Sorumlular yargıdan kaçırıldı: Adalet yerini bulmadı

HÜSEYİN ŞİMŞEK

10 Ekim 2015 tarihinde KESK, DİSK, TMMOB ve TTB tarafından yapılması planlanan “Emek, Barış ve Demokrasi” mitingi öncesinde IŞİD’in gerçekleştirdiği ve 103 yurttaşın yaşamını kaybettiği Ankara Katliamı davasında karar verildi. Mahkeme, dokuz sanık hakkında 101’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ve 10 bin 557 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Dava, Ankara 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan 10 grup duruşma ve 54 celse sonucunda karara bağlanırken geriye mağdur ailelerinin ve avukatların itirazı kaldı. Katliamda ihmali bulunan kamu görevlilerinin yargılanması talebi, yakalanamayan 17 sanık ve dosyaya eklenmeyen evraklar, yargılamanın akılda kalanları oldu.

Ankara Garı’nda yaşanan katliamda hayatını kaybeden 103 kişinin ailesi ve 500’e yakın yaralı, adalet taleplerinin son bulmayacağını, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) dahil her yerde davayı sürdüreceğini bildirdi.

19 tutuklu sanıktan yalnızca dokuzu için ağırlaştırılmış müebbet cezası talep eden savcılık, IŞİD’in Türkiye emiri olduğu söylenen İlhami Balı’nın, Ankara ve Suruç katliamlarının planlayıcıları arasında yer alan Savaş Yıldız’ın, Edremit Türe’nin ve Ömer Deniz Dündar’ın, ayrıca diğer 13 IŞİD’linin yakalanamamasının mütalaa vermek için bir engel olmadığını savundu. Yargılamanın temel itiraz noktalarından biri de “yargılanmayan kamu görevlileri” oldu. Ankara’da IŞİD’in intihar eylemlerinin engellenebileceğine, bazı kamu görevlilerinin ihmali olduğuna ve soruşturulması gerektiğine ilişkin polis başmüfettişi raporu hakkında “takipsizlik” kararı verildi. Kamu görevlilerinin ihmalini sıralayan rapor, mahkeme heyeti tarafından dava dosyasına kabul edilmedi.

Deliller dosyaya eklenemedi

Katliam tüm boyutlarıyla aydınlatılmadan, gerçek sorumlular yargılanmadan adaletin sağlanamayacağını ifade eden aileler, bazı kamu çalışanlarının davayı yavaşlattığını da iddia etti. Tüm bu itirazların yapıldığı yargılama sürecinin ilk ayağı dün sona erdi. Sincan Ceza infaz Kurumu adliyesinde yapılan son duruşmada sanıklar da mağdurlar da mahkemenin gerçek adaleti sağlayamadığını, kararın çoktan verildiğini ve “asıl sorumluların yargılanmadığını” ifade etti. Mağdur avukatları, kararı temyiz edeceklerini açıkladı. Karara demokratik kitle örgütleri de sert tepki gösterdi. Kararın ardından avukatlar ve 10 Ekim aileleri bir açıklama yaptı. Açıklamada “Adaletin iyileştirici duygusunun karşısında ağlamayacağız ve pes etmeyeceğiz. Adalet demeye devam edeceğiz” ifadeleri öne çıktı.