elektrik harcamaları, diğeri ise satın alınan ürün ve hizmetlerin bütçeye yansımasıyla hissedilecek olan dolaylı etki” dedi.

Halkın zamlara karşı tek yapabileceği şeyin yaşam kalitesini aşağıya çekmek olduğunu söyleyen Mustafa Sönmez “Gün geçtikçe yoksullaşan halk ısınma ve elektrikten tasarruf yoluna gidecek ya da eğitim, sağlık gibi hizmetlerden kısarak yaşamını devam ettirecek” diye konuştu.

BU FATURALARI EMEKÇİ ÖDEYEMEZ

İktidarın ‘bütçeden BOTAŞ’ı sübvanse ediyorum’ söylemine de işaret eden ekonomist Sönmez, bu desteğin yurttaş için çok şey ifade etmediğinin altını çizdi.

Gün geçtikçe yoksullaşan ve gelir kaybına uğrayan toplumun geniş kesimi için mutlaka yeni bir düzenlemeye ihtiyaç olduğunu söyleyen Sönmez, sözlerini şöyle tamamladı: “Alt gelir grubuna daha düşük bir tarife uygulanmasını talep etmek gerekir. Bu da bütçede yeni bir transfer anlamına geliyor. Varlıklı kesimi kaybetmek istemeyen iktidarın bunu yapmayı ne kadar isteyeceği de ortada.

Geçen gün TÜİK’in açıkladığı verilere gelecek olursak, pasta büyüdü. Ancak pastanın paylaşımı adil değil. Düşük ve asgari ücretlilerin bu tabloyla başa çıkabilmesi mümkün değil. Hızlı bir çözüm gelmedikçe işgücü kesimi bu zamlardan en çok etkilenecek ve zamlar sonucu en çok zorlanacak kesim olacaktır.”

***

SON ZAM OLMAYACAK

Dr. Murat Kubilay (Ekonomist): Enerji fiyatlarındaki küresel artış Ukrayna savaşının uzamasıyla birlikte ciddi bir sorun haline geldi. Avrupa’daki yükselen fiyatlar Türkiye’nin spottan almış olacağı doğal gazın maliyetini arttırıyor. Zaten halihazırda bu maliyeti yansıtmak istemeyen hükümet de ciddi bir sübvansiyonlarda bulunuyordu. Fakat Türk lirasının değeri korunamadığı için ve hane halkı son uygulanan ekonomik modelle ciddi derecede satın alma gücünü yitirdiği için bu sübvansiyonların sürekli sağlanması gerekiyor. Bunun da bütçeye ciddi bir yükü oluşuyor.

Üzülerek söylemek isterim ki 2022’nin son aylarında ve 2023’ün başında bütçe dengesinin iyice bozulacağı öngörüsüyle eylül ayından itibaren geçerli olan bu elektrik ve doğalgaz zamları son zam olmayacak. Kış aylarında tekrar 1 belki 2 defa belki de tek seferde çok daha yüksek oranlı zamları görebiliriz.

***

İSTANBUL ENFLASYONU 3 HANEDE

İstanbul Ticaret Odası (İTO) ağustos ayı İstanbul enflasyonunu açıkladı. Buna göre İstanbul'un enflasyonu aylık bazda yüzde 2,29, yıllık bazda ise yüzde 99,91'e yükseldi. İstanbul'da kaydedilen söz konusu enflasyon 1998'den bu yana en yüksek seviye olarak kayıtlara geçti.

İTO verilerine göre ağustosta toptan fiyat hareketlerini yansıtan Toptan Eşya Fiyatları indeksi ise aylık yüzde 6,90, yıllık ise 98,9 olarak kaydedildi.

Ağustos 2022’de Perakende fiyatlarda bir önceki aya göre; Kültür Eğitim ve Eğlence Harcamalarında yüzde 13,99, Sağlık ve Kişisel Bakım Harcamalarında yüzde 3,99, Ev Eşyası Harcamalarında yüzde 2,74, Gıda Harcamalarında yüzde 2,70, Konut Harcamalarında yüzde 0,82 ve diğer harcamalarında yüzde 0,06 artış görüldü.

sonbaharda-gelen-karakis-korkuttu-1059063-1.

Giyim Harcamalarında ise yüzde 3,16 ve Ulaştırma ve Haberleşme Harcamalar grubunda yüzde 1,17 azalış izlendi.

Toptan fiyatlarda en çok artış işlenmiş maddeler grubunda görüldü. Ağustos 2022’de Toptan fiyatlarda bir önceki aya göre; İşlenmemiş Maddeler Grubunda yüzde 11,97, Gıda Maddeleri Grubunda yüzde 9,78, Madenler Grubunda yüzde 6,00, İnşaat Malzemeleri Grubunda yüzde 3,26, Mensucat Grubunda yüzde 2,12, Kimyevi Maddeler Grubunda yüzde 1,58 ve Yakacak ve Enerji Maddeleri Grubunda yüzde 0,44 artış izlendi.

***

YOLUN SONUNA GELİNDİ

Türkiye büyük bir toplumsal buhran yaşıyor. Dışa bağımlı ve özelleştirilmiş enerji anlayışıyla bu sürpriz veya beklenmedik bir durum değil. Yoksul halktan enerji tekellerine para akıyor.

Hızlı ve kapsamlı bir kamulaştırma olmadan bu zamlar ve hayat pahalılığı kartopu etkisiyle yurttaşı ezmeye devam edecek. Enerji ana girdilerden biri olduğu için hızla hiperenflasyona doğru giden Türkiye’de gerek gıdada gerek tüm ürünlerde zammı tetikleyecektir.

Borçla enerji faturası ödeyen bir toplum haline getirildik. 4 kişilik bir ailenin elektrik faturası 400 lira. Bu asgari ücretin yüzde 9’una tekabül ediyor.

Çok ciddi bir enerji yoksunluğuyla karşı karşıyayız. Erişimde çok büyük sıkıntı var. Geçen sene 3 milyonun üzerinde yurttaşın faturayı ödememeleri sebebiyle elektriği kesilmişti. Bu sene bu sayı çok daha fazla olacaktır. Mevsim şartlarının dezavantajlı hale geldiği de fazlasıyla hissedilecektir.

Bakın durum çok ciddi. Faturasını ödeyemediği için evde bakım sağlık hizmetlerinden yoksun kalan, durumu kötüleşen hatta yaşamını yitiren insanlar oldu. Çocuğunu saç kurutma makinesi ile ısıtmaya çalışıp başka bir odada intihar eden anneler oldu. Bu sene insanlar sağlıktan eğitime birçok alanda fedakârlık yapmak zorunda kalacak. Enerji zammı meta fiyatlarını da etkileyeceğinden yaşam koşulları daha da kötüleşecek.

Bu zamlar 3 aylık periyotlarla yapılıyor. Bu periyotlar beklenemeyebilir. Ekim-kasım aylarında yeni zamların gelmesi şaşırtıcı olmaz.

***

ZAMMA BÜYÜK TEPKİ

Dün elektrik ve doğalgaza gelen zamma ilişkin toplumun çok farklı kesimlerden tepki yükseldi.

Ahmet Akın (CHP Genel Başkan Yardımcısı): Elektrik ve doğalgaza yapılan zamların ardından yurttaşları kapkara bir kışın beklediğini belirterek, “Kapkara bir karakış geliyor ve ‘kapkara bir kış fonu’na acilen ihtiyaç var. Bin 200 liraya çıktı fatura. 750 liraya çıktı elektrik. Doğalgaz bin 200... Nasıl altından çıkacak.

Müsavat Dervişoğlu (İYİ Parti Grup Başkanvekili): Elektrik ve doğalgaza yapılan zamlara ilişkin, "Oylarıyla en kutlu makamlara geldikleri halde milletimizi unutup saray saltanatına dalan, milletin Hazine’sini çetelerin önüne seren iktidar, dün gece yarısı milletin ekmeğine bir kere daha kan doğramıştır. Bir türlü doyuramadığınız bezirganların haram musluğunu kesin, o para ziyadesiyle Hazine’de kalır, zam yapma ihtiyacı da otomatik olarak ortadan kalkar. Vatandaşın iki büklüm olmuş beline yeni yükler eklemeyin" diye konuştu.

Müjdat Keçeci (Denizli Sanayi Odası Başkanı): Senelerden beri ilk defa böyle bir zam gördük. Sanayici bunu tek başına yüklenemez. Bu yükün altında kalırız. Biz bu zamları yansıtmazsak Türk sanayicisi batar.

Prof. Dr. Veysel Ulusoy: Battaniyeye zam gelecektir.

Ozan Bingöl (Vergi Uzmanı): Büyümeden paylarına düşeni alamayanlar; vergilerden, zamlardan, fiyat artışlarından, güncellemelerden paylarına düşeni fazlasıyla almaya devam ediyorlar.

Dr. Oğuz Demir (Ekonomist): Kış bittiğinden bu yana konutlarda kullanılan doğalgaza; nisanda yüzde 35, haziranda yüzde 30 ve eylülde yüzde 20 zam geldi. Mart sonunda 1000 TL ödediyseniz, başka bir zam daha gelmezse Kasım sonunda aynı tüketime 2 bin 106 TL ödeyeceksiniz. Maaşınız bu arada yüzde 100 arttı mı?

Hakan Kara (Eski TCMB Başekonomisti ekİktisatçı): TCMB enflasyon raporundan alınan bu tablo elektrik ve doğalgaz fiyat artışlarının enflasyona yansımasını özetliyor. Buna göre dün açıklanan zamların enflasyona etkisi toplamda yaklaşık 3 puan, ancak mevcut enflasyonist ortamda etki daha da yüksek olabilir.

Cemal Enginyurt (Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı): Enerji Bakanı Fatih Dönmez elektrik üretiminde rekor kırdık dedin, rekor zam yaptınız. Doğalgaz buluyor, zam yapıyorsunuz. Elektrik üretimi rekor kırıyor, zam yapıyorsunuz. Petrolün varil fiyatı düşüyor, zam yapıyorsunuz. Siz bu milleti sevmiyorsunuz.

***

İKTİDARIN SOYGUNU TAM GAZ SÜRÜYOR

Doğalgaz ve elektrik fiyatlarına dün itibarıyla zam geldi. Konutlarda kullanılan doğalgazın birim fiyatına yüzde 20,4, küçük ve orta ölçekli işletmelerde kullanılan doğalgaz fiyatında yüzde 47,6, sanayide kullanılan doğalgaza yüzde 50,8 zam gelirken, elektrik üretiminde kullanılan doğalgazın birim fiyatında ise yüzde 49,5 oranında artışa gidildi.

Elektrikte ise konutta yüzde 20, kamu ve özel hizmetler grubu abonelerine yüzde 30, sanayi abonelerine ise yüzde 50 oranında zam yapıldı.

Enerji Piyasası Denetleme Kurulu’ndan (EPDK) yapılan açıklamada yapılan zamlar uluslararası piyasalara bağlanırken tüketicinin korunmaya devam edildiği ifade edildi. EPDK’den yapılan açıklamada şu görüşlere yer verildi:

"Doğalgaz ithal bir enerji kaynağı olup, yüzde 99’dan fazlası yapılan uluslararası anlaşmalar çerçevesinde yurtdışı arz kaynaklarından temin edilmektedir. Avrupa’nın en büyük doğalgaz tedarikçisi konumundaki Rusya ile Ukrayna arasında başlayan savaş sonrasında doğalgaz fiyatlarındaki yükseliş artarak devam etmiş ve pandemi öncesine göre küresel piyasalardaki doğalgaz fiyatlarında yüzde 2 bine varan oranlarda artış meydana gelmiştir. Buna karşın, küresel piyasalardaki yüksek doğal gaz fiyatları bugüne kadar tüketicilerimize aynı oranda yansıtılmamıştır.”

EPDK bu artışlara rağmen, konutlarda kullanılan doğalgazda tüketicilerine yüzde 80 oranında destek verildiğini belirtti.

ELEKTRİĞE DE BÜYÜK ZAM

EPDK, yaptığı açıklamada, salgının etkilerinin küresel ekonomilerde etkisini sürdürdüğü bir dönemde başlayan Rusya-Ukrayna savaşının başta Avrupa ülkeleri olmak üzere tüm dünya enerji piyasaları için ağır sonuçları olduğunu ifade etti.

"Küresel enerji krizi" olarak da yorumlanan bu süreçte tüm ham madde fiyatlarında olağanüstü artışlar yaşandığına söylenen açıklama şöyle:

"Bu durum ülkemizdeki enerji üretim maliyetlerini de olumsuz etkilemiştir. Özellikle son aylarda küresel piyasalardaki enerji ham madde fiyatlarındaki artışların belirli seviyeleri geçmesi sebebiyle nihai elektrik tarifelerinde mesken ve tarımsal faaliyetler abone grupları için yüzde 20, kamu ve özel hizmetler sektörü ile diğer aboneler grubu için yüzde 30, sanayi abone grubu için yüzde 50 artış yapılmıştır. Bu artışla beraber 100 kilovatsaat elektrik tüketimi olan bir mesken abonesi için ödenecek tutar 173,46 lira olmuştur."

sonbaharda-gelen-karakis-korkuttu-1059064-1.

***

BU FATURALAR ÖDENMEZ, ÖDEMEYECEĞİZ!

SOL Parti dün yapılan elektrik ve doğalgaz zammından sonra dar gelirlinin ülkede neredeyse yaşama şansının olmadığını söyledi. SOL Parti Merkez Yürütme Kurulu adına yapılan yazılı açıklamada Türkiye’nin büyük bir toplumsal bunalımın eşiğinde olduğuna işaret edilerek iktidarın ekonomi politikalarının yoksullardan zenginlere büyük bir servet transferine yol açtığı ifade edildi. SOL Parti açıklamasında “Mega şirketler büyük kar oranlarına ulaşırken emekçi halk zamlar altında inim inim inletiliyor. Doğalgaz ve elektriğe yapılan yeni zamlarla enerjiye erişmek de imkansız hale geliyor. Gıdadan barınmaya, ulaşımdan eğitim ve sağlığa en temel insani ihtiyaçlar dahi karşılanamıyor” derken acil atılması gereke adımları 5 maddede özetledi:

Halkın çıkarlarını savunmak için ACİL adımlar

1. Zamlar geri alınmalı, borç nedeniyle kimse elektrik ve doğalgazdan yoksun kalmamalıdır. Asgari ücretin yüzde 10’una kadar faturalar kamu bütçesinden karşılanmalıdır. İnternet parasız olmalıdır. Enerji şirketleri başta gelmek üzere özelleştirilen tüm iletişim ve enerji üretim ve dağıtım yapısı kamulaştırılmalıdır.

2. Eğitim ve sağlık bir haktır, devlet eliyle herkese eşit, ücretsiz ve nitelikli olarak sunulmalıdır. Servet biriktirme aracına dönüşmüş özel okul ve özel hastaneler kamulaştırılmalıdır.

3. Barınma haktır, devlet tüm öğrencilerin barınma sorununu ücretsiz olarak çözmelidir. Bunun için kamu kaynaklarıyla büyütülmüş tüm tarikat ve cemaat yurtları kamulaştırılmalıdır. Gençlerin kredi borçları silinmeli, ücretsiz eğitimin parçası olarak karşılıksız burs verilmelidir.

4. Herkese yurttaşlık temel geliri ödenmelidir. Her kişiye ülkenin yurttaşı, toplumsal varlıkların paydaşı olması s��fatıyla bütçeden yurttaşlık temel geliri ödenmelidir.

5. Halkın ihtiyaçlarını karşılamak üzere kademeli olarak servet vergisi uygulanmalıdır. Emekçilerin ödediği dolaylı vergilerin payı azaltılmalı, yıllardır yoksulların cebinden zenginlerin kasasına yapılan servet transferi sona erdirilerek servet vergisi hayata geçirilmelidir.