Ne oldu da ABD çekildiğini açıkladıktan sonra birdenbire Taliban hızla ilerlemeye başladı? ABD gözetiminde örgüt ile Afgan hükümeti arasında Doha’da “ateşkes/barış görüşmeleri” yapılırken her şey nasıl başa sardı. Majid Sattar’ın FAZ’daki yazısında belirttiği üzere Vietnam’daki kaçışı akıllara getiren bu kaçış hikayesi akıllara türlü oyunlar getiriyor.

Joe Biden, “Taliban, Kuzey Vietnam ordusu değil” diyerek 1975’te Saygon’daki gibi bir fotoğraf olmayacak dese de yaşananlar fena halde Vietnam’ı çağrıştırıyor. İşgalin sembol merkezi Bagram üssü, Afgan ordusuna dahi haber verilmeden bir gecede ansızın boşaltıldı. Arkasına bakmadan Afganistan’dan kaçan ABD ordusu geride yüzlerce hatta binlerce araç, teçhizat, silah ve mühimmat bıraktı.

Biden, George W. Bush’un 7 Ekim 2001’de Afganistan ve Irak işgallerinin/müdahalelerinin başlangıcı olan “Sonsuz Özgürlük Operasyonu”nu ilan ettiği odada “sonsuz savaş”ları sona erdirme zamanının geldiğini açıkladığında tarihler 14 Nisan’ı gösteriyordu.

“Başka bir nesil Amerikalıyı Afganistan’da savaşa göndermeyeceğim” diyen Biden, 11 Eylül 2001’deki saldırıların 20’nci yıl dönümü öncesinde Afganistan’daki binlerce ABD askerinin tamamının geri çekileceğini açıklamasının üzerinden fazla bir süre geçmedi. Çekilme işlemi 1 Mayıs’tan itibaren başladı. NATO müttefikleri de ABD’yi takip etti.

ABD NEDEN ÇEKİLİYOR?

ABD’nin tarihindeki en uzun süreli müdahalelerinden biri olan Afganistan işgali emperyalist müdahaleciliğin çarpıcı bir fotoğrafı. Biden, Vietnam benzetmesinden hoşlanmasa da neden ABD çekiliyor? “Sonsuz savaş” görünürde ABD için bitse de, Afganistan ve Orta Asya’da yeni savaşların kapısı aralanıyor.

Rusya ve Çin’i düşman ilan ederek bütün küresel stratejisini bu ülkelerin kuşatılması üzerine inşa eden Amerikan emperyalizminin Afganistan gibi jeostratejik bir bölgeyi “ebedi savaş”ı bitirmek için terk etmediği malum. Bu durum kendisi için belirlediği “küresel liderlik” görevinin doğasına ters. “ABD geri döndü” denilerek dünyaya gözdağı verilirken Rusya ve Çin’in arasına bir kama gibi saplanmış Afganistan’dan çekilmek başka türlü stratejilerin sonucu.

Biden’ın bu jandarmalık misyonu sürdürmek için bitmek bilmeyen yeni savaşlara gereksinim duyduğu açık. Dünya genelinde yüzlerce askeri üstte hâlihazırda yaklaşık 200 bin askeri konuşlandıran ABD’nin Çin’e karşı Asya-Pasifik hattına yığınak yaparken Avrasya’yı Moskova ve Kremlin’e bu şekilde “gönüllü” bırakmayacağı aşikâr.

BÜYÜK OYUN NEDİR?

Peki, hesaplanan nedir? Nisan ayındaki konuşmasının satır aralarında Biden, Afganistan’dan çıkarken rakiplerini batağa çekeceğini şu sözlerle açıkça belirtiyordu: “Bölgedeki diğer ülkelerden özellikle Pakistan, ayrıca Rusya, Çin, Hindistan ve Türkiye’den daha fazlasını yapmalarını isteyeceğiz. Onların, Afganistan’ın istikrarlı geleceğinde her zaman önemli bir payları var.”

Dediği gibi de oldu. Moskova ve Pekin, Taliban’ın ilerlemesinin ardından devreye girmeye başladı. Zira her iki ülke de Afganistan’ın radikal İslamcı yapıların denetimine girmesinden ve buradaki radikalizmin de kendi ülkelerindekini tetiklemesinden endişe ediyorlar. Orta Asya’nın istikrarsızlığa sürüklenmesi Moskova ve Pekin’in enerjilerinin önemli bir bölümünü buraya kaydırması demek.

NATO CEPHEYE

Ergin Yıldızoğlu Hoca da Cumhuriyet’teki köşesinde ABD’nin bu hamlesinin ardındaki nedenleri değerlendirirken “spekülatif bir yaklaşımla” şunu soruyordu; “Sakın, Biden yönetimi, bir taraftan ‘Batı Bloku’nu canlandırmaya, NATO’yu küreselleştirmeye, diğer taraftan stratejik rakip olarak gördüğü Çin ve Rusya’yı büyük ekonomik ve askeri kaynak harcamaya zorlayacak jeopolitik istikrarsızlıklara yatırım yapıyor olmasın?”

Emareler bu yönde. Biden yönetiminin ABD yerine NATO’yu sahaya sürme isteği sır değil. ABD’nin kendi yerine Irak ve Katar’da NATO’ya cepheye sürme talebi daha önce dillendirilmişti. NATO’nun küreselleştirilmesi için Afganistan sahası onlar açısından bir fırsat. ABD “ansızın” çekilirken Taliban hızla ilerliyor. Görünen o ki bu çekiliş hikayesinin içinde başka hikayeler var. Küresel güç merkezleri arasındaki paylaşım, nüfuz ve hegemonya kapışmasında büyük fotoğrafa bakmakta yarar var!