Sorumlular cezasını çekmeli

İstanbul Çekmeköy’deki Serüven Otizm Spor Kulübü’nde otizmli 19 yaşındaki Arda C. adlı öğrenci, kurumda görevli eğitimden tarafından darbedildi. Aile konuya ilişkin suç duyurusunda bulundu. Yaşananların ardından şiddet uyguladığı belirlenen F.D isimli eğitmen ile okul müdürü E.U. gözaltına alındı. İki kişi kasten yaralama suçundan adliyeye sevk edildi.

Aile ve Sosyal Hizmet Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada "Otizmli gencimiz ve ailesine yönelik uzman ekiplerimiz tarafından psikososyal destek süreci başlatılmıştır. Bakanlık olarak yargı sürecine müdahil olarak şiddet uygulayan şahsın en ağır cezayı almasının yakın takipçisi olacağız" denildi.

BirGün’e konuşan anne Burcu Gölbaşı, oğlunun aynı gün iki kez darbedildiğini belirterek "Elimizde tek bir video var ve ikisi de aynı gün çekilmiş. Çünkü iki farklı darp olayında oğlum da eğitimeni de aynı kıyafetle görülüyor. Aynı gün iki olay olmuş. Muhtemelen sistematik bir şiddet, bir seferlik bir şiddet olmayabilir" dedi.

Oğlunu darbeden kişinin okulun eğitmeni ve aynı zamanda şoförlüğünü yaptığını anlatan anne, şöyle devam etti:

"Beni salı akşamı kurum sahibi aradı. ‘Böyle böyle bir durum var, karakola gidiyorum, şiddeti gösteren kişi hakkında şikâyetçi olacağım’ dedi. Ardından beni karakoldan aradılar. Oraya gidince videoyu gördüm. Görüntüleri görünce içim çok yandı. Canım yanıyor. Arda, bir yıldır o kuruma gidiyordu, daha önce hiç şüphelenmemiştim. Eğitmen ve kurum müdürü hakkında şikâyetçi oldum. Darp raporu da aldık, hukuki süreci başlattık. Cezalar daha caydırıcı olmalı, bir ceza almıyorlar ki. Yapan yaptığı ile kalıyor. Çocuğum öyle bir şiddete maruz kalırken her kim görüp sustuysa, her kim göz yumduysa herkes cezasını alsın istiyorum."

KAĞIT ÜZERİNDE DENETİMLER

Avukatı Sedef Erken ise şiddet dosyasını yakından takip edeceğini söyledi. "Annenin maddi durumu yeterli değil ve bursla bu okula gidiyormuş" diyen Erken, bu merkezlerde ciddi denetim sorunları olduğunu söyledi. Erken, şöyle devam etti: "Aynı zamanda bu tür kurumlarda kameralar da olmalı ama bizim bütün taleplerimize rağmen hem Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı rehabilitasyon merkezlerine, hem de Gençlik ve Spor Bakanlığı’na bu tür merkezlerde kamera uygulamaları konulmuyor ve denetlenmiyor. Hatta devlet okullarında bile özel eğitim ihtiyacı olan çocukların sınıflarında bu kameraların olması gerek. Çünkü kendini sözlü olarak ifade edemeyen çocuk eve gelip ‘Beni dövdüler’ diyemiyor. Hem bu tür özel eğitime ihtiyaç duyan çocuk ve gençlerin hem yaşlıların bulunduğu ortamlar izlenmeli ve çok sıkı denetlenmeli. Sadece kurumlarıv değil aynı zamanda sistemi sorgulayan hukuki girişimlerimiz olacak. Çünkü aslında yaşananlar bir sonuç. Sistemin birçok eksiğinin birleşip geldiğinin nokta, asıl bunları sorgulayacak bir takım hukuki girişimlerimiz olacak. Basit yaralama deği, sistematik işkence olduğu açık. Bu sadece bu kurumda değil birçok olayda böyle."